AYRI DÜNYALARIN İNSANIYIZ 2

9.BÖLÜM(Hatıra Tüneli)

NATSU
Kafamda dönen o kadar çok çark var ki ortama odaklanamıyorum.

Nel:
"Ne kırması?"

Lucilfer:
"Öküz kırması"

Nel:
"Yok deve!"

Lucilfer:
"Aydınlık taraf ve Karanlık taraf kırması başka ne olabilir."

Nel:
"Artık ne olduğunu bende bilmiyorum."

Tepkisiz duran Palm'e baktım onun aklında bir şeyler var gibi.

Natsu:
"Sen ne diyorsun Palm. İki safkan karanlık ve aydınlık taraflı birbirini sevip çocuk yapmış olabilirler mi? Böyle bir şey münkün mü?"

Nel:
"Düşüncesi bile tüyler ürpertici. Kedi ve köpeğin evlenmesiyle aynı şey şu an dediğin ya da kurt ve kuzu."

Normalde Nel'e kızardım ama düşününce haklı aslında. Lucy dışındaki bütün aydınlık taraflıların yanında kendimi kötü hissediyorum. İçimden gelen bir rahatsızlık ve itici his oluyorken onlara ilgi duymak imkansız. İğrendiğin bir şeyi yemek gibi.

Palm:
"Çok ama çok nadirde olsa bir yolu var. Eğer iki kişi birbirine kalpten bağlanmayı başarırsa zıtlıklar onları rahatsız etmez ama böyle bir şeyin olması için iki tarafında birbirlerini kendi canlarından çok sevmesi gerekir."

Natsu:
"O zaman Lucy ak ırkla kara ırkın karışımı bir ırk mı oluyor."

Palm:
"Bu durumda Lucy yeni bir ırkı temsil eder."

Lucilfer:
"Yani o hem karanlık hemde aydınlık tarafın güçlerini taşıyan eşsiz bir tür."

Lucilfer bunu söylerken heyecanlamış gibiydi. Nadir şeylere ilgi duyduğu çok açık.

Palm:
"Ve bu ortaya çıkarsa öldürülebilir."

Natsu:
"Buna asla izin vermem."

Nel:
"Anlamadığım bir şey var. Şimdi koskaca aydınlık taraf kraliçesi bir karanlık taraflıyla mı birlikte olmuş ben şok!"

Lucilfer:
"Boşuna büyük sır demiyoruz."

Natsu:
"O zaman kocasını aldatmış olmalı çünkü Lucy'nin aydınlık taraflı bir ablası var."

Palm:
"Ablasının aydınlık taraflı olduğuna emin misin?"

Natsu:
"%100 eminim. Lucy Karma taraf elçiliğine geldiğinde yanında ablası vardı onun yanında rahatsız hissetmiştim."

Nel:
"O zaman aldatmış!!!"

Lucilfer:
"Ben öyle olduğundan emin değilim."

Nel:
"Nasıl yani?"

Natsu:
"Çünkü Lucy ne ablasına ne de kraliçeye benziyor. Sanki tamamen farklı bir aileden gibi."

Nel:
"Benim beyin yandı siz devam edin."

Lucy hakkında bildiklerime ben bile şaşırıyorum. Sanki konuşulanların cevabı bir anda beynimdeki anılardan şeçilerek önüme konuyor. Bunun Lucy ile telepati kurmamla bir alakası olabilir mi? Her şeyi bir kenara bırakırsam saatlerdir tartışıp duruyorken asıl konuya odaklanmayı unuttuk.

Natsu:
"Herkes sussun!"

Herkes tartışmayı kesip bana baktı.

Natsu:
"Benim Lucy'e ulaşmam şu an her şeyden daha önemli. Konuyu kapatın ve benim aydınlık tarafa girmem için bir yol bulun."

LUCY
Kapının ardında uzun bir tünel var. Tünelin sonunda üç tane yanyana duran başka tünellere çıkıyor. O piti piti yapıp şeçerek soldaki tünele girdim.
Bu tünelin içinde ufak bir oda var ve bir duvarında birbirine sarılmış bir çiftin resmi dikkatimi çekti. Yakından bakınca bu resmin fotoların birleşiminden oluştuğunu farkettim.Vay canına kadın bana çok benziyor! Bu tesadüf  olabilir  mi? Fotoları inceledim. Tamamen adam ve kadının birlikteki anıları özenle toplanıp böyle romantik bir resmi oluşturmuş. Bu çok hoş bir hatıra ama garip olan diğer şey ise bu çift hep ıssız yerlerde foto çekilmiş gibi duruyor. Orman, mağara, dağ gibi yerlerde çok var. Neden hiç festival ya da şenlik gibi yerlere gitmemişler. Sanki insanlardan saklanıyorlar ama neden? Ah bir saniye. Yoksa adam karanlık taraflı mı? Onun dişleri sivri. Kadın net bir şekilde aydınlık taraflı belli. Odanın diğer köşesinde çekmeceli bir çalışma masası var. Önunde duran ahşap sandalyeye oturdum. Masada parmağımı gezdirdim. Oldukça tozlu, uzun zamandır kullanılmamış gibi görünüyor. Masanın en üst çekmecesini açtım, boş. Bir altakine baktım. O da boş. Sonuncusununda boş çıkacağını düşündüğümden pek hevesim kalmamıştı ama boş çıkmayınca sevindim. Toz pembe kapaklı süslü bir defter var yanında da kuş tüyü kalem ve mürekkep.
Defteri çıkarı masaya koydum. Biraz sert koyunca masadaki toz kalktı. Öksürürken bir yandanda tozlar gitsin diye elimi savurdum. Defterin ilk sayfasını açtığında kime ait olduğunu öğrenince şaşırdım.