Sirius fazla mutluydu çünkü bugün Jane ve en yakın arkadaşlarıyla buluşacaktı. Bu yüzden erken kalkmış, kahvaltısını yapmış ve ardından yavaş yavaş hazırlanmaya başlamıştı.
Hazırlandıktan sonra Jane'i almak için yola çıkmıştı. Bir yandan da James'i arayıp çıktığını söylemişti. James ve Lily de onun bu heyecanını paylaşıyorlardı. Lily onun mutluluğu hakkettiğine biliyordu ve sonunda yakalayabildiğine de inanıyordu.
"Jane?" Sirius sevgilisini otelin önünde -en kısa zamanda ayrı eve çıkacaklardı.- görüp seslendi.
"Sirius!" Jane gülümseyerek sevgilisine gitti. Dudaklarına bir öpücük kondurup arabaya bindi. "Seni çok özledim." Dedi. Sirius uzun saçlarını savururken ona gülümsedi.
"Ben de seni canım." Bu sırada sevgilisini süzdü. "Bu arada mükemmel görünüyorsun." Jane gözlerini kaçırdı.
"Sen de öylesin Sirius. Nereye gidiyoruz?" Sirius gülümsedi fakat hafif buruk bir gülümsemeydi.
"Eskiden çok gittiğimiz bir kafede buluşacağız." Sirius yalnızca bunu söylemişti fakat Remus'a hislerinin orada oluştuğunu, geri dönülmez yaralar aldığını ya da sürekli onunla gittiklerini hatta belki de ikinci defa onsuz orada bulunacağını söylemedi. Zaten bunları onun bilmesine gerek yoktu. Remus bitmişti hatta Sirius onun kendisini sevmemesini bile hazmetmişti.
"Anısı olan yerleri severim." Sirius düşen moduna rağmen sevgilisiyle konuştu. Sonunda kafeye geldiklerinde Sirius her zaman oturdukları yerin tam tersi istikametinde James ve Lily'i gördü. Açıkcası onlara minnettar kendisineyse kızgındı. Bir şeyleri kanıtlama uğruna -Remus'u unutmak gibi- burayı seçmesi saçmalıktı.
"Lils ve Jamie, sevgilim Jane biliyorsunuz. Jane, bunlar da Lily ve James şuan evliler sana anlatmıştım." Kısa bir tanışmanın ardından oturdular fakat Lily çok huzursuzdu ve kuşkusuz bunu Jane hariç herkes anlamış sebebini merak ediyordu. Neyse ki o anda garson gelip siparişlerini aldı.
"Ne yersin Jane?" Lily ona sordu.
"Ben şimdilik sadece salata alayım. Sirius da biftek yer genelde." Lily gülümsedi.
"Hayır, Sirius biftek yemeyi pek sevmez. 3 meyveli pasta, mantar ve salata alalım. Yanına da su istiyoruz." Lily siparişleri verdi. Sirius ise ona gülümsedi.
"Mantar kimin için?" Jane sordu.
"Siri için tabiki! O buranın mantarın çok sever." James söyledi.
"İyi de Sirius mantardan nefret eder." Jane inatla tekrarladı.
"Zaten Sirius buradan başka hiçbir yerde mantar yemez evde bile." Lily söylediğinde Jane dudak büktü.
"Neden sadece buranın mantarı?"
"Aslında buranın mantarını da pek yemiyordu ama inat uğruna sırf Rem- öhöm. Neyse önemli değil. Sonuçta mantarı ve meyveli pastasını hep birlikte yer." James kenardan sessizce "midesiz" demişti ve bunu yalnızca Sirius duymuştu.
Fakat Sirius'un aklı başka yerdeydi. Sırf Remus o gün onun yemeğini yedi diye Sirius da hep onun yemeğine dadanırdı. Fakat Remus onun pek yemediği bir şey bulmuştu sonunda. Sirius mantara bayılmazdı. Remus ondan kurtulma umuduyla hep mantar yiyordu. Yine de Sirius, Remus sinir olsun diye onun tabağından ondan daha fazla yiyordu. Sonunda Remus da alışmış ve porsiyonu büyütmüştü. Bunlar aklından geçerken yüzünde minik bir gülümseme oluşmuştu.
"Değil mi Sirius?" Sirius bir anda Jane'e döndü.
"Ne dedin canım?"
"James diyordu ki Sirius insanların kendisi hakkında fikir beyan etmesini sevmez. Ben de dedim ki Sirius öyle birisi değil. Oradayken böyle bir huyun olduğunu illa farkederdim." Sirius, James'e bakınca kahkaha atmamak için kendini zor tuttu. Sevgilisi tarafından aldatılmış gibi duruyordu.
"Aslında James doğru söylüyor. Genel olarak kimsenin hakkımda konuşmasını sevmiyorum." Jane kaşlarını kaldırdı fakat sonra ifadesini düzeltti.
"Neyse ne. Şeyi merak ettim. Lily siz James ile nasıl tanıştınız?" James'in yüzünde kaygılı bir ifade vardı. Sirius onu hatırlasın istemiyordu fakat günün sonunda konu onu hatırlatacak hale geliyordu.
"James okulda sürekli peşimden koşardı. Sirius'u da peşinden sürüklerdi. Ben tabi o zamanlar James'in gerçekten beni sevdiğini düşünmüyordum. O yüzden pek umursamıyordum onu. Bir gün birisiyle konuşuyordum ama çocuk beni aldatmıştı. Ben çocukla bu kafede buluştum ama aldatıldığımı öğrenince kovdum onu. O gittikten sonra ağlayınca James yanıma geldi sonra ben James'e normal davrandım derken evlendik." Jane gülümseyerek dinliyordu fakat Lilyde mimik oynamıyordu.
"Çok güzel bir hikayeymiş." Lily yalandan gülümsedi.
"Bizde daha neler var bir bilsen."
"Onları da dinlerim." Lily gülümsedi.
"Tabi onları da başka zamana anlatırım." Şimdi kalkacaklardı. Sirius ve James hesabı ödemek için kalktığında Jane Lily'e döndü.
"Çok tatlısınız gerçekten." Lily samimiyetsizce gülümsedi.
"Teşekkürler. Siz de tatlısınız ama ben şey sezdim biraz, nasıl desem pek samimi değil gibisiniz. Sirius çok naif birisid-"
"Nasıl onun hakkında bu kadar kesin yargılarla konuşabiliyorsun?"
"Ne demek istiyorsun?"
"Diyorum ki onu nasıl bu kadar iyi tanıdığını söyleyebiliyorsun?"
"Çünkü onu çok iyi tanıyorum. O benim kardeşim gibi. James ile en uzun ayrılıkları bu dört yıldı. Ama yine de farkettiysen aralarından su sızmıyor. Yani demem o ki ben Sirius ile yeteri kadar vakit geçirdim. Onun ailesiyiz biz." O sırada James ve Sirius gülerek geldi.
"Haydi kalkalım." Sirius, Jane'e söyledi. İkisi valeye ilerlerken James Lily'e döndü.
"Senin neyin var çiçeğim?"
"Söyleyeceğim, söyleyeceğim ama önce arabaya binelim." O sıra dışarı Sirius'un yanına geldiler. Arabalar gelmişti. Sirius, Lily'e sarıldığında kulağına eğildi. "Neden mutsuz olduğunu söylersin bize bir ara." Lily gülümsedi fakat bir şey demedi. Ardından herkes arabalarına bindi.
"Evet Lils?"
"Jamie ben o kızı Remusla buluşmaya gittiğimde gördüm. Barda yani."
"Bu normal çiçeğim. Kız eğlenmek istemiş." Lily James'in gözlerinin içine baktı.
"Ama Remus'un yanındaydı. Remus nasıldır bilirsin James. Ruju falan kalmamıştı. Remus sonradan bana dedi ki kızın bir sevgilisi varmış. Çocuk bayağı mükemmeli yani kız öyle bahsetti dedi. Nasıl seni aldatıyor dediğimde sevgilisi şuan yanında değilmiş zaten kız da bir haftadır buradaymış falan. Sonrasını dinlememiş." James şaşkınlıktan ölecekti.
"Onu aldata aldata Remusla mı aldatmış." James'in nutku tutulmuştu.
"Ne yapacağız? Ben Sirius'un onunla birlikte olmasını istemiyorum." Lily üzgün, sordu.
"Bilmiyorum çiçeğim. Bir yolunu buluruz ama söylemekten korkuyorum."
"Ben de Jamie çok kötü şeyler olacak çünkü biliyorum." İkisi de daha fazla bu konudan konuşmak istemedi ve evlerine gittiler.
Merhabaaa
Bok da çıkabilir dediğimde en uç tahmini yapıp tutturan melodilarara seni tebrik ediyorum pastırmalı pastam nasıl tutturdun hiçbir fikrim yok wiejowkwlwkkwwjkw
Umarım beğenirsiniz.
Sizi seviyorum bitter çikolatalarım💝💝