Sellam!
Naber?
İkizler gerçek hayatta ikiz değil. Ben ikiz yapmak istedim bu arada.
Oy ve yorumu unutmayalım.
İyi okumalar.
İzel Hera'dan -Bir hafta sonra-
"Hoşgeldin Beren,nasılsın?"
"Oldukça heyecanlıyım. Yeteneğini görmek için sabırsızlanıyorum!" Güldüm.
"Tamam,yaka konusunda birkaç çizim yaptım. İşte."
Dört farklı model çizmiştim. Hepsinde yırtmaç detayı vardı. İlki dar ve tek kolu uzun iken diğer kolu yoktu.
İkincisi yine dar ve yırtmaç aynıyken yakası straplez olsada tek omuzdan bant geçiyordu.
Üçüncüsünün modeli benim için en iyisiydi. Göğüs dekoltesi vardı ve yine tek omuzluydu. Diğer koluna ise eli olmayan eldiven detayı eklemiştim.
Dördüncü model eldivensiz olandı.
"Uçuş uçuş istemiştin biliyorum ama bacakların çok güzel. Bence yırtmaçlı elbise sana daha uygun. Fakat istersen uçuş uçuş olarak dikebilirim." Bana sarıldı.
"Saçmalama! Çok güzel. Hepsi çok güzeller. Dördüncüyü istiyorum."
"Nasıl istersen. Eklemek ya da çıkarmak istediğin bir detay var mı?"
"Hayır,büyüsünün bozulmasını istemiyorum. Gerçekten tam bana göre bir şey çizmişsin. Teşekkür ederim."
"Henüz üzerinde görmeden teşekkür etme bence."
"Ben sana güveniyorum." Gülümsedim.
"Balon üç hafta sonra hangi gün?"
"Cumartesi."
"Peki,haftaya ve sonraki perşembe prova için gelmeni istiyorum. Diğer perşembe günü elbise elinde. Ne dersin?"
"Ya yetişmezse? Balodan iki gün önce başka elbise bulamam."
"Gerekirse gece uyumam,yine yetiştiririm. Merak etme. Hadi gel ve ölçülerini alalım."
Beren'i basamağa çıkartıp tüm vücudunun ölçüsünü alıp hepsini not ettim.
"Yarın kumaşı alıp başlarım."
"Tamam,telefon numaranı verir misin? Sorun olursa ulaşmak istiyorum." Kafamı salladım.
"0536..."
"Harika İzel'ciğim. Haftaya perşembe görüşürüz o zaman,bu da paranın yarası." Zarfı alıp gülümsedim.
"Görüşmek üzere Beren." O butikten çıkarken kendimi yorgunca sandalyeme attım.
Bir haftadır bu çizimler üzerine yoğunlaştığımdan Balın'ın elbisesine vakit ayıramamıştım.
Defilem için çizdiğim iki modeli ona gösterebilirdim sanırım. O balonun kraliçesi olmayı hak ediyordu. Çalan telefonum ile yerimden kalktım.
İkizoo arıyor...
"Efendim Balın?"
"Dükkanda mısın?"
"Evet."
"Geliyorum yawrum."
"Tamam canım bende elbisen için fikrini alacaktım."
"On dakika." Telefonu kapatıp çizimlerimi buldum ve ikimize kahve yaptığım sırada ikizim kapıdan içeri girdi.
"Bu ortama bayılıyorum." Gelip sarılırken güldüm.
"Bu ortamda sana bayılıyor."
"Hadi çizimleri göster."
"Tamam. Biri parlak pembe kumaşa sahip diğeri sarı. Biri askılı diğeri prenses yaka. Sarının eteği de prenses model. Hafif bir yırtmacı var ve yırtmacı içinde detaylar var. Hangisi?" Şaşkınca baktı.
"Hera bunlar...çok güzeller. İkisinde giyebilir miyim?" Sadece sinirlendiğinde veya gerçekten duygulandığında bana ikinci ismimle seslenirdi. Dolan gözlerimi silip güldüm.
"Dikmek için yeterli zamanım olsaydı eminim giyerdin. Ama bir karar vermen lazım. Yarın kumaş almaya gideceğim."
"Sarı elbiseye hayran kaldım ama onu senin düğününde giyeceğim. Bu yüzden parlak olan."
"Tahmin ettiğim gibi. Gelde ölçülerini alalım."
"Sen ne giyeceksin?"
"Bende mi geleceğim?"
"Evet. Yanımızda bir kişi getirebiliyoruz. Sevgilim zaten baloda. Bu yüzden yanımda olacak kişi sensin."
İki yıldır birini seviyordu ve sonunda sevgili olmuşlardı. Üç aydır beraberdiler ve eniştem gerçekten tatlıydı.
"Ben evdeki elbiselerimden birini giyerim."
"Sen bilirsin hayatım."
"Ölçü işinide hallettiğimize göre hadi evimize gidelim. Akşam Koray ve Ekin ile buluşacağız."
Koray ve Ekin bizi çok yakın arkadaşımızdı.
"Bensiz?"
"Eniştemi ek gel sende."
"Onun tribiyle uğraşamam. Bir dahakine size katılırım."
"Sen bilirsin."
Koray ve Ekin bizden iki yıl sonra üst katımıza taşınmışlardı. O zamandan beri yakın arkadaştık. Hayatımda başka kimse yoktu.
Balın'ın çevresi benden daha genişti. Sevgilisi ve onun arkadaşlarıyla da samimiydi.
Ben sadece sevgilisi Caner ile tanışmıştım. Birkaç kere Ekin,Koray ben,Balın ve Caner dışarı çıkmıştık.
Güvendiğim kişiler dışında samimiyeti sevmezdim.
Dükkanı sıkıca kilitleyip eve ilerlemeye başladık.
"Nereye gideceksiniz?"
"Sahil. Balık ekmek yiyeceğiz." Balın burun kıvırdı.
"Kötü arkadaşlar!" Kahkaha attım.
"Siz?"
"Bilmiyorum. Caner'in arkadaşları da olacakmış. Sizde gelsenize,tek kalıyorum."
"Sevgili ikizim,onlar seninde arkadaşların."
"Baloda tanışacaksın nasıl olsa." Göz devirdim.
"Tanışınca ne olacak?"
"İletişim kuracaksın İzel. Sosyalleşeceksin."
"Ben sinirlenmeden konuyu kapatalım. Yarın erkenden kumaşçıya gidip oradan butiğe geçeceğim belki sabahlarım. Beni merak etme. Ben çıktım."
Çoktan vardığımız eve girip üstümü değiştirip tekrardan çıkmıştım.
Ben asosyal değildim ki,sadece az arkadaşım vardı!
••••••••••••••••
Nasıl buldunuz?
Oy ve yorumu unutmayalım.
seviliyosun
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İki Aşk Hikayesi -Tamamlandı-
Short Storyg×g değildir:) "Sana bir teşekkür hediyesi vermek istiyorum." "Hayır hiç gerek yok." Güldüm. "Seveceğine eminim." "Tamam nedir?" Tekrar gülüp gözlerine baktım. Galiba seviyordum. Hızlanan kalbime bakılırsa baya seviyordum. Hiç kimseye güvenmeyen b...