Ne İşin Var Senin Aşkla Sevgiyle

520 14 0
                                    

Birkaç gündür Meriç'te bir huzursuzluk hissediyordum. Sürekli bana aramızın bozuk olup olmadığını ya da bir sorunum varmı diye soruyordu. Amacı neydi bu çocuğun gene ?

Benim kolay kolay bir sorunum olmazdı ve Meriç'lede aramızın bozuk olmasını gerektirecek bir olay olmamıştı. Sadece biyolojikle biraz tartışmıştım. Beni biliyordu. Eskişehir'de de okuldan kaçıyordum. Buraya beni zorla getirmişti ve arkadaşlıklar kurmamı istemişti. Şimdi neden böyle yapıyordu ?

Beni değiştirmesine asla izin vermeyecektim. Beni kimse değiştiremezdi. Kiminle konuştuğuma yada gezdiğime, kaçtığıma kimse karışamazdı. Benim üzerimde söz söyleyebilecek son kişilerdi onlar. Ne zaman benimle bir kere olsun ilgilenmişti ki. Ne zaman sıcak bir baba sevgisi göstermişti. Özürlü herif.

Meriç ile aram iyiydi. İyi anlaşıyorduk benim gibiydi. Sorunumuz yoktu ve olmayacaktı. Yani umarım.

Tatilimizin son günü bugün pazar. Dün Meriç'le gezerken çok yorulmuştum anlaşılan. Sabaha kadar o kadar rahat uyumuştum ki. Nasıl uyumuştum öyle. Yataktan kalkmak istemesemde banyoya gidip yüzümü yıkadım. Odaya geldiğumde havluyu bir köşeye bırakıp gardolabın kapaklarını açtım. Meriç'le birlikte dışarı çıkacakmıydık acaba ?

Çok fazla düşünmeye gerek yoktu. Telefonu alıp mesajlar bölümüne girdikten sonra;

Gönderilen: Meriç
-"Bugün beraber miyiz ?"

Hey çocuk! Elinde telefonla mesaj atmamı bekliyordun acaba ?

Gönderen: Meriç
-"İstersen neden olmasın yeni."

Deli oluyorum ama bu yeni kelimesine. Her zaman bunu yapmak zorundamısın sorunlu ?

Gönderilen: Meriç
-"Birazdan çıkıyorum ben." yazdıktan sonra dolaptan kot şort ve ramones tişörtümü aldıktan sonra üzerimi değiştirdim.

Bordo vanslarımıda giydikten sonra telefonu cebime koyup ceketimi giydim. Aşağıya indiğimde evde hala kimse yoktu. Anahtarıda alıp dışarı çıktığımda bahçede bekliyordu.

Herkül... Akıllı oğlum benim.

Havlayarak yanıma geldiğinde dizlerimin üzerine çöktüm ve sevmeye başladım. Hoşuna gittiğini belirten bir hırıltı çıkarttığında gülmüştüm bu sesi duymaya değerdi açıkcası.

Ayağa kalkıp Meriç'e doğru yürümeye başladığımda Herkül'de yanımdan yürüyordu. Yanına gittiğimde elimi uzattım ama elim havada kalmıştı. Bir anda beni kollarının arasına alıp sarılmıştı. Neden yapmıştı bunu ? Kendini kötümü hissediyordu ? Neyi vardı ?

Ve şu anda beni nefessiz bıraktığının farkında da değildi. Bir kaç dakika sonra beni bıraktığında kafasını yere eğmişti. Annesine karşı suç işlemiş bir çocuk gibi. Meriç Aras Soylu. Ne yani utanmışmıydı ?

İnanamıyorum.. Onu bu halde göreceğim aklımın ucundan dahi geçmezdi. Ama çok tatlı utanmıştı.

Ne saçmalıyorsun Ada ya bi kendine gel. Meriç ve sen. Hayatta olmayacak iki şey. Sizin aynı cümlede bulunmanız bile imkansızdı belkide. Belki başkasını seviyor ve seni arkadaş olarak görüyordu. Ne hemen kendi kendine gelin güvey oluyorsun ki ?

Amacın ne Ada. Yeniden üzülmek mi ? Üzüleceğini bile bile neden üstüne gidip onu sevmeye çalışıyorsun. Lanet iç ses.

Konuşma artık yeter sus. Seni dinlemek, haklı olduğunu bilmek istemiyorum.

Haklıydı hemde fazlasıyla. Neden ama ? Olamazmıydı ? Gayette iyi olabilirdi. Ama ya başkasını seviyorsa.

Ne zamandan beri Meriç hakkında böyle düşünür olmuştum. Olmamalıydı. Yeniden üzülmemeliydim. Üzülmekten adeta ciğerim solmuştu. Ailem, Meriç, Meriç'in Bora hakkında düşündükleri...

Hepsi kafamı bulandırmaktan başka birşey yapmıyordu. Neden böyle olmak zorundaydı ? Neden sevdiğim kimse beni sevmiyordu. Oysa Meriç'le ne kadarda uyumlu olurduk. Çok güzel sevebilirdim. Meriç'i geçtim. Ailem..

Babama tapardım küçükken. Ama benimle hiç ilgilenmemişti ki. Bana hiç sevgiyle yaklaşmamıştı. İlk aşkım olmamıştı o benim. Baba sevgisi görmediğim için hiç bir erkeğe güvenmemiş ve arama hep duvarlar koymuştum. Hemde bana hiç erişemeyecekleri.. Zarar veremeyecekleri..

Ama Meriç o duvarları bilmedende olsa yıkıyordu. Ona güveniyor ve yanında huzur buluyordum. Kendimi acayip derecede huzurlu buluyordum.

Ama o bunların hiçbirini bilmiyordu. Yada biliyormuydu ? Çok belli ediyormuydum acaba ?

Salak aşık kız olmak istemiyordum. Aşıkmı o nereden çıktı Ada ? Kendine gel lütfen.

Hiç konuşmadan iki saattir geziyorduk. Farkındaydım. Konuşmamıştık bile. Herkül beni havlamasıyla kendime getirmişti. Ne tatlı birşeysin sen öyle..

Meriç'te sadece dalgın dalgın yürüyordu. Nereye gittiğimizi bile bilmiyorduk. Onunla uçsuz bucaksız heryere yürüyebilirdim.

Kafamı ona çevirdiğimde bana bakiyordu. "Neden öyle bakıyorsun ?'' dercesine bir bakış attığımda;

-"Boradan uzak durmanı istiyorum Ada." dedi.

-"Onunla aramda hiçbirşey yok. Kaç gündür de görmüyorum zaten." dedim.

Gülümsedi. İnanmıyorum sorunlu velet gülümsedi. Ne kadar güzel güldüğünü biliyormuydu acaba ?

Kimse görmemeliydi o gülüşü benden başka.. Gene saçmalamaya başladım işte. Onun yanındayken fazlaca saçmalıyordum gerçek olamayacak kadar güzeldi. Benimleydi. Beni istemese şu anda yanımda olmazdı değil mi ? Başkasıyla da olabilirdi. Düşüncesi bile boğazımı düğümlemeye yetiyordu.

Yine vaktimiz dolmuş ve evin önüne gelmiştik. Ondan ayrılmak istemiyordum. Hep yanında olmak, sahiplenmek istiyordum.

Sarıldıktan sonra eve girdim. Kapıya dayanarak yere oturdum ne oluyordu bana Allah aşkına biri beni bu durumdan kurtarmalıydı.

Ulan dedim,
Ne işin var senin aşkla sevgiyle.
Hayatın boyumca adam gibi sevilmemişsin..
Doldur içkini yak sigaranı.
Bak işine..

Yaptığım tek hata belkide yönetmeni olduğum hayallere figuran bile olmayacak insanları başrol yapmamdı. Ama artık Meriç herşeyin başrolüydü.

SEN BENİM DİĞER YARIMSINHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin