21. Bölüm

640 48 10
                                    

Arkamı dönmeye korkuyordum. Ama eninde sonunda dönmem gerektiğini bildiğimden bir suçlu edasıyla arkamı döndüm. Hasan amca başını omzunda yana düşürerek beklemeye başladı. Nefesimi sesli bir şekilde dışarı verdim. Hatalıydım, kendimi kaybetmiştim. Neden başkasının evinde olduğum o anda aklıma gelmemişti. Hemde kapıdan çıkar çıkmaz Batuhan ile karşılaşmışken... Hasan amca iki elinide beline koyunca dudağımı ısırdım. Bakışlarından hiç hoşlanmamış, açıkçası tırsmıştım. Sonunda bir açıklama yapmam gerektiği aklıma gelince gözlerimi kaçırdım ve anlatmaya başladım. 

" Ben şe-şey Hasan amca, kardeşimle oyun oynarken terliği ya-yanlışlıkla şeyin içine attım. " Hasan amcanın boğazını temizlediğini duyunca başımı kaldırma cesaretinde bulundum. Yanağında bir kas seğiriyordu ama bunun kendini kasmaktan mı yoksa sinirden mi olduğunu bilmiyordum. 

" Sanırım iki saattir terliği çorbanın içine attığını söylemeye çalışıyorsun. Yeni bir çorba yaptığın sürece sorun yok. Ayrıca terliği kardeşine değil Berktuğ'a attığını gördüğümde gözlerim beni yanılttı mı acaba ? " Yanaklarıma alev hücum etti. Yalan söylemiştim- her ne kadar küçük bir yalan taneciği olsa da- ve yakalanmıştım. Bakışlarım tekrar mutfakta parkeleri incelerken başımı onaylarcasına salladım. 

" Doğru görmüşsünüz. " Boğuk bir kahkaha duyduğuma yemin edebilirdim. Ama başımı kaldırmaya cesaret edemiyordum. O cesaret bir kere gelmişti ama bir daha gelmiyordu. 

" Benim hatırladığım kadarıyla Berktuğ senin kardeşin değildi ama eğer sen öyle hissediyorsan- " 

" Hasan amca ne çorbası yapalım ? " Berktuğ'un sabırsız ve birazda sinirli sesini duyunca, başımı ondan tarafa çevirdim. Kaşlarımı ne oluyor dercesine kaldırdım. Bana bakarken bakışlarında yumuşama olsada hala sinirli olduğu belliydi. 

" Yapabiliyorsanız düğün çorbası, " Sesinde duyduğum alay mıydı ? " Ama yapamıyorsanız kafanıza göre takılın. " Kendinden o kadar emin konuşmuştu ki ! Düğün çorbası yapamayacağımı sanıyorsa feci halde yanılıyordu. Ben annem gibi mükemmel bir ahçının elinde yetişmişken bunu bilmemem kabalık olurdu. Arkamı dönüp malzemelerin yerlerini araştırırken Buğlem ve Berktuğ'un hala yan tarafımda olduğunu görüp durakladım. Ne bekliyorlardı ? 

" Birşey mi diyeceksiniz ? " Berktuğ başını iki yana sallayıp yanıma geldi. Kollarını kıvırarak o da malzemelerin yerlerini araştırmaya başladı. Ama birkaç dakika sonra tekrar yanımda yerini almıştı. 

" Ne araştırmam gerekiyor ? Yani malzeme olarak. " Ciddi olup olmadığı yüzünden anlaşılmıyordu. Ama eğer ciddi ise hoşuma gitmediğini söylersemde yalan olurdu. Berktuğ ile yaşadıklarımız git gide artıyordu. Bu beni aynı zamanda korkutuyordu. Buradan ayrıldığım zaman hatırlayacağım çok şey olacağının bir göstergesiydi. Hatıralarla baş başa kaldığım anda zaten üzülecektim. Neden şimdiden kendimi üzmeye başlamıştım sanki. Ciddi olduğunu anladığım zaman malzemeleri söyleyerek bana yardım etmesini sağladım. 

(...)

Bir saat sonunda düğün çorbam hazırdı. Tadı nasıl bilmiyordum ama Berktuğ'un dediğine göre mükemmelinde ötesindeydi. Eh, ona güvenmesemde masada bu konuşulacaktı eminim. O zaman nasıl bir ahçı olduğum belli olurdu. Buğlem birkaç malzemeyi elime tutuşturmanın ardından sıvışmıştı. Batuhanda mutfağa geldiği zaman utana sıkıla ondan Buğlemle ilgilenmesini istemiştim. Hoşuna gitmesede sesini çıkarmadan mutfaktan ayrılmıştı. 

Burcu teyze mutfağa girdiğinde ben çorbadan sonra salata yapma işinide bitirmiştim. Beni mutfakta yemek yaparken görünce kaşlarını çattı. Mutfağında olmamdan hoşlanmamış mıydı ? Gerçi kadın haklıydı. Ben olsam bende, benden başkasının mutfağıma girmesine izin vermezdim. Ama ben mecbur kalmıştım. 

KIR ZİNCİRLERİNİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin