Bölüm 1

39 4 2
                                    

  Oturduğum yerden yavaşça kalktım ve saatler sonra ilk gelen müşterinin yanına doğru gitmeye başladım. Bir kadın gelmişti. Tam kadının yanındayken telefonum titredi. Önemsemeden kadının siparişini sordum. Beni baştan aşağı süzdü.
"Arkadaşımı bekleyeceğim." deyince gülümseyip oturduğum yere doğru gittim. Kulaklığımı çıkardım ve müzik dinlemek için telefonuma taktım. O sırada sipariş almaya gittiğimde titreyen telefonum aklıma geldi.
  Bilinmeyen numaradan bir mesaj gelmişti.
" Ezgi oradan hemen kaç!" Anlamsız bakışlarla telefona baktım. Arkadaşlarım yine saka yapıyor olmalıydı. Mesaja Cevap vermeden telefonu cebime geri koydum. Yapacak bişey bulamayınca tek müşteri olan kadını incelemeye başladım. Eliyle masaya bir şeyler çiziyordu. Biraz daha dikkatli baktığımda bir şeyler fısıldadığını anladım. Kafası masaya doğru eğikti.
Kadın giyiniş tarzı parıltı sevenler için çok iyiydi. Üstündeki bluzu bir mağazada 655 tl gördüğüme yemin edebilirdim. Öyle olsaydı niye buraya gelsin ki? Sonuçta burası kuytu köşede kalmış bir kafeydi. Daha dikkatli incelemeye çalışırken telefonum titremeye başladı. Kimden geldiğini merak edip baktım . Yine aynı numaraydı.
"Yoldalar geliyorlar!"

"Dikkatini çekemedim ya da birisinin şaka yaptığını mı düşünüyorsun?"

"Hızlı olmalısın!"

"Senin için geliyorlar!" Kafamı kaldırıp etrafa bakınmaya başladım. Şaka yapılıyordu. Ama bunu yapan kişi kim? Beni görüyor mu?
"Kafenin arka kapısından çık 24. masada siyah bir kapşonlu var onu giy. Hızlı olmalısın geldiler!" Kafamı 24. masaya çevirdiğimde gerçektende orada siyah bir kapşonlu vardı. Bir şaka için niye bu kadar uğraşılır?
İleriden ses gelince kafamı kaldırıp içeri baktım. İçerideki kadın masayı iktirince çıkmıştı ses. Masa ve sandalye yerdeydi. Kadının gözü ise benim üzerindeydi. Kafenin dışında iki adam vardı. Attıkları tekme yüzünden kapı dayanamayıp kırılmıştı. Hiç etrafa bakmadan bana gelmeye başladılar. Kadının yanına geldiklerinde durdular ve hepsi aynı anda bir şeyler konuşmaya başladılar. Farklı bir dilde konuşuyorlardı ve gözlerini benden ayırmıyorlardı. Ben ise donup kalmış onlara bakıyordum. Gelen mesaj aklıma geldi. Bu bir şaka değildi! Ama onların gözü benim üzerindeyken kaçmam imkansızdı.
Yavaş adımlarla 24. masaya gittim. Siyah kapşonluyu aldım. Hala bana bakıp bir şeyler konuşuyorlardı. Onlara arkamı dönmeden arka kapıya doğru ilerlemeye başladım. Hepsi aynı anda sustu. Masalar tıkırdamaya ve camlar çatırdamaya başladı. Arka kapıdan bir ses geldi. İçimdeki korkuyla hızlı bir şekilde kapıya koştum. Kapı kilitliydi ve tek kaçma şansım bana sinirle bakan 3 kişinin arkasındaki kapıydı. Elime ilk gelen sandalyeyi aldım onlara attım. Amacım onları sersemletmekti tabi işe yararsa. Hızla yanlarından geçmek için koştum. Sandalye onların üstüne gelmeden havada yok olmuştu ve benim etrafımda masalar beni içine alan bir kafes oluşturmuştu. Masaları iktirmeye çalıştıkça daha çok üstüme geliyorlardı. Aklıma sonradan gelen fikirle hemen yere çömeldim ve sürüklenerek dışarı çıktım. Ah aptal kafam daha hızlı düşünmelisin!
  Kafamı kaldırdığımda gördüğüm manzarayla şoka girdim. BEN ORMANDAYDIM! Ama az önce olanlar. Bu nasıl olabilir. Telefonumu çıkardım ve hızla haritalara girdim.
"İyi misin?" O numaraydı ama gelen mesajı umursayacak halim yoktu. Nerede olduğumu öğrenmem gerekiyordu.
  İnternet çekmiyor diye lanet okudum. En azından buralardan geçen bir yol olmalıydı. Etrafımı incelemeye başladım. Ağacın dibinde yaşlı bir adam görünce tereddüt ederek ona ilerlemeye başladım.
"Merhaba! Şey acaba burası neresi, buradan nasıl çıkabilirim?" Yaşlı adam boş gözlerle yüzüme baktı ve hızla elindeki kitabı açıp bir şeyler okumaya başladı. Sesli okuyordu ama kafede beni köşeye sıkıştıranlar gibi farklı dilde konuşuyordu. Tekrar konuşmaya başladım.
"Üzgünüm okumanızı bölmek istemem ama neredeyiz?" Adam bana bakmadan okumaya devam ediyordu. Ve adam okumaya devam ettikçe ağaçlar sallanıyor ve tüm hayvanlar kaçışıyordu. Telefonum tekrar titredi. 
"Hadi ama kaç oradan! Hala anlamamış olamazsın o da onlardan! Hemen koş." Adamdan uzaklaştım ve koşmaya başladım. Artık ona güvenmeliydim. Çünkü tek şansım telefonda bana mesaj atan tanımadığım kişiydi. O da bana tek şey söylemişti  başka bir dilde konuşan ve nesneleri sallayabilen insanlardan kaç!

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: May 31, 2020 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Şehrin ruhuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin