Bu bölümü atmak istedim ama sınır dolmadan diğer bölüm kesinlikle gelmeyecektir. İyi okumalar...
(Bölümün son sahnesini tamamen düzenlendi.)
Sınır; 35 vote & 700 yorum.
Sağır edici bir sessizlik yükseldi odanının dört duvarlarının arasında. O sağır edici sessizlik tıpkı bir gölge gibi büyüdü ve beni yuttu.
Geçmişim şimdi de beni yutan o karanlık gölgeydi. İçimde an be an büyüyen gölge zihnime usulca sızdı ve beni o tozlu kitabın ilk sayfalarına götürdü.
Geçmiş kulağımdaki sağır edici bir ses, omuzlarımda taşıdığım yüktü. Ve ben bükülmüşken beni ayakta tutan katil bir adamın bana bir cesedin gözleriyle baktığı gözleriydi. O kadar canlı bir o kadar cansız bakışlarıydı.
Yavaşça zihnimdeki kitabın tozlu sayfalarını araladım. Onunla konuştuğum ilk ana varana dek çevirmeye başladım yaprakları. Kokusu burnuma dolduğunda gözlerim kendiliğinden kapanırken dudaklarım yorgun bir gülümsemeyle yukarıya kıvrıldı.
08/11/2016
' Unuttuğun yerde hatırlatan ben olacağım.'
İçimden üst üste okuduğum bu kelime yığının yükü sırtıma bindiğinde, kelimelerin her bir harfi ellerindeki hançerleri kalbime sapladılar. Sanki her bir hançerin ucunda bir anlam yatıyordu; Endişe, korku, aşk, heyacan...
Derin bir nefes aldığımda burnumu yakan sigara ve yoğun alkol kokusu nefesimi kesmiş, ciğerlerime çektiğim her bir nefesi gazaba çevirmişti. Burası büyüleyici ve tehlikeli bir kafesti. Dışarıdan bakınca iç alıcıydı ama içine girince duvarlardaki, bir yılan motifinin içine kazılmış 'JB' damgası mekanın sahibinin ağırlığını, yokluğunda da ortaya koyuyordu.
" Burayı nasıl buldun? " yüksek bir ses düşüncelerimle arama girdiğinde omzumun arkasından sesin sahibine döndüm. Mancy, endişeli bakışlarla kahveliklerime bakıyordu. O benim belki de tek arkadaşımdı. " Tanrım! Burası çok hareketli." ses tonundaki beğeniyi ayırt edebilmiştim.
" Şu çocuğa sorarak işte," diye geçiştirdim bakışlarım ondan kopup dans pistine kayarken. Mor ve mavi ışıkların altına dans eden ve öpüşmekten de geri durmayan çiftler... Diğer ucuz mekanlardaki uygunsuz şeyler yoktu.
" Onu unutamamana hâlâ anlam veremiyorum," ona dönmesemde göz devirdiğine emindim. Umursamadım. O sabahın ayazında simsiyah ışığıyla aydınlığı emen, bir çift altın göz taşıyan o çocuğa takılmıştım. Bana bir cesedin gözleriyle bakan çocuğu unutamamıştım. " Ona ne söyledin?"
" Uyuşturucu istediğimi," ses tonumu yükseltmiştim çünkü; Müziğin voltu da yükselmişti. Siyah duvarlara çarpıp kulaklarıma çalınan müzik zihnimle arama girecek kadar gürültülüydü. Bir an başımın döneceğini sansamda sağlam durmalıydım. Üzerimdeki siyah gece elbisemin ucunu çekiştirdim. Yüzümde yaşımdan biraz daha büyük durmamı sağlayan bir makyaj tabakası vardı. Buraya sahte kimliklerle girmişken bunu dış görünüşümüzle desteklemek zorundaydık.
" İnandı mı ?" tekrar ona döndüm. Kahve saçları ve ela gözleri ile güzel görünüyordu ve daha çok dış görünüşümüzünde kapıdaki Bodyguardların üzerinde bir etkisi olduğunu iğrenç bakışlarından anlamıştım.
" Burada olduğumuza göre," sesim keskindi. Yüzünde haklı olduğumu gösteren bir ifade oluştuğunda bakışlarım arka tarafımızdaki lobide gezindi. Sarışın bir garson elindeki tepsi ile ortada dikiliyordu. Bakışlarımı ondan çekeceğim sırada mavi gözleri gözlerimle çakıştı. Bana kıstığı gözleriyle bakıyordu, içinde barındırdığı şüphe ile. Birkaç saniye içinde hızla kafamı çevirdim. İçki içmiyorduk, dansa hiç kalkmamıştık ve yanlızdık, bu dikkat çekmemizi sağlıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LET ME LOVE YOU
FanfictionGeçmiş, hiç geçmemiş olduğunu binlerce kez yüzümüze en ağır tokatlarını indirerek anlattı bu hikayede... Geleceği mi yaşıyorlardı yoksa Geçmiş'in getirdiklerini mi ? @balyenn hesabından yazdığım Let me love you'nun devamıdır.