Best Friends With Royalty
Bölüm 13: Sadece Arkadaş
Çeviri: Luvena
Baekhyun nedenini bilmiyordu ama Chanyeol'un kollarında sarılı olmak çok doğru hissettiriyordu. Güçlü kolları ona korunma hissini veriyordu, ve bir kereliğine gardının düşmesine izin verdi. Bu onu savunmasız hissettirdi, yine de tam olarak kötü anlamda değil. Sürekli olarak güçlü görünmeden, sadece kendisi gibi olmanın sorun olmadığı hissettiriyordu. Bu onu... güvende hissettiriyordu.
İşte bu kadar basitti.
Chanyeol'un kollarında olmak tıpkı evde olmak gibiydi. Sıcak ateşin önünde, gıcırdayan sallanan sandalyesine oturup William Faulkner'ın kitabını okumak gibi. Ya da belki Emily Brontë'nin.
Chanyeol'un kollarında olmak tıpkı bir fincan sıcak çikolata içmek gibiydi. Örtüsünün altına sokulup pencre camına ritmik şekilde pıtırdayan yağmurun sesini ve arka planda iPod'undan müzik dinlemek gibi.
İşte bu yüzden bu anın bitmesini istemiyordu; Chanyeol'un yanında uzanıp, yumuşak nefesinin saçlarında dalgalandığını hissetmek. Dün gece, Chanyeol en iyi arkadaşıyla olabildiğince zaman geçirmek istediği iddiasıyla Baekhyun'la uyumak için ısrar etmişti.
Asla gerçtekten istiyormuş gibi özür dilememişti, ama Baekhyun anladı. Kapıyı açtığı zaman Chanyeol'un ona verdiği basit gülümseme her şeyi anlatmıştı.
Her nasılsa, birçok zayıf, samimiyetsiz itirazlarına rağmen, Baekhyun sonraki sabah kendisini erkenden, henüz gün bile doğmamışken Chanyeol'un yanında uyanırken buldu. Chanyeol rüyasında somurtup kaşlarını kırıştırınca kendi kendine gülümsedi. En iyi arkadaşını izlerken, bilinçsiz şekilde parmağının Canyeol'un dolgun dudaklarında gezinmesine izin verdi.
Ufak bir yutkunmayla, ne yaptığının farkına vardı ve anında elini geri çekti. Aynı zamanda kalbinin hızı dakikada 200'e doğru yola çıkmıştı. Yüzünde doğal olmyan ısı oluştuğunu ve patlayıcı sıcaklığın göğsüne yayıldığını hissedebiliyordu. Bir anda, vücudunun her bir kısmını kendi parmakalrıyla işaretlemek için Chanyeol'a daha fazla dokunma arzusu hissetti.
Baekhyun en ufak bir gariplik hissetmeden, elini aşağı, Chanyeol'un yanağına doğru sürükledi. Zihninin bir köşesinde bu davranışlarının anormal olduğunu biliyordu, ve eğer Chanyeol uyanırsa ayvayı yiyecekti. Ancak karşısındaki meleğin cazibesi çok fazlaydı.
Bir kez daha, kendini parmaklarını Chanyeol'un dudağına bastırırken buldu. Yumuşaklığına hayran kalmıştı. Dokunuşlarını uzun süre orada bıraktı, geri çekilmekte isteksizdi. Dudağını ısırdı, aklında Chanyeol'un dudaklarını kendinikilere bastırma isteği dolaşıyordu. Yavaş yavaş elini geri çekerken yanaklarının alev aldığını issetti.
'Benim sorunum ne?'
Baekhyun yatakta dönüp yüzünü duvara çevirdi. Sırtı Chanyeol'a dönüktü. En iyi arkadaşının kollarının belinde sıkılaştığını hissetti. Çenesini Baekhyun'un başına dayayana dek onu göğsüne doğru yakına çekti. Nefesinin kesildiğini hissediyordu.
Aniden, Chanyeol'un eli Baekhyun'un gömleğinin yukarı sıyrılmış kısmından açıkta kalan tenine dokundu. Ani temastan kaçınarak, Chanyeol'den uzağa sıçradı.
'Neden böyle hissediyorum?'
Şu an hissettiğinin doğru 'olmadığını' anlayınca milyonlarca alarm zili Baekhyun'un kafasında çalmaya başlamıştı.
'Demek istediğim, Chanyeol arkadaşım... değil mi?'
Baekhyun zayıf bir kendini ikna etme girişimi olarak kendi kendine kafasını sallayıp sessiz, gergince kıkırdadı.
'Sadece bir arkadaş. Mhmm.'
Baekyun gözlerini sıkıca kapattı. Bu düşüncelerin uzaklaşmasına izin vermeyerek zihninde dolaştırmak için kendini zorladı. Aynı zamanda, 'en iyi arkadaşını' öpme hakkındaki saçma düşüncelerin de hakkından gelmeye çalışıyordu. Fakat pek başarılı olamamıştı.
Özellikle de Chanyeol onun adını mırıldandığı zaman.
Baekhyun şaşırarak ona doğru döndü (Chanyeol'un onu ne kadar sıkı tuttuğu göz önünde bulundurunca, olağanüstü bir başarıydı), Chanyeol'un hala derin uykuda olduğunu görünce gözlerini kırpıştırdı.
'Chanyeol... benim hakkımda mı rüya görüyor?'
Artan sevinç duygusunun neden olduğu ani sersemleme hissinin nedenini açıklayamıyordu.
"Baekhyun... Neden kendi kendine konuşuyorsun?" Chanyeol gözleri hala kapalıyken mırıldandı.
Baekhyun arkadaşının uykuda mı konuştuğunu yoksa gerçekten uyanık mı olduğunu merak ederek sadece yüzüne bakıyordu. Chanyeol ona bakmak için sonunda bir gözünü açtı. Baekhyun'un kafasındaki tüm şüpheler yok olmuştu.
Chanyeol'un aslında uyanık olmasının onu neden bu kadar kadar hayal kırıklığına uğradığını gerçekten bilmiyordu.
"Baekhyun?" Chanyeol yeni uyandığını belli eden boğuk sesle yeniden sordu.
Baekhyun Chanyeol'un sesindeki ham tınıyı sevmişti.
"Ben... konuşmuyordum." diye geri mırıldandı. Chanyeol'un şu an ne kadar mükemmel göründüğünü düşünerek anlık büyülenmişti. Saçları mükemmel ölçüde karışmış, gözleri uykudan dolayı hala bulanıktı.
"Evet konuşuyordun." Chanyeol ısrar ederek usulca konuştu. "'sadece arkadaş' hakkında bir şeyler söyledin. Ne o, benim hakkımda mı konuşuyordun?"
Baekhyun nasıl açıklama yapcağını merak ederek ağzını açtıktan sonra tekrar kapattı. Kalbi göğsünde küt küt atıyor, gerginlik midesinde yuvaralanıyordu. İhtiyacı olan en son şey Chanyeol'un onun tuhaf olduğunu düşünmesi ve tüm hayatı boyunca görmezden gelmesiydi.
Bununu kaldırabileceğini sanmıyordu.
"Ben..." Baekhyun sustu. Chanyeol'un iri, göz kırpmadan merakla ona bakan gözlerinde kaybolduğunu hissediyordu.
Aniden, Chanyeol'un yüzünde büyük, Cheshire bir sırıtış belirdi. Gözleri hafif seğiriyordu.
"Kendini sadece arkadaşın olduğuma mı ikna etmeye çalışıyorsun? Bana aşık değilsin, değil mi?" Chanyeol sordu. Sanki konuyu gülünç ve şaka olarak algılıyormuş gibi tüm sözlerinden neşe serpiliyordu.
"Ben..."
Baekhyun ne reddedilme duygusu gibi kalbini dolduran ağır tuğlaların, ne de gözlerinin kenarına toplanan ve dışarı akmakla tehdit eden ıslaklığın ne olduğunu bilmiyordu. Akmakta ısrarlı olan yaşlarını reddederek gözlerini açık tutmaya devam etti.
"...Baek...hyun?" Chanyeol kekeledi. Baekhyun'un yüzündeki ani değişimi görünce şok olmuştu. Göz bebeklerindeki ıslaklığı farkedince daha da şaşırıp kaldı.
Chanyeol içgüdüsel olarak, Baekhyun'un kendini tutmasına rağmen gözünden akmayı başarmış birkaç damla gözyaşını silmek için elini uzattı. Baekhyun sertçe eline vurup uzaklaştırdı. Karıncalandıran ağrı Chanyeol'un zihnine birkaç saniye geç ulaşmıştı.
"Özür dilerim." Baekhyun duygusuz şekilde söyledi.
"Baekhyun, ben--"
"Endişelenme, önemli değil." gözlerini silerek mırıldandı. "Uyandığımda gözlerimin her zaman nasıl sulandığını biliyorsun."
Chanyeol hiçbir şey demedi. Baekhyun birkaç kez gözlerini kırpıştırıp tekrar tekrar gözlerini ovuştururken, sadece endişeyle onu izledi.
'Yalan söylüyorsun. Uyandığın zaman gözlerin asla sulanmaz.'
"Ve aptal olma." Baekhyun soğukkanlı tonda söyledi. "Asla sana aşık olmayacağım."
"Elbette," Chanyeol kendini gülmeye zorlayarak hafifçe söyledi. "Ne de olsa, biz en iyi arkadaşız, değil mi?"
"Evet... biz en iyi arkadaşız."
Hiçbiri aniden kalplerinde hissettikleri ani sızıyı açıklayamadı.
Çevirmen notu: Cheshire sırıtışı Alice Harikalar Diyarında'daki Cheshire kedisinin sırıtışı olarak da biliyor. O yüzden dokunmadım ^^