'yatırın onu, etkisiz hale getirin'Kollarımın tutulmasıyla hareketlerim kesildi. Beni zorla sedyeye yatırıp koluma iğne saplandı. Bilincim yavaş yavaş kapanırken görebildiğim sadece o kadının yüzüydü.
Büyük sarsılmayla yerimde doğruldum. Başım delicesine ağrıyordu, kafes gibi bir şeyin içindeydim. Kafes hızla yukarı doğru çıkıyordu.
Yavaşca durmasıyla yerimde doğruldum. Kafes büyük bi gürültüyle açıldı. Karşımda insan topluluğuyla iyice tırsmıştım.
Sarışın çocuğun kolumdan tutup kafesten çıkarınca elinden kurtulup etrafa baktım.
"Hey, hey sakin ol"
Siyah saçlı olana baktığımda fazlasıyla çekiciydi. Tanrım ne diyorum?
Bi anlık cesaretle hızla koşmaya başladım. Arkamı döndüğümde gülerek beni izliyolardı. Onları düşünmeyip hızla koştum. Gördüğum şeyle koşmayı bıraktım. Bu da ne? Duvarlar?
Etrafıma baktığımda dört bi yanımında duvarlarla kaplı olduğunu fark ettim. Kalbim delicesine atıyordu.İnsan topluluğu yanıma geldiğinde, uzun boylu olan elini omzuma atıp;
"Merak etme, herşeyi anlatıcaz"
Deyip gülümsedi.₹
Ağaç eve benzeyen yere geldiğimizde yanıma uzun boylu olan adam vardı.
"Ben namjoon, buranın lideriyim.
Aklında pek çok soru vardır muhtemelen. Sana söyleyebileceğim kadarıyla bizi buraya kimin getirdiğini bilmiyoruz. Buraya ilk gelen kişi Jimin, aramızdaki en bilge kişi o, burada 3 yıl geçirmiş. Her ay buraya senin gibi bir kişi gelir bir de yiyecek ihtiyaçları. Başka söze gerek yok buranın tek bir kuralı vardır; O duvarlardan uzak dur ve düzeni bozma. Başka bir şey yoksa?""Hayır yok, sadece kişileri tanıtsan yeterli."
Gülümseyerek başı ile onay verdi.
Sarı saçlı olan Taehyung, çekici çocuk Jimin, komik olan çocuk Hoseok, kırmızı kafalı olan Yoongi, namjoon hyungun yardımcısı jin ve diğerleri....Namjoon hyung gidince yere oturdum ve etrafı incelemeye başladım. Burdan kesinlikle gitmem lazımdı, burda kalamazdım. Ailem neredeydi? İsmimden başka hiçbir şey hatırlamıyorum.
"Hey" aniden gelen sesle irkilip arkamı döndüm. Taehyung.
"Ah, selam" diye karşılık verdim. Yanıma gelip oturdu.
"Adın ne?"
"jungkook"
"İyi koşuyorsun" deyip güldü.
"Koşucu olabilecek durumdasın""Koşucu?"
"Namjoon hyung bahsetmemiş olmalı. Koşucular, grup halinde duvarlardaki kapılardan geçip keşif yaparlar fakat belli bir zamanda. bu yüzden koşmaları gerekir. Ve koşucu olmak çok zor şartlarda seçilirler yani eğer istersen zorlu yollardan geçmelisin."
"Hmm, kim seçiyor peki?"
"Jimin" aklına gelen yüz ile kalbim çarpmaya başladı.
Jimin hyungun garip bir havası vardı insanı kendine çeken bir hava.
Ve ben buna bayıldım."Neyse sonra görüşürüz, çaylak"
Deyip gitti."Çaylak" deyip kendi kendime güldüm. Kesinlikle koşucu olmam gerekliydi.
Aşağıdan gelen seslerle kafamı aşağı doğru eğdim. Jimin hyung elindeki yemeklerle bana bakıp gülümsüyordu.
"Hoşgeldin, çaylak."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Maze Runner |Jikook|
Fanfiction"hoşgeldin, çaylak" The Maze Runner'dan esinlenmiştir.