Dreißig/Ende (Final)

1.7K 90 74
                                    

21 Yıl Sonra

"Baba!",diye bağırdı siyah saçlı çocuk. Ailesine yetişmek için tüm gücüyle koşuyordu. "Al! Neredesiniz!?" İstasyondaki insanlar ona garip bakışlar atarken o bunu hiç umursamadı. O anda tek istediği anne babasını bulmaktı. "Lily! Anne! Baba!" En sonunda koyu kahverengi, karışık saçlı adamı gördüğünde gülümsedi. Tahmin ettiği gibi Ron amcasının yanında duruyordu. Daha trenin kalkmasına yaklaşık yarım saat olduğu için adımlarını yavaşlattı ve babasına yöneltti. Nefesini düzenlemeyi başardığında amcasının ve babasının yanına varmıştı bile. "Oh, James! Nerelere kaybolmuştun öyle sen?", diye sordu babası rahatlamış bir gülümsemeyle.

"Sadece arabada bir şey unutmuştum, alıp geri döndüğümde siz gitmiştiniz zaten." Babası anladığını göstermek istercesine kafasını salladı ve kolunu James'in omzuna attı. "Sana da merhaba Jamie", diyen ve sırıtan Ron amcasına hafif kızararak döndü. "Merhaba" diye mırıldandı hafifçe. "Hadi annenleri bulmaya gidelim."diyen babasının ardından yola koyuldular. Annesinin kabarık saçları onu ele verirken rahat bir gülümseme ile annesinin kollarına koştu.  Yanında da birinci sınıfa yeni başlayacak olan Albus vardı. Annesini yıllardır hiç görmemiş gibi sarılırken kardeşinin göz devirdiğini hissedebiliyordu. Kardeş içgüdüsüydü sanırım. Sonunda kafasını annesinin göğsünden ayırınca direkt annesinin gözlerine baktı. "Lily nerede?" Annesi onun ciddi bakışından daha ciddi bir şey soracağını zannetse de gözlerini devirerek cevapladı: "Onun daha Hogwarts'a gitmesine iki yıl olduğu için ille de trene bakmak istedi." Oğlunu kollarından çekip kocasına bir öpücük verdi. Harry karısının elini tutup sordu: "Babamın nereye gittiğini biliyor musun, tatlım?" Hermione evet anlamında başını salladı önce. "O da Lily ile içeri girdi. Nostalji yapmak istiyormuş sanırım" diye ekledi ufak bir kıkırtıyla.

Harry de kıkırdadı. Babasının şüphesiz en sevdiği torunu Lily idi. Şaşırtıcı bir şekilde büyükannesinin gözlerini ve saçlarını almıştı. Severus onun onun huylarını aldığını da söylüyordu. Ama maalesef Harry annesini tanımadığı için onu doğrulayamıyordu.

Öte yandan Harry ve onun tüm tanıdıkları artık Severus'un Harry'nin babası olduğu gerçeğine alışmıştı. 5. sınıfın sonunda bunu Sirius'a da söylemişti. İlk başta kavga çıkacak gibi olsa da 'Sümsükus'un Harry'ye iyi geldiğini anlamış ve Snape'in yakasını bırakmıştı. Evet. Aynen bunları söylemişti. Şu anda yine çok iyi anlaşamasalar bile en azından iş asa çıkaracak raddeye gelmiyor, sadece minik atışmalarla sona eriyordu. Tabii bunda Remus'un da büyük bir katkısı olduğunu kimse inkar edemezdi. Teddy de analı babalı mutlu bir şekilde büyümüştü. Nymphadora- özür özür "Tonks"(Tonks: Bana Nymphadora deme! Ben: tmm apla) onu elinden geldiğince el bebek gül bebek yetiştirmişti. Her cumartesi de herkes bir araya geliyor ve yemek yiyorlardı.

Neyse, konudan çıkmayalım. Harry'nin çocukları ve onların annesi, ah, ve tabii ki Ron. Harry Hermione'ye altıncı sınıfta açılmıştı ve ikili çıkmaya başlamışlardı. İlişkileri sallansa bile yıkılmamıştı. Harry babasının yolunu takip ederek erkenden evlenme teklifini etmişti. Şimdi ise Albus Severus, James Sirius ve Emily Lily (Harry: 😏) Potter ile mutlu bir yaşam sürüyorlardı. Ron ise tavukların kadınlardan daha iyi olduğu teorisinin yanlış olduğuna bir türlü kendini ikna edememişti. Her ne kadar Harry ve Hermione dil dökse de.

