Bölüm Şarkısı: Şebnem Ferah- Yağmurlar
•
Bir kapının önündeyim girsem suç...
Gitsem ayaz...
~Şükrü ErbaşİSTANBUL/TÜRKİYE
Doğa ÖZTÜRKAnnemin şaşkınlığı, ardı arkası kesilmeyen soruları ve öfkesi beni tutmaya yetecek kadar işe yarar değildi. Tek derdim kızları Derin'den almak ve ait oldukları yere, evlerine, geri getirmekti. Bunun çok zor olacağının bilincindeydim ama benim de asla pes etmeye niyetim yoktu.
Başka bir adamdan olduklarını iddia eden, bana inanmayan, sözüme güvenmeyen adam şimdi kız kardeşinin yaptırdığı teste inanarak onları benden alabileceğini sanıyordu. Belki daha önce yaptırdığı testten aldığı olumsuz sonuç bana inanmasını güçsüz kılmıştı ama bu bile bir bahane olamazdı.
Lila ve Lina üzerinde hem yasal hem de manevi bir hakka sahip değildi, olamazdı ve olamayacaktı da. Ben buna izin vermeyecektim. Şu an şu kapıya polisleri yığmıyorsam kızları düşündüğüm içindi. Hukuken onları almak sadece gidip şikayette bulunmama bakardı ama sonrasında çıkacak tantana bizden çok Lila ve Lina'yı etkilerdi. Hiçbir şeyden haberleri yoktu, bir anlam yüklemek isteyeceklerdi ve neden diye soracaklar, sorgulayacaklardı. Ve sonuç olarak her şekilde üzüleceklerdi, işte sırf bu yüzden sessizce halletme taraftarıydım.
"Derin!" Beni duyabilmesi için boğazım acıyana kadar bağırdım. Beni tutmak için harekete geçen adamları fark ettiğimde parmağımı kaldırıp, "Sakın! Sakın bana dokunmak gibi bir hata yapmayın," diye uyardım.
Peki uyarım etki etti mi? Hayır. Adamlardan ikisi kolumu tutup beni kapıdan uzaklaştırmaya çalışırken ellerinden kurtulmak için çırpındım ama nafile bir çabaydı benimkisi.
"Bırakın beni!"
Karanlıkta bir siluet görebildim. Sonra Derin'in tok ve gür sesi bir bomba gibi kulaklarımda patladı. "Bırakın!"
Hareketlerimi etkisiz hale getiren adamlar aldıkları emirle hemen benden uzaklaştı. Derin'in onlara attığı bakışı, o bakışlardaki öfkeyi ve bu öfkenin hedefinin o iki adam olduğunun en az onlar kadar ben de farkındaydım. Peki bu tavrı nedendi? Zaten istediği bu değil miydi? Zarar görmem.
Derin ile aramıza duvar gibi giren demirlere yapıştım. "Kızlarımı ver gideyim, sorun çıkartmak istemiyorum."
Derin ufak bir baş hareketi yaptı. Tuttuğum demir kapı titreyerek kaymaya başladığında geri çekilip kızlara gitmem için arada duran engelin kalkmasını bekledim. Kapı tamamen açılıp bana içeriye girme fırsatını sundu, ya da ben öyle olduğunu sandım. İçeriye atacağım adım Derin'in yanıma gelip kolumdan tutup beni çekiştirmesiyle savuşturuldu.
"Sen bu saatten sonra benden hiçbir şey alamayacaksın."
"Onların yeri benim yanım," diye direttim. Bu şekilde olmazdı, bu çok yanlış ve acımasızcaydı.
"Yanılıyorsun, kızlarımın yeri bundan sonra benim yanım."
Kızlarım öyle mi? Büyük bir kahkaha patlattım.
Derin neden güldüğüme anlam verememiş gibi duraksayıp bedenini benden tarafa çevirdi.
"Kızların ha?" Elimi ağzıma tutarak gülmeye devam ettim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARAMEL
Fiksi UmumBir tarafta çocuklarından habersiz yaşayan bir adam. Diğer tarafta günden güne baba özlemiyle yanan; sesini, kokusunu, görünüşünü merak ederek büyüyen iki çocuk. Ve tüm bunlara sessiz kalarak onu terk edip ruhunu paramparça eden adamın çocuklarını h...