3.bölüm " korumanı özledim "

493 37 52
                                    

HAESOO (Go ha jin)

Seni özledim senin beni korumanı özledim. Bana herşeyden daha değerli olduğumu hissetirdin.

Senin kaybedicek hiç bişeyin yoktu beni korursan. Ama benim vardı o dünyadan değildim.

Meğer anladım ki kendini ait hissettiğin yer senin evinmiş.

Sen benim evimsin wand soo....

Yine sıradan bir sabah. Her gün aynı güneş, her gün aynı ay... ama benim kalbim, sana olan aşkım hâlâ aynı...

İşte bu beni üzüyor...

Yataktan kalkıp banyo'ya girdim. Ilık bir duş aldım. Gardırobu mu açtım. Sırf kol t shirt ile siyah kot pantolunu mu giydim.

Yüksek topuklu, ayakkabılarımı
giydim... İşe giderken kulaklarımı, kulağımı taktım.

Ve bana soo' yu hatırlatan "for you" şarkısını dinledim.

Onunla olan anılarım öyle güzeldi ki...
Ama yoruldum. Onun aşkından değil yaşadığım şeyler yordu beni...

İnsanı en çok özlemek mi? Beklemek mi? Yoruyor Diyecek olursanız? Bence beklemek gelmeyeceğini bile bile beklemek..... Sonsuz gibi.......

Yürüye yürüye geldim sonunda. Ama kapının önünde onu gördüm. Baek ah .
Şimdiki adıyla jung woo.....

Sanki birini bekliyordu.

Yanına gittim. Kendini toparlayıp bana baktı. Gülümsedi.

" İyi görünüyorsun go ha jin. "

Tebessüm ettim.

" Evet. Kendime geldim. Neden geldin"

" Seni merak ettim. Dünden sonra nasıl oldun diye. Tanıştığımıza sevindim tekrar. "

Elini uzattı. Elini sıktım.

" Evet ıyim şimdi. Umarım bir daha görüşürüz."

El sallayarak döner kapıdan içeri girdim.

Görevli olduğum tezgâha geldim. Eşyalarımı yerleştirip, çantamdan aynamı ve ruju mu çıkardım.

Gül kurusu renginde ruju mu sürdüm.

Porselenleri düzenlerken birden büyük bir ses duyuldu. Patlama sesiydi sanki.

Sesin olduğu yere gittim. Etraf dumandı. Yerler cam parçaları ve yanık kokuyordu.

Adiden bir cam daha patladı. Biri kolumdan tutup beni kendine çekti ve kollarıyla beni sardı. Hemen yere eğildik.

Kokusu tanıdık geliyordu. Hemde çok tanıdık...

Gözyaşlarıma hakim olamadım. Birer birer damladılar gözlerimden. Sımsıkı sarıldım ona.....

Patlama bitti. Beni ayağa kaldırdı. Yüzünü görmemedim. Çok fazla duman vardı. Hemen beni bırakıp gitti.

Kalbimin sesini duyuyor musun? Sana nasıl haykırıyor duyuyor musun?

Korucu prensim benimm. O senin  kokundu eminim. Hem benimle ol.

- WAND SOO -

Seni aşkıma ikna edebilmek için çok uğraştım. Ama başardım. Biliyor musun haesoo? Bende yoruldum. aşkıma karşılık vermeyişin canımı bi kılıcın vücuduma verdiği acıdan daha fazlasıydı....

Ben seni herşeyden hatta kendimden bile korumaya çalışırken senin benden uzak duruşun kalbimi parçaladı......

Sonunda benim oldun derken, seni yeniden kaybetmek benim için ne kadar acı bilemezsin ........

Yürüye yürüye ormanın çıkışına geldik. Sung roan kollarını, kollarımdan çıkarıp beyaz arabayı işaret etti.

" soo!!! Bak bu benim arabam. Hadi gidelim. "

İstemsizce Gülümsedim.

" Hmm. Şehir merkezi yakın mı? "

" 45 dk'lık uzaklıkta. O kadar uzakta değil evim. "

Arabaya bindik. Kafamı koltuğa yaslıyarak camdan dışarıyı izledim.
Yol boyunca hiç birşey konuşmadık. Zaten konuşacak birşeyimiz de yok.

Ahh haesoo!!! Şuan ne yapıyorsun? Beni düşünüyor musun? Yada hâlâ beni seviyor musun? Beni unutmuşsun olsanda, bana olan sevgin bitse de sen bana aitsin.

" Pişşt!!!Heyy. Nereye daldıysan oradan çık!! "

Ona ne kadar sinirlensemde bunu belli edemezdim. Yanlış anlardı. Sonuçta ona ihtiyacım vardı. Bu dünyayı öğrenmede o bilmesede bana yardım edecekti.....

" Dalmışım."

" kimi düşünüyordun? "

" kimseyi.Aklıma birşey takılmıştıda onu düşünüyordum. "

Bi kaç dakika sonra evin önüne geldik. ikimizde arabadan indik.

" Hadi beni takip et. "

Peşinden gittim. Hırslı bi kadındı. Ve hâlâ da öyle. Evi 2 katlı ve havuzlu villaydı. Ne yaptıysa zengin olmuş....

Evin içini gezdirmeye başladı. Koluyla bi odayı işaret etti.

" Burası misafir odası burada kalabilirsin. Hadi gel benimle acıkmışsındır yemek yiyelim. "

Peşinden gittim. Evi de onun gibi asil....
Mahzenden içki çıkardığını fark ettim. Bana dönerek;

" Sen ne içersin? "

" bi kadeh viski olur. "

Şişesi kadehe boşaltı ve bana uzattı.
Arkasını dönüp buzdoaptan pizza çıkarttıp mikro dalgaya koydu.

Kısa süre oldu. Tabağa koyup önüme koydu. Ardından kendi tabağını masaya koydu.

" Üzgünüm bugün dışarıdaydım bişey yapamadım sadece pizza aldırabildim. "

" Önemli değil sung raon. "

İçten bir Tebessüm etti. Kadehini havaya kaldırdı bana karşı. Bende kendi kadehimi kaldırdım havaya.

Yemeğimizi bitirdik. Sung roan biraz içkiyi fazla kaçırdı. Kaç kadeh içtiğini bile sayamadım . Masadan kalktı.
Yürüyemiyordu bile.

" Soo. Beni odama çıkartır mısın? "

Ayakta durucak hali yoktu. Masadan kalkıp koluna girdim.

Merdivenlerin oraya geldik. Birden bayıldı.

" Sung raon iyi misin? "

Kucağıma alıp yatağına yatırdım. İyi olduğundan emin olunca bana verdiği odaya gittim. Uzandım... uyuya kalmışım.......

Sadece senin için endişelenmek isterken şimdi sarhoş bi kız için endişe ediyorum.

Keşke yine seni kollarımla sımsıkı sarabilseydim.

O dolgun dudaklarından doyasıya öpebilseydim Keşke haesoo....

Seni korumayı özledim.......

Seni sevmeyi özledim.....

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: May 30, 2020 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

moon lovers sezon /2/Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin