SAÇLARIN ÇOK GÜZEL

#9

Buğranizm: Evde kendi kendime gülüp duruyorum ya...

Buğranizm: O kadar güzeldi ki...

Berilll: Buğra

Berilll: Hayatımda sevdiğim en güzel şeysin...

Buğranizm: Ben değilim ki güzel olan....

Buğranizm: Sensin...Senin güzel saçların ve sen...

Berilll: Hayır

Berilll: Sen güzelsin, biz güzeliz...

Buğranizm: Seni seviyorum.

Berilll: Ve ben de seni...

Buğranizm: Bu nasıl bir konuşma oldu ya ? Veda konuşması gibi...

Buğranizm: Nereye gidiyorsunuz küçük hanım ?

Berilll: Buğra seni üzmek istemiyorum ama...

Berilll: Biliyorsun ben kanserim...

Berilll: Ve bu her an gidebileceğim anlamına geliyor.

Buğranizm: Kemoterapiyi bıraktığın için hep böyle...

Buğranizm: Bırakmamalıydın. Kemoterapi görmen lazım.

Berilll: Kendi kendime düşündüm. Kanser olduğum için her türlü öleceğim. Ya sevdiklerimden ayrı bir şekilde kemoterapi görerek ya da sevdiklerimle yan yana kemoterapi görmeyerek...

Berilll: Ve kemoterapiyi seçtim.

Berilll: Sevdiklerim yok dedim nasıl olsa...

Berilll: Sonra sen çıktın geldin.

Buğranizm: Sen, ben geldim diye mi bıraktın ?

Berilll: Aslında evet.

Berilll: Sen gelmeden önce sadece iki gün gitmek istemedim. Doktoruma yalvardım ve kabul etti. Iki gün ara vermiştim, ki sen geldin...

Berilll: Ve bıraktım...

Buğranizm: Beril lütfen başla kemoterapiye...

Buğranizm: Lütfen...

Berilll: Ne olur benden bunu isteme Buğra...

Buğranizm: Peki o zaman şunu isteyeceğim.

Buğranizm: Hadi parkın oraya gel.

Buğranizm: Kumsala gideriz...

Berilll: Geliyorum :)

***

~BERIL

Üstüme siyah kısa bir kot ile düz beyaz bir tişört giydim. Saçlarımı tarayıp biraz şekil verdim. Yine kemoterapi yüzünden dökülmüş olan saçlarımı çöpe attım ve üstüme siyah deri ceketimi giydim.

Ayaklarıma beyaz spor ayakkabılarımı da giydim ve evden çıktım. Parka vardığımda Buğra bir salıncakta oturmuş, sallanıyordu.

Yanına yaklaştım ve beni farketmesini bekledim. Kafasını önüne eğmiş olduğu için beni görmemişti. Ayakkabılarımı görebileceği şekilde biraz daha yaklaştım. Kafasını kaldırdı ve beni görünce gülümsedi.

Buğra: Hadi !

Aniden elimden tutup çekti. Beni kucağına alıp motorsiklete oturttu ve kendisi de önüme oturdu.

Elimi beline sardığımda motorsikleti çalıştırdı ve sürmeye başladı.

Biraz daha gittikten sonra kumsala vardık. Motorsikletten indik ve el ele tutuştuk. Denize yaklaşıp kumun üstüne oturduk. Akşam olmak üzereydi ve güneş çok güzel gözüküyordu. Buğra kafamı çekip kendi omzuna yasladı. Gülümseyerek güneşi izlemeye başladım.

Belki o da bizi izliyordu. Çünkü biz onun manzarasından kat kat daha güzeldik. Biz çok güzeldik...