Harry'nin, eski Hogwarts yıllarını düşündüğünden dolayı görmediği Malfoy ailesi takıldı bir anda gözüne. O beyaza yakın saçları her yerde tanırdı. Astoria'nın oğlunu kucaklamakla fazla meşgul olduğunu görünce sessizce Draco'ya doğru ilerledi. "Naber, sevgilim?" diye fısıldadı onun kulağına ve Draco'nun şok ve korku ifadesini keyifle izledi. Ardından Draco gözlerini oyuncu bir sinirle kısarken genişçe sırıttı. Onun böyle sırıtmasına katlanamayan Draco konuştu: "O pis sırıtışı yüzünden hemen sil, Snapeh!"

Harry güldü.

"Ne o? Bu soyadımla o 'h' ekini yapamıyor musun, Draco?" Draco önce ona sert bir şekilde bakmayı denese bile gülmesini durduramamıştu. İkili neşeli bir şekilde gülerken bu, ikisinin de eşlerinin ilgisini çekmişti. Ah, Ron'u unutmamak lazım tabii. Hepsi bir araya gelirken Draco Hermione'ye doğru eğildi ve elini alıp bir kraliçeninkini öper gibi öperken abartılı bir şekilde referans yaptı.  "Hop hop hop, Malfoy! Yanlış seçim. O kapıldı bile!" diye bağırdı sahte bir kızgınlıkla. Astoria ve Hermione bu sahneyi yüzlerinde gülümsemelerle izliyorlardı. Ron ise iğrenmiş bir şekilde bakıyordu. Draco, onun yüz ifadesine dil çıkardı.

Yıllar sonra bile çocuk gibilerdi.

"Oh, Merlin. Artık şu çocukluğu kesebilir misiniz?" diye söyleyen babasının sesini duydu Harry. Severus ve yanında onun elini tutan bir adet Lily. Yüzünde saklamaya çalıştığı bir gülümseme vardı. Babasının yanına gidip ona sarıldı Harry. Babasını bir haftadır yoğun işleri yüzünden göremiyordu. Bu yüzden de burada buluşmayı ayarlamışlardı. Seherbazlık zordu. Babasından geri çekildi ve Lily'i koluna oturttu. "Nasılsın baba?" Babası ona gülümsedi. "Lily'i gördüm daha iyi oldum."dedi Lily'nin saçlarını okşayarak. "Ne yani, bizi gördüğüne sevinmedin mi?" Sordu Draco dudağını üzgünmüş gibi büzerek. Severus onun kafasına sert olmayan bir şaplak geçirdi. "Siz benim başıma anca bela getirdiğiniz için pek sevindiğim söylenemez" diye cevapladı fakat gözlerindeki ifade gülümsediği için onu ciddiye almak bayağı bir zordu.

O sırada o huzurlu anı bozan bir ses duyuldu. Düdük sesi.

Harry ve Hermione hemen hızlıca Albus, Scorpius ve James'e sarıldılar ve onları trene bindirdiler. O sırada Lily yine dedesinin kollarına gömülmüştü. Herkes bir çeşit üzüntüyle yola çıkan trene bakarken biliyordu.

Her şey iyi olacaktı.

***
  Bence burayı okuyun 👇

Ağlamamalıyım. Ağlamamalıyım. Ağlamamalıyım. Ağlamamalıyım.

Ağladı.

Yaaaaa

Ne diyeceğimi bilemiyorum.

Nerdeyse 4000 okunma olmuşuz. Ben sizi çok seviyorum yaa.

Şimdi. Sizden bir isteğim olacak. Diğer kitabımda da yaptığım gibi bir 'teşekkürler' bölümü yapmak istiyorum. Bu yüzden lütfen ama lütfen. Cidden yalvarırım buraya bir nokta atın da sizin okuduğunuzu bileyim ve sizden teşekkürler bölümünde bahsedebileyim.

Bir de, lütfen bana kurgu fikri verin. Belki kitap yazarım? Tabii eğer yazma şeklimi ve tarzımı seviyorsanız...

Sizi çok ama çok seviyorum♡♡♡♡

Not: Sanırım özel bölüm gelecek gibi. İstediğiniz bir yer varsa söyleyebilirsiniz.

😢😙❤❤❤

waldeinsamkeit ➵ severitus  ✔︎Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin