O köşke girdiğimden beri hayatımın eskisi gibi olmayacağını biliyordum. Ben Ceren, Ceren Yılmaz. Köşke ilk adımımı attığım anda onun yüzünü görmüştüm. Cenk Karaçay. İstanbul gecelerinin serseri çocuğu. Bu eve geldiğimde aklımdaki tek fikir Karaçay'ların gelini olmaktı.Çünkü fakirlikten, geri kalmaktan usanmıştım.
Ve bir hafta sonra bomba köşke düşmüştü. Cemre yani ablam Cenk Karaçay ile evlenecekti. Hayatımın aptallığını yaptım. Cenk'i onun ellerinden almak için bunu nasıl anlatacağım bilmiyorum. Sadece şu an bulunduğum noktayı konuşursak hamileydim.
Cenk şu sıralar durulmuştu. Bir tanecik ablamla evleneceği için olabilir miydi acaba. Fırsat kolladım ve kendimi Cenk'in odasına attım.
''Senin burada ne işin var Ceren? Farkında mısın ablanla evleneceğim o yüzden o şeyleri-'' sözünü kestim. Onunla yatmaya mı geldiğimi sanmıştı.
''Cenk ben hamileyim.'' lafı uzatmadım.
''Ceren nereden bilebilirim benden olduğunu?'' şerefsiz!
''İlkim sensin Cenk. Bunu kendinde çok iyi biliyorsun. Ben nasıl seninsem oda senin'' dedim karnımı işaret ederek.
''Ceren ben evleneceğim-''
''Bana ne Cenk! beni bebeğimle tek başıma bırakamazsın. Gidersin babanla konuşursun ve benimle evlenmek istediğini söylersin bir yolunu bul yoksa evlilik vaadiyle beni kandırdı derim ve bombayı patlatırım. Bırak ablamla evlenmeyi beş kuruşsuz kalırsın!''
Kibar yoldan anlamıyordu. Beni buna kendi zorladı.
''Bu bir hataydı Ceren!'' bu cümle dizlerimin üstüne düşmeme ve ağlamama neden oldu.
''Hata mıydı? Benim için değil Cenk. Bana ilk dokun kişisin Cenk. İlk'' daha fazla konuşamıyordum. Nefesimi topladım.
''Benimle evlen sonra boşarsın Cenk. Bunun evlilik dışı olduğu anlaşılmamalı.''
''Çık Ceren. Düşünmem lazım çık!'' diye bağırdı. Ve ağlayarak çıktım. O sıra biri kolumdan sürükledi.
Şeniz.
Cenk'in annesi. Şeytan. Beni Nedim'le evlenmem için tehdit etmişti. Hah kendini akıllı mı sanıyordu. Bombayı patlatırsam oğlu yanardı. Ellerimi karnıma koydum.
Bebeğim benim mutlu olacağız.
Baba bizimle olacak.