Tae içeri girdi ve Emirin suratına yumruk attı. Emir yere düştü ve Tae Emirin üzerine çıkıp onu yumruklamaya başladı. Tae Emiri deli gibi dövüyordu, Emirin bütün yüzü dağılmıştı. Sen üzerinde tişört olmadığı için çok utanmıştın, Tae seni hiç böyle görmemişti. Tae Emiri dövmeye devam ederken hemen tişörtünü giydin. çok korktuğun için ağlamaya başladın. Tae senin ağladığını fark edince Emiri dövmeyi bırakıp yanına geldi. Emir bayılmıştı ve yerde kanlar içinde yatıyordu. Tae yanına gelip sana sıkıca sarıldı ve kulağına "geçti" diye fısıldadı. o an ağzından bir hıçkırık kaçtı ve Taeye daha fazla sarılıp "ç-çok korktum" dedin. Tae yatağa oturdu ve seni kucağına oturttu. sana iyice sarıldı. kafanı onun omzuna koymuş sessizce ağlıyordun.
Tae: Korkma meleğim, ben yanındayım.
Taeye sım sıkı sarılıp kokusunu içine çektin ve sana Taeyi verdiği için Allaha şükür ettin. Tae seni kucağına alıp arabasına bindirdi ve sürmeye başladı.
Tae: İstersen bu gün bizde kal.(Tae tek başına yaşıyor)
Sen: Olur.
Telefonunu çıkartıp anneni aradın.
Sen: Anne ben bu gün Taede kalıcam.
Annen: Tamam kızım, ne oldu sesin kötü geliyor.
Sen: Sonra anlatırım.
Annen: Tamam, görüşürüz.
Sen: Görüşürüz.
Annen Tae sana çok iyi baktığı için onu çok seviyordu ve dağmatı olmasını çok istiyordu. Telefonunu kapatıp cebine koydun ve burnunu çektin.
Tae: İyi misin bir tanem?
Sen: Evet, teşekkürler Tae.
Tae: Bana teşekkür etme, sana zarar gelmesine asla izin vermem!
Sen: Sen... çok tatlısın.
Tae: Sen daha tatlısın.
Sen: Seni seviyorum.
Tae: ben daha çok.
Sen: Şunu yapmayı keser misin?
Tae: Neyi?
Sen: Beni utandırmayı.
Tae: Ama çok hoşuma gidiyor.
Sen: Ne hoşuna gidiyor?
Tae: Seni utandırmak.
Sen: Neden?
Tae: Çünkü utanınca çok masum oluyorsun.
Güldün.
Tae: Şöyle gülme.
Sen: Neden?
Tae: Çünkü o kadar güzel gülüyorsun ki bir an kalbim durucak sanıyorum. eğer böyle gülmeye devam edersen her an ölebilirim.
Sen: Şok şok şok haber, Kim Taehyung sevgilisinin gülüşü yüzünden öldü.
İkinizde gülmeye başladınız. az önce yaşadığın şeyi tamamen unutmuştun. Taeyle olmak böyleydi işte, her zaman seni güldürüp mutlu ediyordu. eve varınca Tae arabadan indi ve senin kapını açıp elini tutarak inmene yardımcı oldu. Eve girdiniz. Taenin evi iki katlıydı. Taeyle birlikte yemek yapıp yediniz. biraz oyalandınız. sonra akşam oldu.
Sen: Tae, benim uykum geldi.
Tae: uyuyalım bir tanem.
Sen: Ama ben ne giyicem? pijamalarım evde.
Tae: Ben sana bir tişört veririm.
Sen: Tamam.
Tae sana kendi tişörtünü verdi. Tişörtü giydin ve sana çok bol gelmişti.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Taenin yanına gittin, yatakta oturmuş telefonuna bakıyordu. Başını telefondan kaldırıp sana baktı ve gülümsedi.
Tae: Çok yakışmış.
Sen: Aynı sen gibi kokuyor, çok güzel...
Tae: Ben nasıl kokuyorum ki?
Sen: Anlatılamaz, bu mükemmel bir koku bu cennetten gelen bir koku...
Tae: Gerçekten o kadar güzel mi kokuyorum?
Sen: Evet.
Tae: Sen de çok güzel kokuyorsun.
Taenin yanına oturdun ve ona sarılıp kafanı göğüsüne yasladın. Tae sana şarkı söylemeye başladı. Taenin güzel sesi, kokusu ve sıcaklığıyla gözlerin kapandı ve kendini uykunun kollarına bıraktın. Tae senin uyuduğunu fark edince seni yatağa yatırdı ve sana belinden sarıldı. saçlarına ufak bir öpücük bırakıp geri çekildi ve uykuya daldı...
