Sevgili okuyucularım lütfen vote ve sevgi dolu yorumlarınızı bırakmayı unutmayın...
🖤🖤🖤***
Kalbimi zapt edemiyordum. Heyecanla ona baktım. O ise kendinden emin, aşk dolu gözlerle bana bakıyordu.
Başımı dikleştirdim ve elimi, avuç içine bıraktım. Parmakları elimi kenetlerken salonun ortasına doğru yürüdük.
Ortaya geldiğimizde elimi, tutan elini kaldırdı ve parmak uçları ile elimi tutarak beni kendi etrafımda bir tur döndürüp kendine çekti. Dans pozisyonuna girmiştik. O sırada tekrar müzik değişti.
Gözlerim endişeyle Alparslan'a tutundu. Herkes bize bakıyordu ve oldukça gerilmiştim. Vücudum tıpkı kanatlarını çırpan bir kuş gibiydi. Titriyordum. Kendimi toparlayabilmek için kısık bir nefes aldım. O sırada Alparslan bana yaklaştı ve kulağıma doğru eğilerek, "Artık kendimi tamamlanmış hissediyorum." diye fısıldadı.
Gözlerimi hızla kırpıştırdım ve heyecanla yutkundum. Ondan aldığım cesaretle ilk adımı ben attım. Ve devamını o getirdi. Şaşırmıştım, çünkü yaptığımız dans normal bir dans değildi. Waltz'dı. Müziğin ritmine göre hareket ediyorduk. Bazen beni dikkatle sararken bazen de özgürlüğüne kavuşan bir kuş gibi etrafımda döndürüyordu. Öğrenci değişimi için gittiğim bir senelik program olan Viyana'da Waltz eğitimi almıştım. Ama Alparslan nerden biliyordu? Bu dansı nasıl öğrendiğini oldukça merak etmiştim. Çünkü hareketleri ondan beklenmeyecek kadar yumuşaktı.
Beni kavrayışları öyle yumuşaktı ki, benimle dans edenin Alparslan olması şaşkınlığıma yeni devir açtırmıştı.
Hassas dokunuşları beni özel hissettiriyordu. Tıpkı, tıpkı çok değerli ve en sevdiğin şeyi büyük bir hassasiyetle, aşkla korursun ya işte öyle hissediyordum. Müziğin büyüsüne kapılmış bir şekilde birbirimizi tamamlıyorduk. Ne eksik ne de fazla...
Sadece biz vardık.
Yumuşak dokunuşları ile son kez beni etrafımda çevirdi ve kendine çekerek arkadan sarıldı. Müziğin son bulması ile gözlerimi huzurla kapatıp açtığımda salonda büyük bir gürültüyle alkış koptu. İrkilerek karşıma baktığımda Ferhat'ın yüzünde oldukça muzip bir ifade oluşmuştu. Alparslan'ın elini belimde hissedince gözlerimi Ferhat'tan ayırıp ona çevirdim. Buz mavileri ilgiyle yüzümü inceliyordu. Derince yutkundum. Onun beni yönlendirmesiyle masamıza doğru kalabalığın içerisinden geçerek ilerledik.Gerginliğimi dansla unutsamda şimdi tekrar geri gelmişti. Avuç içlerimin terlemesiyle, artık iyice bunalmıştım. Bu ortamdan sıyrılıp biraz hava alsam iyi olabilirdi. Bu yüzden Alparslan'ın kulağına eğilerek lavaboya gideceğimi söyledim. Benimle hareket edince şaşkınlıkla ona baktım ve gözlerimi devirerek konuştum. "Çocuk değilim, kendim gidebilirim."
Gözlerini kıstı, bir süre bana baktıktan sonra başını olumlu anlamda salladı. Arkamı dönüp ilerleyeceğim sırada birden kolumu tutarak fısıldadı.
"Onlar da seninle gelecek."
Gözleriyle işaret ettiği yere baktım. Buraya gelirken arkamızda bulunan adamlardan bahsediyordu. Bıkkınlıkla göz devirdim ve lavaboların olduğu yere doğru ilerledim.
Ne gerek vardı Allah aşkına. Peşinde iri cüsseli adamlarla lavaboya giden tek ben vardım sanırım.Kadınların olduğu bölüme baktım. Hemen sağ taraftaydı. Kapıyı açacağım sırada iki kadın konuşarak dışarı çıktı. Açık bıraktıkları kapıdan hızla içeri girdim ve elimde ki çantayı lavabonun kenarına koydum. Ellerim terlemişti. Ne zaman stresli olsam, her zaman ellerim terlerdi. Herkesin bana bakması da resmen tuzu biberi olmuştu. Musluğu açacağım sırada kapı tekrar açıldı. Bakma ihtiyacı hissetmeden ellerimi suya soktum. Fakat ses gelmeyince başımı çevirip yana doğru bir bakış attığımda irkilerek geriye bir adım attım. Çünkü kadın tam olarak yanıma gelmiş bana dikkatle bakıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LİDER
Fiksi RemajaYüzünde bu zamana kadar hiç görmediğim tuhaf bir ifade belirdi. Yana doğru bir adım atıp kulağına doğru eğildiğimde sessizce fısıldadım: ''Sana bir sır vereyim mi? Kalbini kırdığın bir kadına asla güvenme. Bu vereceğin en büyük yanlış karar olur. Y...