Annesi Savaş'a adını verdiğinde savaş çıkarsın diye vermemişti. Prematüre olarak doğan yedi buçuk aylık bebeğinin hayata karşı savaşmasını istemişti. Onun için tüm istediği adaletsizliğe, kötülüğe ve insansızlığa karşı durabilecek bir çocuk olmasıydı. Savaş, her zaman diğer erkek çocuklardan daha minyon olmuştu. Ergenliğe girdiğinde yüzü erkeksi bir hat kazanmamıştı, omuzları genişlememişti hatta sakalları bile çıkmamıştı. Uzunca süre sakallarının çıkmasını bekleyen Savaş'ın elinde 20 yaşında çenesinin ucunda çıkmış üç adet kıl vardı. Savaş inatla bu "sakal" diye diyemeyeceği şeyi kesmemişti.
Ölmeye karar verdiği gün Savaş, annesinin hoşlanmadığı "siyah" giysilerini giymedi, onun yerine annesinin lise mezuniyetinde aldığı gri eşofman takımını giydi. Güzelce tıraş oldu, kesmemek için direndiği sakalını kesti. Vedalaşmak için birkaç arkadaşını aramayı düşündü ama elinde telefon listesindeki insanlara bakarken öyle arkadaşlarının olmadığının farkına vardı. Her zaman dağınık olan annesinin evindeki odasını topladı.Üniversitedeki evine gitmeyi düşünmedi bile, içi bomboş bir evdi. Nasıl intihar edeceğin karar vermeye çalıştı. Banyoda bir yerlerini kesemezdi, annesinin bu görüntüyü görmesini istemiyordu. Tüm her şeyin annesinin canını acıtacağını fark ederken en iyisinin etkili birkaç ilaç alması olduğunu düşündü. Bilgisayarın başına geçtiğinde aklına gelen görüntülerle titredi, bu zulmün bir an önce bitmesini istiyordu.
"Bakın burada kim varmış, bir inek! Ama kıçın çok güzel ibne."
Savaş her şeyi hazırladıktan sonra bir kamera kurdu karşısına. Annesiyle yüz yüze görüşecek kadar cesur bir oğlan değildi, bu yüzden en iyi yöntemin bu olduğunu düşünmüştü.
"Selam anne. Şimdiden her şey için çok üzgünüm, ama dayanamıyordum. Bana kızacağını biliyorum, neden bana söylemedin diyeceksin? Anne, ben çok yoruldum. Bu hayatta bir ibne olmaktan, bir ezik olmaktan, adım gibi güçlü olamamaktan çok yoruldum. Yaptığım şeyin bencilce olduğunu biliyorum ama başka çarem yok.Şu" Savaş kalbini gösterirken devam etti. "nefes alamayacak kadar çok acıyor artık. Sen dünyamdaki en değerli kişisin, seni çok seviyorum annem. Lütfen kendini yıpratma, ve bil ki ben acı çekmeyeceğim artık."
Savaş bu videoyu kaydedip yatağın başucundaki komodine koyarken olacaklarının hiçbirini tahmin edemezdi. Yatağında ilaçlarını aldıktan sonra huzurlu bir şekilde gözlerini kapattığında annesinin bir müvekkilinin dosyasını evde unuttuğu için hesapladığından bir saat erken geleceğini düşünmemişti.
Yine de ruhu çoktan bedeninden ayrılmıştı ve o sırada başka bir acı dolu ruh Tanrı'ya yalvarmıştı; "lütfen, yaşamak istiyorum!". Bu kişinin ruhu o kadar güçlüydü ki , yaşama isteğini bırakmayışı Tanrı'yı etkilerkenTanrı bir karar verdi ve Barış, Savaş'ın bedeninde yeniden doğdu, ikinci bir şansla.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
yolun sonuna kadar [boyxboy]
Jugendliteratur"Neden peşimden geliyorsun be?" diye bağırdım. Sırt çantamı ona doğru savururken arkamdan sessiz adımlarla beni takip eden ama dikkat çekmekten başka bir işe yaramayan gence oldukça kızgındım. "İzin ver" dedi ve yokuşun aşağısını göstererek devam e...