Özgürlüktür yazmak. Her birinizin hayatına dokunmak ve o ayrıcalığı yaşamak başka bir dünya benim için. Dünyamı güzelleştiren bana ayrıcalık katan herkese çok teşekkür ederim. Ve en önemlisi;
🌷DÜNYA EMEKÇİ KADINLAR GÜNÜMÜZ KUTLU OLSUN 🌷
İyi okumalar dilerim...
Tuğçe'den anlatım...
Ayaz;
Sert rüzgarlar yerini serin bir ayaza bırakmıştı. İçimi talan eden kasırganın harabesi altında kaldı ruhum. Evime gidemiyor, ailemin yüzünü görmek istemiyordum.
Yaman'dan öğrendiklerim beni korkuturken, bir de onların cenderesinin ateş hattına kapılıp yok olmak istemiyordum.
Annem;
Her aradığında sesi titriyor ve anlatmak istediklerini anlatamıyordu. Bir buçuk haftadır Yaman ile evlendiğimiz zaman kalacağımız evimizde yaşıyorduk.
Her geldiği an huzur bulmam gerekirken yavaş yavaş uzaklaşan hali canımı yakıyordu.
Artık neler olduğunu sormaya korkar vaziyetteydim. Tahmini zor değildi bazı şeylerin ama duymak istemiyordum. Biliyordum ki çok daha fazlası vardı.
Derin bir nefes alıp oturduğum koltukta biraz daha dikleştim. Başımı hafifçe sola çevirip duvarda asılı olan saate baktım.
Hayretle saate bakmaya devam ettim. Gece yarısını çoktan geçmişti ve Yaman gün içinde bir kez bile beni aramamıştı.
Sıkkın bir soluk alıp omuzlarımı düşürerek yerimden kalktım. Yine onu beklerken ilaç saatlerimi atlamıştım. Mutfağa geçip masanın üzerine hazırladığım sofraya baktım.
İçimden bağıra, bağıra ağlamak gelirken derin bir nefes alıp ilaçlarımı avucuma alıp ağzıma attım. Masanın üzerinde duran bardağa su doldurup hızlıca içtim. Bardağı masaya bıraktığımda kapının kapanma sesi ilişti kulağıma.
Mutfaktan çıkıp salona baktığımda Yaman'ın dağılmış hali beni oldukça şaşırtmıştı. Endişe ile ona hamle yaptığım an elini kaldırıp "toparlan seni evine bırakacağım".
Dehşetle yüzüne bakıp olduğum yerde donmuştum. Yaman sıkkın bir soluk alıp "Tuğçe baban eve dönmeni istiyor sadece. Hadi lafımı ikiletmeden hazırlan".
Dolan gözlerimi saklamadan ve onu yok sayarak hızla merdivenlere yöneldim. Öfkeliydim, kırgındım, kızmıştım ama yine de ona yenilerek elinden tutup buraya gelmiştim.
Burada onunla aldığım hiçbir kıyafete dokunmadan sadece buraya gelirken yanımda olan valizi çabucak hazırladım.
Belime dolanan kollarla "bırak, yeter artık hiç birinizi görmek istemiyorum". Yaman sıkıca sarılıp "iyi değilim Tuğçe'm. Babanla babam arasında sıkışıp kaldım anla beni".
Ellerinden zorlukla kurtulup ondan uzaklaştım. Yüzümü ona döndüğüm de "ben bunun için atmıştım yüzükleri. Kırgındım sana, üstüne annen benden nefret ediyordu. Vazgeçtim gittim, kaçtım anladın mı?".
Başımı sağa sola doğru sallayıp "neden geldin peşimden, neden bırakmadın beni? Ya da neden gelip beni buraya getirdin? YAMAN SAVRULMAKTAN YORULDUM ARTIK".
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CİHAT BEY Her Aşk Biraz Ölüm Kokar...
Ficción GeneralKızıl alevler sarmıştı etrafımı, sağ tarafımda celladım var iken, sol yanımda bana hayat diyen adam yaşamak için gözlerimin içine bakıyor ve çırpınıyordu. İçim çekiliyor, kalbim kanıyor ve geçmişimin yalnızlığı yine karşımda duruyordu. Bir uçurumun...