0.5"Sorun Ne, Eva?"

42K 357 19
                                    

hey, buraya anlamayanlar için yazıyorum. not tutmayı ya da açıklama yapmayı sevmem ama gerekliymiş. burayı okumadan başlamayın!

hikâyedeki karakterlerimin hiçbiri Türk değil ve Türk'ler gibi davranmasını bekleyemezsiniz. deneyimime dayanarak söylüyorum (yazıyorum). karakterlerimin davranışları veyahut konuşmaları size farklı gelebilir çünkü aranızda büyük bir kültür farkı var. misal evlenmeden yapılan beraberlikler onlar için gayet doğal. hepiniz yabancı dizilerde veya filmlerde en az bir kere denk gelmişsinizdir eminim ki. bunu fark etmenizi isterdim ama neyse. bir daha açıklama yapmak istemiyorum, lütfen anlamaya çalışın.

🔥

İmzalanması gereken dosyaları ve belgelerin hepsini toparladım. Bugün öyle çok yorulmuştum ki. Sabahtan beri yapmadığım iş kalmamıştı. Bay Lee sabahtan beri rahat vermemişti çünkü. Zaten çok uygunsuz şeyler yaşamıştık. Beni yarı çıplak görmesi bile yeterince büyük bir olaydı. Ve şimdi sürekli olarak yanındaydım. Göz göze geliyorduk. Her göz göze geldiğimizde yanaklarım kızarıyordu. Bunu engelleyemiyordum.

Odamın kapısını açtım ve patronumun kapısını tıklattım. Anna bana tip tip bakıyordu. Çünkü bugün en çok Bay Lee'nin yanına uğraşmıştım. Elimdeki dosyaları zar zor taşıyorken içeriden 'gir' sesi geldi. Yorgun bir şekilde içeriye girip elimdekilerle birlikte kapıyı kapattım. Dikkatli bir şekilde tüm dosyaları patronumun masasının üzerine bıraktım.

"İstediğiniz dosyalar Bay Lee." Diyerek bekledim. Çıkabilirsin komutunu bekliyordum ama yakışıklı patronum dosyalara tip tip bakıyordu.

"Bunlar istediğim dosyalar değil Eva!"
Sert bir şekilde çıkışan patronuma şaşkınlıkla baktım. Derdi neydi? Oturduğu yerden evrak imzalamak ne kadar zor olabilirdi? Sabahtan beri her işe koşturmuştum. Ayağım şişmişti, topuklularım dar geliyordu. Ama beyefendi yine bana çıkışıyordu!

"Bunlar tam olarak istediğiniz dosyalar Bay Lee. İmzalanması gereken tüm dosyalar ve belgeleri getirdim."

Kaşlarını çatarak yüzüme baktı.
"Ne istediğimi benden daha mı iyi bileceksin? Aralık ayının istatistiklerini istiyorum. Bana onları getir."

Kaşlarımı çattım. Sinirim çok bozulmuştu. Sinirden ağlayabilirdim hatta. Daha dün bana çok iyi davranan patronum şuan bambaşka biri gibi davranıyordu. İşte o zaman aklıma dank etti. Biz onunla aynı değildik. O yakışıklıydı ve başarılı bir şirketin patronuydu. Bense bu başarılı şirkette normal bir çalışandım. İçimden geçirdiğim düşünceler için kendime kızdım. Onu yakışıklı bulamazdım.

Kafamı yere eğdim. Ağlamak istiyordum.
"Peki Bay Lee, özür dilerim."
Çıkarken göz göze geldiğimizde daha değişik baksa da kararım kesindi. Artık patronum ile ilgili düşünmeyecektim. O kadar kötü hissediyordum ki. Tıpkı bir aptal gibi.
🔥

"Of çok yoruldum! Eski patronumu özledim!"
Amanda oflayarak yakınıyordu. Öğle arasındaydık. Çoğunluğu bizim şirketin oluşturduğu bir restoranta gelmiştik. Masamızda Amanda'nın arkadaşları vardı. Yeni tanışmıştık ama keyifli bir ortamdı.

"Ben herkesten memnunum benim için kimse problem değil."
Diyerek pis pis sırıtan Joe'ya güldük.

"Bizim katta hiç güzel kız yok. Keşke Eva'nın katında olsaydım."
Diyen Jonas'a dil çıkardım.

"Güzel arıyorsan en alt katta olman gerek ki maalesef en alt katta duracağın bir yer yok."
Diyerek güldüm.

Gülümsedi. Gamzeleri bir hayli hoştu.
"Senin katında olmayı tercih ederim ama."

Amanda ve Joe pis pis gülerken ben de utandığım için kızarmıştım. Yemeklerimiz bitene kadar bol bol sohbet etmiş, gülmüştük. Yeni kişilerle tanıştığım için memnundum. Sadece yeni bir patron değil, yeni çalışanlarda gelmişti şirkete. Oysa bundan haberim bile yoktu. Anna'yı bu yüzden gebertecektim!

"Evet Hanımlar bizim kalkmamız gerek."
Diyerek ayaklandı Joe. Onunla birlikte Jonas' da ayağa kalktı. Uzun boyluydu. Kahve saçları ve kahve gözleriyle tatlı görünüyordu. Ama favorim derin gamzeleriydi.

"Bu yemek olayını tekrarlayalım."
Diyen Amanda Joe'ya ve Jonas'a sarıldı. Ardından ben de Joe'ya  sarıldım. Ayrıldıktan sonra Jonas'a sarılırken kolu belimi sarmış, ve kulağıma sessizce fısıldamıştı.
"Aslında seni baş başa bir yemeğe çıkarmak isterim."

Geri çekilip gülümsedim.
"Bakarız."

Konuşmalarını bitiren Amanda ve Joe' da ayrıldıktan sonra katlarımıza geri döndük.
Keşke öğle arası hiç bitmeseydi.
🔥

Katıma dönünce ilk işim Anna'nın yanına gitmek olmuştu. Elimde olmadan derin bir muhabbet içerisine girmiştik. Ona olan kızgınlığım uçup gitmişti.

"Bay Lee'nin Babası yani şirketin sahibi şirkete bir sürü yeni çalışan almış çünkü amacı biz eskileri tabii işini kötü yapanlardan bahsediyorum elemekmiş."

Gözlerimi devirdim.
"Bay Lee çok sinirli belki de babasıyla tartışmıştır." Diye mırıldandım.

Omuz silkti.
"Onu bunu bilmem ama Bay Lee bu işten vazgeçmeyecek gibi. Şirkete tamamıyla sahip olmak istiyor. Ama babası bırakmak istemiyor."

Belki de bu yüzden bana kötü davranmıştı. Herkes kötü bir gün geçirebilirdi. Onu suçlamak istemiyordum. Ama patronum sadece bugün değil çoğu zaman bu şekilde davranıyordu. Derdi neydi Tanrı Aşkına?!

"Heyy, Eva! Daldın."

Silkelenip kendime geldim.
"Sadece düşünüyordum."

Omzuma dokundu.
"Sorun ne,Eva?

Anna'nın gözlerinin içine baktım. Sorun neydi? Sorun patronumdan hoşlanıyor olmam mıydı? Sorun patronumun bana kaba davranması mıydı? Sorun neydi? Sorun bendim. Bu işe hoşlantıyı karıştıramazdım. Ama çoktan karışmıştı bile..

touch me, bossHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin