❁pembe yanak

697 36 4
                                    

"1,2,3,4"
-İçeri girdim....mi hayır-

Lise son sınıftım busan dan seoul e taşınmıştık bu benim için yeni bir okulu yeni arkadaşlar demekti benim gibi asosyal olan biri için korkunç bir şey olsa gerek annem iyi tarafından bakmamı söyleyip durdu okullar yeni açılıyor ve şahane süren yaz tatili sona eriyordu -buna hazır değilim-

Sınıf kapısının önünde dikiliyordum -okulun ilk günü geç kalmıştım içimi gerginliğin yarattığı ısı sarıyordu huzursuzdum yumruk yaptığım avuç içim oldukça terlemişti hızla pantolonuma sildim sağ elimi yumruk yapıp kapıya yönelttim tıktıklayıp içeri girmek için ama iç sesim bunu yapmamamı söylüyordu —zorunluluktan kaçamazsın elbet bir gün gelip seni bulacaktır şimdi yap ve kurtul-
Derin bir nefes alıp fısıldarcasına saydım

"1,2,3,4"

Ve küçük sıska yumruk yaptığım parmaklarım kapıyla buluşmuştu -tık tık tık-
Öğretmenden İçeriden gel sesi bekliyordum ama sınıf kapısını bana o açmıştı
Oldukça güler yüzlü ve içtendi
Arkamdan kapıyı kapattı ve elini omzuma koyarak beni sınıfın ortasına yönlendirdi sınıfa bakmadan bakışlarım ayaklarımı bulmuştu yanaklarım yanıyordu

Öğretmen rahatlatmak amacı omzumu sıktığında konuştu

"Evet çocuklar bu yeni sınıf arkadaşınız bize kendini tanıtır mısın"

Yanımdan ayrılıp önlerdeki bir sıranın yanına geçmiş bana bakmıştı yüzümü sınıfa doğru düzgün göstermemiştim ve kafamı kaldırmayada niyetim yoktu -biliyordum sınıfa alışınca her şey değişicekti ama şu an bunu istemiyordum okula gelmekte istemiyordum dediğim gibi yapmanız gerekenler varsa bunlardan kaçamazsınız elbet bir gün seni bulacaktır-
:kaçma kovala ,kovalanma yakala:
Bunu hayat felsefem edinmiştim kişiliğime zıt düşsede bunu seviyordum
Kafamı kaldırdım ve bir kızın yüksek sesli tepkisine maruz kalmıştım

"Şuna bakıın yanakları pespembe çok şirin"

Kızın yumuşak hayranlık içeren ses tonu bir övgü olarak söylesede beni yerin dibine sokmuştu öğretmenin bakışıyla kız susmuş ve konuşma sırası bende
gözlerim deli gibi sabit bakabileceğim bir nokta artıyordu
-buldu- karşımdaki duvara sabitlenmiş öğrenci dolapları ve konuştum

"Ben park jimin busandan seoul e taşındım şimdide buradayım"

Öğretmen daha fazlasını bekler gibi baktı bende anlamsızca ona baktım sonra öğretmen kendini tanıttı

"Adım lee jung soo edebiyat öğretmeniyim ve sınıfının sınıf öğretmeni benim bir sorun olursa bana gelebilirsin"

Gülümsedi gülümsedim

"Hobilerin nelerdir"

Bana boş bir yere geç demesini sonra ders anlatmasını bekliyordum -hayat zaten hep çalışmadığımız yerden sormaz mıydı-
Yutkundum

"Aslında şey"

Sınıfa göz gezdirdim ve tekrar öğretmene baktım çekingen bir şekilde

"Hobilerimi paylaşmayı sevmiyorum"

Dedim öğretmen göğüsünde topladığı ellerini çözdü beni daha fazla zorlamak istemiyordu ve sonunda duymak istediğim şeyi söyledi

"Boş bir yere geçebilirsin"

Kafamla onayladım zaten sadece bir yer vardı oda cam kenarında oturan kız öğrencinin yanı o yöne adımlarken herkes beni izliyordu çantamı çıkartıp oturdum kız samimi br şekilde gülümsedi
Konuşmamıştık öğretmende bir kaç bir şeyden bahsedip derse geçmişti -ne klasik-
Teneffüs zili benim için ferahlık olmuştu
-yanlış düşünüyordum-
Yanımdaki kız bana döndü ve elini yanağıma uzattı çekinerek geriye çekildim
Kıkırdamıştı

"Sen ne şirin şeysin öyle"

Diğer kız arkadaşları gelince ayaklandı ve onun geçmesi içine bende sıradan kalktım giderken arkadaşlarıyla bana bakıp gülümsemişlerdi -çevremdeki herkes beni şirin yakışıklı bulurdu bende bunun farkındaydım ama hiç bir zaman göründüğüm gibi biri olmamıştım çekingen biri değildim saf değildim ben karanlıktım vede karanlığın ters yüzü bu yüzden insanlardan gerçek beni hep gizledim belki bu yüzdendi asosyalliğim-

Sırama geri oturdum kitapları severdim yeni başladığım polisiye kitabını sıramın üstüne koydum okumak için hazırlanıyordum ki önümdeki kişi bir anda bana dönüp kolunu kitabımın üstüne koydu tavşan gülüşüyle gülümsedi asi birine benziyordu yakasının ilk 3 düğmesi açık ve saçları özensizdi ama bu onu daha çekici kılıyordu onu incelediğimi farketmişti gülüşüne son verdi

"Ne o çok mu etkilendin"

Bakışlarımı kaçırdım o tekrar gülmüştü

"Şaka yapıyorum ben Jungkook sende.. jimin pembe yanak"

Kaçırdığım bakışlarım hızla onu buldu
Ellerimde yanaklarıma gitmişti

"Hala pembeler mi"

Diye sordum
Derince bakmıştı

"Parmakların"

yüzümde tuttuğum bir elimi avucunun içine alıp konuştu

"Çok küçükler sosis gibi"

Ardından yüzüme baktı

"Hala pembeler"

Dedi ve elimi bırakıp önüne döndü sohbetin uzamaması beni rahatlatmıştı
>
Okulda teneffüslerde kimseyle konuşmamak için hep spor salonuna gittim ve trübündeki sandalyelerin arasına saklandım kitabımı okudum -oldukça kısaydım ve saklanmak benim için çok kolaydı-

Bir kaç hafta geçmişti ve sınıfa alışmıştım herkesle tanışmış kısada olsa sohbetim olmuştu alışıyordum -çok çekinir çabuk alışırdım- uyum sağladıkça spor salonuna gitmeyi bıraktım
Yazın bıraktığı sıcaklı gün geçtikçe kayboluyor yerini sonbaharın güzelliklerine bırakıyordu

Serin havaya karşı üstüme geçirdiğim siyah ince ceketle okula varmıştım çantamı tek omzula taşıyıp sınıfa girdim sınıfın yarısı şimdiden gelmiş sınıfta oyalanıyordu kendi sırama geçtiğimde yanımdaki kız ha eun daha gelmemişti çantamı sırama koyup oturdum ve önümdeki çocuğun
-jungkook un- gelmediğini farkettim onun yerine bakıyordum ilk ve son kez okulun ilk günü konuşmuştuk sonra aramızda bakışmalar olmuştu ama diyalog kurmamıştık birbirimizin muhattabı değildik yada ben buna engeldim çünkü sadece ben vardım
-ben ve kendim-zorunda olmadıkça diyaloglardan uzaktaydım insanlardan uzaktım
karşımda hissettiğim kıpırtıyla bakışlarımı havaya kaldırdım onunla tekrar göz gözeydik ilk günkü gibi gülümsedi

"Bakıyorumda yokluğumda yerimi gözlüyorsun"

Göz devirdim ve arkama yaslandım

"Bir şey düşünüyordum"

Çantasını koyup sırasına oturduğuna bana döndü pişkince sordu

"Beni mi düşünüyordun"

Dedi -belki dışarıdaki hayatıma biraz olsa gerçek benliğimi katabilirdim rahat olan park jimini böylece çekingenliğim gidecekti-
Sıradan bir şeye evet diyormuş gibi cevapladım

"Evet"

Şaşırmıştı ciddi misin der gibi baktı başımla onayladım

"Neden arkadaş olmuyoruz"

Sorumla birlikte yüz ifadesi nötür bir şekil almıştı

"Zaten arkadaş değil miyiz"
"Hayır isimleriniz bilmemiz arkadaş olduğumuzu kanıtlamaz"

pisçe gülmüştü

"Eğlence istiyorsun"

Dedi onun gibi sırıttım

"Evet eğlence istiyoru"

Vmim serisi amaa jikookla karşılaşıyorsunuz jikook sadece bff olma yolunda :)

ଅvVMiinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin