Jennie'den Rose'ye

2.5K 238 76
                                    

Bu bölüm tamamen Jennie'nin Rose'ye notlarından oluşmakta ve medyaya koyduğum şarkı, kitabın ismini aldığı şarkı

Bu bölümdeki notlar, kötü bir ayrılık geçirdiğimde yazdığım kendi notların, çok az değiştirilmiş halidir

...

Lisa

Jennie odaya, elindeki defter ile girdiğinde, yine meraklı bakışları etrafta geziniyordu. Önceki seanslarımızın birinde, bu meraklı bakışların renklerde olduğunu anlamıştım. Renklere aşıktı ve her şeyi renklerle bağdaştırıyordu. Onun bu hallerini seviyordum, duygusallığını ve şiirselliğinin toplanıp düşüncelere ve kelimelere dökülmesini. 

Elindeki büyük, kalın defterde ondan istediğim yazıların olmasını diliyordum. Bir yanım da o ne zaman Rosé'den bahsetse onu kıskanıyordu. Bunun olmasından, bir danışanımdan etkilenmemden her anlamda nefret etsem de inkar etmemiştim. Başlarda bu durum çok absürt ve komik gelmişti ama kabullenmem uzun sürmedi, çok barizdi. 

Sevgisinin güzelliği, düşüncelerinin saflığı ile beni fazlası ile kendine çekiyordu. Bedeni dağılmış bu kızın içindeki güzellikleri göremeyen insanların kör olduğuna içten içe emindim; bir diğer yanımda profesyonel bir şekilde onun da sıradan bir insan olduğunu söylüyordu. Tanrı aşkına, diye bağırdı içimdeki ses, böyle bir güzellik nasıl sıradan olabilirdi?

Her seans böyle başlıyordu işte. O meraklı bir şekilde, güzel gözlerini, pastel renklerle kaplı odada gezdirirken ben ise kendimle çelişiyordum. Kendimi engellemeye, en azından onunla geçirdiğim kırk dakikalık seansta profesyonel olmaya ve Jennie'yi Jisoo'nun bana söylediklerine teşvik etmeye çalışıyordum. Başta tuhaf ve adice gelmişti ama Jisoo haklıydı, Jennie bir psikiyatr ile görüşmeli ve ilaç tedavisine başlamalıydı. Bu sorunlar sadece terapinin çözemeyeceği kadar ağırdı, destek alması gerekiyordu. İlk başlarda tamamen hedef odaklı olsam ve her hastada olduğu gibi duygularımı geri plana atsam da, bir süre sonra bu meraklı küçük kız bana bir şeyler yapmıştı. Bir şekilde içime dokunmuştu ve beni, ona iyi gelme isteğiyle yanıp tutuşur hale getirmişti.  

En sonunda karşısına oturdum ve bacak bacak üstüne atıp, beni incelemesinin bitmesini bekledim. Sonunda bakışları gözlerime yöneldiğinde, bende bir süre ona baktım. Samimi ama mesafeli bir şekilde gülümsedim. "Hoşgeldin Jennie."

Parçalanmış görünüyordu, her bir zerresi, tüm dünyaya kırgındı. Saç telinden, bütün bedenine kadar kırıktı herkese ve her şeye; saç telinden, bütün bedenine kadar aşıktı sevgilisine. Ve ben, oturup sabaha kadar dinleyecek kadar değer veriyordum artık ona. Kesinlikle, o her tarafından parçalanmış bir şaheserdi. "Bu seans konuşmak zorunda değilsin, sadece bana notlarını okuyacaksın." dedim hoşgeldin dememe sadece kısık sesli bir "hoşbuldum" mırıltısıyla cevap veren kıza. 

Bu notların ona Rosé'nin ölümünü tamamen kabullendirmesini umuyordum. Zaten Jisoo'nun dediği üzere artık sanrılar görmüyormuş, sadece yoğun depresyon ve ağlama krizleri. Hala onu üzgün ve bitkin görmek canımı yaksa da, en azından burada bir şeyleri çözebildiğimizi bilmek beni biraz olsun rahatlatmıştı. Ve eğer planladığım gibi giderse, Jennie bu notlar sayesinde bu ölümle tamamen yüzleşmiş olacaktı.

Olumlu anlamda kafasını salladı ve defterinin kapağını sakince açarken, boğazını hafifçe temizledi. Okumaya başlamadan önce, sayfayı açtı ve onay bekler gibi gözlerime baktı.

Derin bakışlarından, içindeki özlemi ve yalnızlık korkusunu okuyabiliyordum. Son görüşmemizde işleri konusunda çok hevesliydi ve az biraz neşeli bir şekilde sohbet etmiştik. Ama şimdi, bu notları her gün yazmanın onu nasıl parçalayıp yorduğunu gözlerinden okuyabiliyordum. Kendimi muhtemelen beni ağlatacak notlara hazırladım. Yutkundum ve okuyacaklarından korksam da olumlu anlamda başımı salladım. 

colors || jenlisaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin