on//üvercinka

327 61 34
                                    

Medya,, kalafina

susuluvtata 💜

    Çeneme vuran siyah saçlarının yumuşak hissi ile uyanıyorum.

Göğsüme dayalı olan yüzü, alıp verdiği nefesleri tişörtümün üzerinden tenimi yakıyor, ruhumu gıdıklıyor. Kolları belimin iki yanına uzanmış, elleri sırtımda kenetlenmiş hissediyorum. Sağ bacağımı bacaklarının arasına almış, sol bacağım baldırına sarılmış. Ayak tenlerimiz birbirine değiyor. Onu hissediyorum.

Kollarımın arasında sımsıcak bir huzur taşıyorum.

Kollarım ile Albay'ı sarmışım. Sol kolum omzu boyunca sırtına tutunmuş, sağ elim ise saçları arasında kaybolmuş. Gözlerim doluveriyor, dün gece beynime berrak bir su gibi dolarken.

Beni öpmüştü, onu öpmüştüm. Çok narindi, naifti. Nefeslerimiz çarptığında, bedenlerimizin titreyeceği kadar kırgın bir öpücüktü. Albay'ın elleri belimi sımsıkı sardığında, içgüdüsel olarak onun kucağına tırmandığımı anımsıyorum. Bacaklarımı belinin iki yanında bükmüş, kucağına iyice yerleşmiştim. Saçlarını öyle bir tutmuştum ki sanki bıraksam benden kaçacak, sanki bıraksam yok olacak.

"Albay..." diye fısıldadım, ağlamaklı. "Albay..."

Dudakları tişörtümün üzerinden göğsümde plansız bir gezintiye çıkmıştı. "Ah!" etti. "Ah... Taehyung..."

Saçlarını öptüm. Yüzümü onun saçlarına gömdüm. Öyle gömdüm ki Albay beni aşağı çekip yüzümü yakalayana kadar ağladığımı fark etmemiştim. Albay, parmakları ile gözlerimi sildi. Yatağın yanından destek alıp kalkarken bacaklarımı beline doladım. Yüzümün yeri artık boyun girintisi olmuştu.

Sehun'a dikkat ederek yatağa uzandı, bir bebek gibi sırtımı okşuyordu. Üzerimden uzanıp Sehun'u öptü, sonra beni öptü. Uyurken onun göğsüne sığınmış olan benken, şimdi benim göğsüme o sığınmış.

Tanrı'm, bu mutluluk çok fazla. Her zaman fazla mutlu olmaktan korktuğum için yeteri kadar bile mutlu olamadım. Benim mutluluklarım korkaktı, çok uzun süre benimle kalmazlar ilk fırsatta beni terk ederlerdi ama şimdi, Albay'ın kapalı gözkapaklarına bakarken herkesin mutlu olmasını istiyorum ki kimsenin gözü benim mutluluğumda olmasın.

Derken Albay'ın gözleri titreşerek açıldı. Aramızda nefeslik mesafe vardı. Yarı açık gözleri beni buldu, gülümsedi. "Günaydın, Tae."dedi pürüzlü çıkan sesiyle.

"G-günaydın, Albay."

"Albay? Hâlâ mı? Ama Taehyung, ismimi söylesen daha romantik olmaz mı?" Yüzünü göğsüme sürtüp boğuk çıkan sesiyle bir çocuk gibi mızmızlanırken sakin olmam çok zordu.

"N-ne münasebet! N-neden romantik olayım ki? Eski köye yeni adet!" Titreyen sesime ne yapacağını bilmez ellerim de karışınca Albay kuvvetli bir kahkaha attı. Başını göğsümden boynuma uzatıp yüzünü oraya gömerken "En sevdiğim Taehyung, heyecanlı olan!" demişti.

Yanaklarım kızarırken kalbimin gümbürdediğini hissediyordum. Eminim Albay da kalbimin sesini duymuştu. Yüzü hâlâ boynumda iken konuştu. "Şimdi içinde bulunduğumuz fırsatı değerlendireyim, dedim ama henüz erken sanırım. Yine de boynun benden kaçamayacak."

Sıcak nefesi boynumdaki her hücreye işlerken titredim. "N-ne?"

"Boynun diyorum, boynunu kimse benim kadar değerlendiremez./üvercinka."

***

Albay'ın benimle uğraşması bittiğinde ki bunu Sehun'a borçluydum, saat sabah altıyı biraz geçiyordu. Albay, yeni uyandığı için huysuz olan Sehun'u kucağına alıp odadaki özel banyoya ilerlediğinde rahat bir nefes almıştım. Onlar banyodan çıkana kadar üzerimi giyinmiş, yatağı toparlamış ve giyecekleri kıyafetleri hazırlamıştım. Bu şekilde davranmak aile gibi hissettiriyor ve içimi sımsıcak yapıyordu. Diğer taraftan ise dedikodular huzursuz hissetmeme neden oluyordu.

Duende // TaeKook  ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin