Buğranizm: Hadi sokağın başına gel. Seninle bir yerlere gidelim...
Berilll: Nereye ?
Buğranizm: Sadece gel... Hadi !
Berilll: Geliyorum.
~BERIL
Üstüme siyah crop tarzda bir sweatshirt altıma ise kot pantalon giydim.
Siyah hırkamı giydim. Beyaz spor ayakkabılarımı giydim. Telefonumu arka cebime koydum ve içeride televizyon izleyen babam ve annemi umursamadan evden çıktım.
Sokağın başına geldiğimde gözlerimi bir el kapattı.
+ Bil bakalım ben kimim ?
- Dur tahmin edeyim, sevgilim Ata sen misin ? Ya da yok belki de eski sevgilim Can ?
Elleri gözümden çekildi ve aniden önüme Buğra geldi.
Buğra: Kim o şerefsizler ?!
Onun bu haline istemsizce gülümserken dalga geçtiğimi anlamıştı.
Buğra: Ya Beril !
- Tamam ya şaka yaptım. Hem saat 11 nereye gideceğiz ?
Buğra: Kumsala
Kumsalları çocukluğumdan beri hep çok severdim ve Buğra da sanırım bunu biliyordu...
- O zaman... Ne duruyoruz ?
Buğra ellerini elime kenetlediğinde bir süre bekledi. Sanırım çekip çekmeyeceğimi anlamaya çalışıyordu. Elimize bir süre baktığımda elini çekti. Tekrar elini tuttum ve parmaklarımın arasından geçirdim. Gülümsediğinde gülümsedim.
Motorsiklete oturmadan önce kaskı uzattı.
- Kask takmayacağım. Saçlarım rüzgarda savrulsun istiyorum.
Buğra gülümsedi ve kafasını salladı. Motorsiklete oturduğunda ben de arkasına oturdum.
Buğra: Hazır mısın ?
Her ne kadar arkası dönük olduğu için görmeyeceğini bilsem de gülümseyerek kafamı salladım.
Motorsikleti çalıştırdı ve en yakınımızda ki denize doğru sürmeye başladı.
Rüzgar saçlarımın arasından geçiyordu ve yüzüme çarpıyordu. Çok güzeldi... Buğra bilmiyordu ki motorsiklete ilk binişim olduğunu...
Bu ilki onunla yaşamak da ayrı bir güzeldi. Biz güzeldik... Çok,çok güzeldik...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SAÇLARIN ÇOK GÜZEL
Short Story** Buğranizm: Beril'im... Buğranizm: Saçların çok güzel. Buğranizm: Sen de çok güzelsin. Buğranizm: Eee ne engel var ? Buğranizm: Hadi sevgilim ol. *** - Bu arada Beril... Saçların çok güzel