Bölüm-15 🖤 GELENLER

16.3K 731 95
                                    


Sevgili okuyucularım lütfen vote ve sevgi dolu yorumlarınızı bırakmayı unutmayın...
🖤🖤🖤

***

Zaman ağır çekime girmiş gibiydi. Her şey o kadar yavaş ilerliyordu ki zaman mı durdu acaba diye bir soru oluştu beynimin en dip köşelerinde bir yerde.

Şaşkınlıktan konuşamadım da bir süre.
Yutkundum. Sonra belli belirsiz bir nefes alarak gözlerimi hızla kırpıştırdım.
Gördüğüm kişi gerçekten Josepf olamazdı değil mi?

Doğruluğuna inanmak, gözlerimin yanılmadığını anlamak için tekrar hızla gözlerimi kırpıştırdım. Ama hala oradaydı, karşımda!

Derince yutkundum, küçük bir adım atarak Josepf'e yaklaştım ve "Josepf?" diye seslendim. "Sen gerçekten burda mısın?"

Halâ karşıma bakıyor, anlamakta güçlük çekiyordum. Buraya nasıl gelmişti?

"Ay bu kızın kafası tamamen gitmiş." dedi dudaklarını büzerek ve ayağa kalktı. "Aradan günler geçmiş, canım sister'ım diyerek sarılmak yerine beni sorguluyor. Ah, ama hata bende Elif'ten ne bekliyordum ki!"

Aksanlı bir şekilde anneanneme yönelerek söylediği şeyleri dinleyince anladım ki, bu gerçekten Josepf'ti.

Tüm evi inletecek bir çığlık atarak, çok özlediğim dostuma doğru vücudumu savurdum. Kollarımı boynuna doladığım an, onunda elleri belimi sardı. Beni etrafımızda birkaç tur döndürürken söylenmeyi de ihmal etmiyordu.
"Sen kilo mu aldın? Galiba belim koptu!" dedi nefes nefese.

Onun bu haline kahkaha atarak yanağına sulu bir öpücük kondurdum. Öyle özlemiştim ki... Beni kucağından indirdiği an ona baktım. Kilo vermiş gibiydi. Gözlerinin altı yer yer morarmıştı. Hasta mıydı acaba?Gözlerimin yanmasıyla, burnumu çektim. Hüzün ve mutluluk iki duygu beni ele geçirmişken nefes almayı unutmuştum.

Gözlerime anlam veremediğim bir şekilde baktı ve suratını buruşturarak, "Anneanne peçete nerde? Lütfen hemen ver yoksa herşeyini sarılma bahanesiyle üzerime silecek bu kız." derken hızla gözlerini kırpıştırdı.

Söylediği söze ben dahil hepimiz kahkaha attık. Gülümsedigimi görünce beni hızla kendine çekti ve saçlarıma mini bir öpücük bıraktı.

Huzurla gözlerimi kapayıp ona sarıldığım an arkadan bir bağırış koptu.
"Sürpriz!"

Korkuyla yerimde sıçradım. Başımı Josepf'in göğsünden kaldırıp arkaya baktığım da ikinci bir şok daha yaşadım. Çünkü Volkan ve Büşra el ele tutuşmuş, yanlarında ki Granit'le bana bakıyorlardı.

Yaşadığım şaşkınlıkla elimi ağzıma kapattım. Gerçekten onlar mıydı? Hepsi gelmişti!
Gözlerimi Josepf'e çevirdim. Gördüğüm şeyin doğruluğunu tasdik etmesini istiyordum.

Başını olumlu anlamda sallayınca, Josepf'ten ayrıldım ve çığlık atarak Büşra'ya sarıldım. İkimizin sevinç çığlıkları tüm evi gecenin köründe inletmisti. Sonra sırayla Volkan'a ve Granit'e sarıldım.

Gözlerim dördünün arasında gidip gelirken bunun bir rüya olmamasını diledim. Mutluluk havuzunda yüzmekti benim şimdi ki durumum.

Düşüncelerimle boğuşurken bir "Hıh!" nidası duydum. Başımı o yöne çevirince Josepf yüzünü buruşturarak,"Halâ burda olduğumuza inanamıyor." dedi beğensek bir tavırla. "Aslında bende tam olarak inanamıyorum ama neyse."

Resmen aklımı okumuştu. Onların burda ne işi vardı? Daha önemlisi nasıl gelmişler, burayı nasıl bulmuşlardı?

Halâ ayakta dikildiğimizi anladığımda Büşra'yı kolundan çekiştirerek koltuğa oturttum. "Josepf haklı, gerçekten burda olduğunuza inanamıyorum. Nasıl geldiniz yani burayı, köyü nasıl buldunuz? Ve en önemlisi neden beni aramadınız?"

LİDERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin