"Nare..." Kapısının tıkırtısını ve Müge'nin sesini işittiğinde hafifçe yerinde kıpırdandı. "Kahvaltıya bekliyoruz seni." Nare saçlarını eliyle düzeltti ve saati kontrol ederken cevapladı Müge'yi.
"Geliyorum Müge Abla." Erken kaldırılmıştı ama buna sevinmişti. Zira önce yeni işi için birkaç kıyafet almalı sonrasında da ev bakmaya başlamalıydı. Çabucak üzerine bir şeyler giyinerek aşağıya indi.
Müge ve Gediz onu görünce gülümseseler de Refika Hanım için aynısını söylemek güçtü. Nare o an çok acil ev bulması gerektiğini daha iyi anlamıştı."Günaydın." Dedi Refika Hanımdan çekinerek.
"Günaydın Nareciğim, hadi gel otur şöyle." Müge kendi yanını ve Gediz'in karşısı olan sandalyeyi işaret ettiğinde oldukça rahatlamıştı, zira bu sandalye Refika Hanımdan oldukça uzaktaydı. Yemek boyunca masayı kaplayan sessizlik, Refika Hanım'ın masadan kalkmasıyla son buldu.
Kalkerken Gedizle konuşmak istediğini söylemişti bu nedenle Gediz de arkasından kalkıp gitmişti."Gediz bugün alışverişe çıkacağını söyledi Eşlik etmeyi çok isterdim ama bir hasta ile randevum var." Nare hasta lafını duyunca sorarcasına baktı.
"Ah, Gediz bahsetmiştir diye düşündüm. Psikologum ben." Psikolog. Buraya geldiğinden beri şans kendisinden yana devam ediyordu.Kendi kendine fısıldadı. "İyi olacak hastanın doktor ayağına gelirmiş." Sonra da Mügeye gülümsedi.
"Sorun değil Müge ablacığım, kendim de halledebilirim."
"Olur mu öyle şey, Gediz sana eşlik edecek. Yol, yordam bilmeden tek başına bırakmayız seni." Kimsesi olmadan büyümüş olanlar bir de kimsesi olup da kimsesiz bırakılanlar o kadar iyi anlardı ki bu korumacı naif tavrın anlamını.
"Ablaların en güzeli, çıkacaksan seni de bırakayım." Gediz'in sesiyle düşüncelerinden sıyrıldı Nare.
Gediz'in gözleri üzerindeydi ve belli ki Nare'nin çok uzaklara daldığını da anlamıştı.
"Gelirim ablam ben de seninle. Çantamı alıp geleceğim hemen."
"Hazırsan biz çıkıp arabada bekleyebiliriz ablamı." Başını sallayarak onayladı onu.
"Alışveriş merkezinden sonra beni bir emlakçıya bırakabilir misin Gediz?" Emniyet kemerini takarken Gediz'in gözleri Nare'nin üzerinde takılı kaldı.
"Burada istediğin kadar kalabilirsin, acele etmene gerek yok."
"Gediz, yeterince rahatsızlık verdim zaten."
"Rahatsızlık falan verdiğin..." Nare göz devirince cümlesini tamamlamadı. Başını aşağı yukarı salladı. "Teyzem..." derin bir nefes aldı. "Annem bizi terkettiği günden beri bizimle.Haliyle bize karşı biraz fazla korumacı."Nare'nin aklı sadece canını yakan ama Gediz'in sesi titremeden söylediği o cümleye takılmıştı. Aynı yerden kırılmıştı kalpleri belli ki, onun annesi terkedip gitmişti kendi annesi ise kendisini hayattan koparıp. Gözleri dolmaya başlamıştı ama Gediz'in canını yakmamak için ağlamayacaktı.
"Bizi elalemin dırdırından korumaya çalışıyor işte. " Kemerini takıp önüne döndüğünde kendi kendine fısıldadı. "Sanki hiç konuşmuyorlarmış gibi..." Nare duraksadı. Gediz'in fısıldayarak söylediği bu sözler tedirgin olmasına yol açmıştı ama bu defa acele etmedi. Bu defa kırıp dökmeden önce bekledi. Bunu daha sonra Gediz'e sormalıydı.
*****
Girdikleri mağazada çalışanların Gediz'e karşı duyduğu saygı Nare'nin dikkatinden kaçmamıştı. Tamam adam harbiden giyimine özen gösteriyordu, yüzüne aşinaydı mağaza çalışanları elbet. Ama burası kadın giyimi üzerine çalışan bir mağazaydı ve Gediz'e karşı duyulan saygının da öyle hatır ilişkisinden ileri gelmediği belliydi. Reyonları incelerken Gediz'e sokuldu hafifçe ve çalışanları utandırmamak için kısık bir sesle sordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bİ'ÇARE
FanfictionKadın adamda kimsenin göremediğini gördü, incindiği yerden başladı sevmeye. Adam kadını hiçkimsenin göremediği gibi gördü, yara aldığı yerden öpecek kadar sevdi adam.