Hope Andrea Mikaelson
Üç Gün Sonra
Korku ve endişeyle etrafıma bakındım. Korku ve endişeyle ilerledim. İlerlerken bir sürenin ardından durdum. Önümde duran su birikintisindeki yansımama baktım. Üzerimde siyah bir elbise, siyah bir bot ve siyah bir ceket vardı. Adeta siyahlara bürünmüş gibiydim sanki. Saçlarım ve yüzüm dağılmış haldeydi. Ben neden bu haldeydim?
Gözlerimi su birikintisinden ayırdım ve ilerlemeye devam ettim. Çamurların üzerinde usul adımlar attım. Dikkatle etrafımı inceledim. Burayı tanıyordum. Hem de çok iyi tanıyordum. Daha önce geldiğimine eminim. Burası bir mezarlık. Burası New Orleans Mezarlığı. Kasvetli bir havası vardı, rüzgar esip geçiyordu, şakır şakır yağmur yağıyordu. Sanki kuvvetli bir fırtınanın habercisi gibi fısıltılar geliyordu kulağıma. Usulca derin bir nefes aldım.
İlerlemeye devam ederken bir anda duraksadım. Karşımda gri tonlarında bir mermer vardı. Freya ile Davina'ın büyü yaptığı şeylere benziyordu. Etrafına bakınmaya başladım. Hemen kenarında bir Aile Mezarlığı dikkatimi çekmişti. Buraya daha önce gelmiştim ama hiç böyle inceleme gereği duymadım. New Orleans da doğmuştum, orada büyüdüm ama hayatımın yarısından çoğu Mystic Falls da geçti. Kulağa o kadar da garip gelmese gerek herhalde. Aile mezarlığına doğru yönelerek incelemeye başladım anlık bir hisle. Ama karşımdaki görüntü ile uzun bir süre atlatamayacağım bir şok geçirmiştim. Önümde kocaman bir mermer taşı vardı. Üzerinde büyük harflerle "MİKAELSON AİLESİ" yazıyordu. Ve Mikaelson Ailesinin acı kayıpları. Mermerin üzerindeki her kelimeyi okuduğumda gözlerimden yaşlar süzüldüğünü hissetmiştim.
Esther Mikaelson
Ansel Adams
Jackson Kenner
Camille O'Connell
Hayley Marshall - Kenner
Niklaus MikaelsonAma... Ama, Cami? O yaşıyordu, ölmemişti ki. Ya Annem? Babam? Onlar ölmediler, onlar yaşıyorlar, bu çok saçma. Boğazımdan bir hıçkırık kaçtı. Dizlerimin bağı çözüldü ve yere çöktüm.
"Hayır... Hayır!" Kendimi çığlık çığlığa çırpınırken buldum. "Anne? Baba? Hayır, hayır, olamaz, ama... Böyle birşey mümkün değil, hayır!"
Hıçkırıklarım ve gözyaşlarım arasından zoraki bir şekilde nefes aldım. Konuşamuyordum. Sadece ağlıyordum. Tam bu esnada omzumda bir el hissettim. Başımı kaldırınca yüzüme bir tebessüm yayıldı. Babam bana elini uzatıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Doğaüstü Serisi {Miraslar}Karanlığın Mirasları
FanfictionMiraslar. Klaus Mikaelson'nın mirası Hope Andrea Mikaelson. Alaric Saltzman'ın mirasları Josette 'Josie' Saltzman ile Elizabeth 'Lizzie' Saltzman. Malachai 'Kai' Parker'ın mirası Jacques Parker. Bu bir hikaye. Geçmiş ve gelecek de, yaşanan ve yaşan...