son ceza 1/2

1.4K 191 299
                                    

Ten, aramayı sonlandırır sonlandırmaz herhangi bir aramayla ya da mesajla yeri belli olmasın diye telefonunu sessize aldı. Üst kattan gelen adım sesleri kesilmişti.

Ses çıkarmamaya çalışarak bulunduğu katta saklanacak bir yer aradı. Üst kata çıkan merdivenlerin yanından geçerken, adım seslerini tekrar duydu. Fakat uzaklaşıyorlardı. Sanki bir üst kattaki kişi, diğer kata çıkıyordu.

Zemin katta bulunan soyunma odasına girdi. Buradaki dolaplar ve duş kabinleri saklanmasına yardımcı olabilirdi. Kilitli olmayan bir dolap buldu. Girmek mantıklı mı olurdu tehlikeli mi? Bunu düşünürken tüm okul içinde yankılanan bir ses ona istediği cevabını verdi.

"Gerçekten oraya mı saklanmaya düşünüyorsun Youngheum?"

Korkarak etrafına baktı. Ardından aynı sesin güldüğünü duydu. Sesi tanıyamıyordu, gerçek olamayacak kadar değişik bir sesti ki büyük ihtimalle gerçek de değildi. Simon sesini değiştiriyordu.

Etrafına bakarken gözü girişteki kameraya takıldı. Simon'ın onu görmesinin ve onunla konuşabilmesinin sebebi buydu, o sistem odasına girmişti.

Bu yüzden soyunma odasından çıktı. Madem Simon onu izliyordu, öyleyse tek bir seçeneği vardı. Okulda kamera olmayan tek yerde, kütüphanede saklanmak.

Ses çıkarmamak için uğraşmadı bu sefer ve koşarak kütüphaneye inen merdivenleri buldu. O sırada da durmadan arkasına ve yanından geçtiği sınıflara bakarak birisinin olup olmadığını kontrol ediyordu.

Kütüphanenin merdivenlerinden inerken tek umudunun burası olduğunu biliyordu. İlk koridoru birkaç saniyede geçti. İkinci koridora geldiğinde kütüphaneye girmekle diğer koridora gidip tuvalete ya da temzlik odasına saklanmak konusunda kararsız kaldı bir süre, kütüphaneye girmeyi seçti.

İşte şimdi tekrar sessiz olması gerekiyordu çünkü Simon onun buraya indiğini bilse de tam olarak yerini bilemezdi. Kapıyı kapattı ve önüne bir sandalye koydu. Bu sandalye Simon'ın buraya girmesini engellemeyecekti belki ama en azından çıkardığı sesten onun geldiğini anlayabilirdi.

Sıra sıra dizilen uzun kitaplıklar arasında dolaştı, saklanacak bir yer aramak için. Sanırım buranın tek avantajı kamerasız ve büyük olmasıydı çünkü saklanabileceği gizli bir boşluk ve görünmemesini sağlayacak bir nokta yoktu. Şükür ki kitaplar çoktu, rafların arkası kolayca görünmüyordu.

En köşedeki kitaplığın arkasında beklemeye başladı, bu sırada kulağı da kapıdaydı. Aynı anda hem o buraya gelince ne yapacağını düşünüyor hem de John'ın çabuk gelmesi için dua ediyordu.

Onu bekleyen şeyin ne olduğu hakkında bir fikri yoktu. Simon kimdi, tanıyor muydu ki onu? Kendisini bulursa ne olacaktı ayrıca, öldürülecek miydi? Yoksa bir şekilde ondan kurtulacak mıydı? Hiçbir şey hakkında fikri yoktu, tek istediği sevgilisinin bir an önce gelip onu bu durumdan kurtarmasıydı.

Kapının sandalyeye çarpma ve sandalyenin devrilme sesini duydu. Simon buradaydı, her adımında ayakkabısının topuğunun yere çarparak çıkardığı sesler yankılanıyordu.

Ten şanslıydı, adım sesleri kendine doğru değil diğer tarafa doğru gidiyordu. Fakat şanslı olmadığı bir konu da vardı ki, onun adım sesleri duyuluyorsa Ten'inkiler de duyulurdu. Fazla düşünmeden çıkardı ayakkabılarını.
Bu, sesi azaltırdı.

simon says ㅅ johntenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin