Elizabeth büyük salonda kalabalıkla beraber oturduğu akşam yemeği masasında garip şekilde kendisini bu insanlara artık yabancı hissetmediğini fark etti. Salonu dolduran gayda sesi, adamların neşeli kahkahaları, servisle ilgilenen hizmetkârlar... Artık varlığının yadırganmadığını görmek, Jamie'nin hemen yanında, Arthur ve Rosalie'ye yakın oturmak ona kendisini buraya aitmiş gibi hissettiriyordu. Garipti ama esir olarak geldiği topraklara, Threave Kalesi'ne ev diyebilmenin o kadar da zor olmadığını düşünmeye başlamıştı. Burada yaşayabilirdi, dahası bunu istiyordu.
Masada daha önce tanışmadığı yüzler de vardı. Önemli savaşçıların, Jamie'den yaşça büyük olanların bile adama duydukları saygı açıkça belli oluyordu. Bu da Elizabeth'in gözünde Jamie'yi tamamen ulaşılmaz kılıyordu. Sanki ona ulaşabilmesinin bir yolu varmış gibi aralarındaki durumun imkânsızlığına üzüldüğünü fark edince kaşlarını çatarak hissettikleriyle bir kere daha yüzleşti. Acaba diğer insanlar da ona baktıklarında Jamie'ye karşı hissettiklerini görebiliyorlar mıydı? Bunu anlayabilmeyi umarak etrafına baktığında Rosalie dikkatini çekti ve düşünceleri başka bir yöne kaydı. Genç kız her zamankinden daha solgun ve sessizdi. Bu da Elizabeth'i onun sağlığı için endişelendirdi. Elini dokunarak usulca kulağına doğru eğildi. "İyi misin Rose?"
"İyiyim, sadece yaşananlar beni biraz sarstı."
Gözlerinden yorgunluğu okunan kızın elini ona destek olmak için tamamen tuttu Elizabeth. Aidan'ın yaşattığı kâbusa rağmen ayakta kalmıştı, şimdi de topraklarına yapılan saldırı ve Jamie'nin yaralanması onu iyice üzmüştü.
"Eliza, yemin töreninden sonraki gün yapılacak yarışları izleyeceksin değil mi? Asıl eğlence o zaman başlayacak."
Arthur'dan gelen soru genç kızın tereddütle Jamie'ye bakmasına neden oldu. Ancak adam, orta yaşlı eski bir askerle koyu bir sohbetin ortasındaydı ve onu fark etmedi. Elizabeth de tebessüm ederek cevap verdi.
"Aslında silahlardan anlamam. Bugüne dek bana iyileştirmek öğretildi. Ok, kılıç, mızrak ya da balta kullanmayı bilmiyorum. At sırtında bile tek başıma kalabilmek konusunda becerikli olduğumu söyleyemem. Ayrıca yarışları izlemeden bile kimin önde bitireceğini tahmin etmek güç değil."
Kızın mahcup bir tavırla, kısık sesle söylediği sözler sohbeti dinlemiyormuş gibi duran Jamie'yi gülümsetti ve doğrudan ona hitap ederek sorduğu soru başından beri kulağının onda olduğunu anlamasına neden oldu. "Sizce kim kazanacak Leydim?"
"Ben sizinle ilgili anlatılan efsaneleri, korku ve kahramanlık hikâyelerini dinleyerek büyüdüm Lordum. Üstelik askerlerinizle talim yaparken de izleme onuruna eriştim. Eminim at sırtında ve kılıçla gösterdiğiniz başarıyı diğer alanlarda da göstereceksinizdir."
Bu sözler ve kendisine duyulan katıksız güven Jamie'nin gururunu okşadı halinden memnun bakışlarını saklama gereği duymadan genç kızı inceledikten sonra konuştu. "Bu yüzden ben katılmayacağım, sadece izleyeceğim. Ama sonrasında ava çıkılacak, ormanda kamp kurulacak. O zaman bize eşlik edeceğiniz için en azından av sırasında belki size keyifli bir manzara sunabilirim."
"Ava beni de mi götüreceksiniz?"
"Topraklarımda bu kadar iyi bir şifacı varken elbette onu yanımdan ayırmayacağım. Kalabalık avlarda her zaman yaralananlar olabilir. Sana ihtiyacımız olacak."
***
Günün ilk ışıklarıyla beraber kalenin avlusu hareketlendi. Misafirler teknelerle adaya getirildi. Ateşler yakılıp bolca balık ve et pişirildi. Elizabeth de avludaki asker gürültüleriyle uyanmıştı. Herkes çok meşguldü, özellikle mutfaktan mis gibi ekmek kokusu geliyordu. Kalenin neredeyse tüm kadınları mutfaktaydı. Erkekler ise ahırlarda ya da silah deposundaydı. Av ve düello turnuvaları için balta, kama, ok, kılıç gibi akla gelebilecek tüm silahları elden geçiriyorlardı. Hanların tamamen dolduğunu duymuşlardı. Klanın önde gelenleri kalede toplanmıştı. Ormanda düzenlenecek yarışlar için hazırlıklar tamamlanmıştı. İnsanların bir kısmı da ormanda kamp kurmuştu. Etraftaki coşku herkes kadar Elizabeth'i de etkisi altına almıştı. Hayatında ilk defa böyle büyük bir kalabalığa ve eğlenceye tanıklık edeceği için o da herkes kadar heveslenmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İskoçya'nın Esiri (Tamamlandı)
Tiểu thuyết Lịch sửOn dokuz yaşında, hayatı yalanlarla süslü, güzel, zeki ve cesur bir genç kız. Ettiği intikam yemininin esiri, etrafına korku salan, güçlü ve sevgisiz bir adam. Birbirinden tamamen farklı bu iki insanın yolu bir intikam planı sonucu kesişiyor. Yanlış...