11.BÖLÜM

196 26 8
                                    

multimedya: ada ve cenk'in yatak pozisyonları var.  :D

Aksilikler neden teker teker değil de toplu halde gelir anlamam. Bülent salonumda cenk’in daha önce oturduğu yerde oturuyordu. Cenk ise odamda kilitli beni bekliyordu. Evimde iki yakışıklı erkek vardı. Ev sahibim bu olaylardan haberdar olsa beni kapının önüne koyardı.

Bülent’in evimi inceleyen bakışları, yanına oturmamla bana dönmüştü. Yüzünde geniş bir gülümsemeyle bana bakıyordu. O da, nur’da bunu hak etmiyor diye düşündüm. Bana sevgiyle bakan Bülent bunları hak etmiyor. Dostluğuma güvenen nur bunu hak etmiyor ama ben kalbimi dinlemek istiyordum. Hep onları düşünüyor, kendime haksızlık ediyorum. Mutlu olmayı ben de hak ediyorum. Cenk beni seviyordu. Bana bunu söyledi. Bende ona aşkımı itiraf edeceğim. Bülent’i daha fazla oyalamak istemiyorum.

Bana bakan yüzü gülümsemeyle aydınlanmıştı. Cevabını bilmeme rağmen, konuşmaya bir yerden başlamak için

“- adresimi nerden öğrendin Bülent?” diye sordum. Sesim bana bile sıkıntılı gelmişti. Yüzündeki gülümseme biraz silinse de pek bir değişiklik olmamıştı.

“- nur’dan öğrendim. Bu gün okula gelmeyince seni merak ettim. Telefonlarını da açmayınca, gelmek zorunda kaldım.” Dedi. Kendine göre sebebi vardı.

“- eve erkek aldığımı, ev sahibim öğrenirse gelecek yılları geçirebilecek bir barınağım olacağını düşünmüyorum.” Dedim. Sesimi olabildiğince alçak tutuyor onu kırmamaya çalışarak konuşuyordum. Cenk sadece istisnaydı. O da Bülent gider gitmez gidecekti.

“- ben senin erkek arkadaşınım ada. Ve sen özgür bir bireysin. Bu evinde kirasını ödediğin sürece eve kimi alıp almadığın sadece seni ilgilendirir.” Dediğinde haklı olduğunu bilmeme rağmen, haksız olmasını istiyor evime paldır küldür geldiği için hesap sormak istiyordum.

“- evden atıldığımda da, ev sahibime özgür bir birey olduğumu söyler ve sokaktaki banklarda yatarım değil mi?”  diye sorduğumda irkildi. Sözlerim ağzımdan çıktıktan sonra ağırlığını fark ettim.

“- özür dilerim Bülent. Moralim bozuk. Dışarıda kalmak istemiyor aynı zamanda, Ev sahibimle aram açılsın istemiyorum. Yaşadığım yer aile sokağı. En ufak bir olayda, minik kuşlar haber vermek için uçuşa geçiyor.” Dedim mahcup bir edayla.

“- sokakta kalmana izin vermem ada. Benim evimde kalırsın, sorunumuz bu değil. Asıl sorunumuz bu gün okula neden gelmediğin ve telefonlarına niçin bakmadığın.” 

“- canım istemedi.” Dedim ve omuz silktim.

“- bana haber vermen gerekirdi. Seni merak ettim. Lütfen bu kadar sorumsuz olma. Senin için endişelenen birileri olduğunu daima hatırla. Nur’unda morali bozuktu. Dün sinemada cenk’le atıştınız mı yoksa?” dediğinde yüz ifademi sabit ve umursamaz tutmaya çalışıyordum.

“- cenk’le atıştım biraz. Merak etme aramız düzeldi.” Dediğimde bakışları sorularla gölgelenmişti.

“- cenk’ten hoşlanmıyorum. Nurda onunla takıldığından beri bir haller oldu. Dün provada hepimize kan kusturdu diyebilirim. Sürekli sinema randevusunun içine ettiğimizi vurgulayıp durdu.” Dedi.

“- o da kendine göre haklı Bülent. Onu bana kötüleme lütfen. Bu arda seninle konuşmak istediğim bir şey var.” Dedim. Buna artık dayanamıyordum. İçerde cenk varken onula konuşmak bana o kadar saçma geliyordu ki. Sanki kalbimi cenk’le o odaya kilitledim ve bedenimi Bülent’e gönderdim gibi hissediyordum.

“- tamam. Konuşalım sorun nedir?” dedi. Ağzımı açmış konuşuyordum ki Bülent’in telefonu çalmaya başladı. Cebinden çıkardığı telefonu açıp kulağına götürdü.

“- alo.”

…..

“- anladım.”

…..

“- tamam geliyorum.” Dedi ve telefonu kapatıp bana döndü.

“- üzgünüm ada acil çıkmam gerek. Yarın okulda konuşuruz.” Dediğinde ayağa kalkmış kapıya yönelmişti bile. Kapıdan çıktığında, kapıyı arkasından kapattım.

“- yarın konuşuruz. Çokta acil değildi” diye, cenk’i kilitlediğim odaya giderken mırıldandım.

Kapının kilidini çevirdiğimde odadan ses gelmedi. Kapıyı açıp odama girince, cenk’i yatağımda, kolları başının altında yatağımda uyuyor vaziyette gördüm. Kalbim tekledi. O kadar ulaşılmaz ve yakışıklı görünüyordu ki. Yanına gidip yatakta ona baktım. Uyuyor gibi duruyordu. Düzenli nefes alış verişlerinin arasında, elimi gözünün önünde birkaç kez salladım. Tepki vermediğinde uyuduğunu anlamıştım. Yatağın yanına çökerek onu izledim. Kumral saçları anlına düşmüştü. Tek kulağındaki siyah minik küpesi ona sevimli bir hava katıyordu. Dolgun dudakları büzülmüştü. Tasasız bir uyku çektiğini anlamak zor değildi. Ona doğru biraz daha eğildim ve ellerimi yavaşça saçlarından geçirdim, saçlarından burnuna oradan yanaklarına ve elmacık kemiğine geçtim. Son olarak işaret parmağımla beni öpen dudaklarına dokundum. Çok yakışıklı duruyordu. Ona bakarken benim olmasını istiyordum. Ona daha fazla bakarsam dolgun dudaklarına yapışmaktan korkuyordum yatağın ucundan çöktüğüm yerden kalktım ve kapıya yöneldim. Bir adım daha atamadan cenk kolumdan tutup beni kendisine döndürdü. Yatağın kenarında ayakta ona bakıyordum. Ellimi hala bırakmamıştı.

“- incelemen bitti sanırım.” Dediğinde utanmıştım. Bakışlarımı odaya çevirdim ve etrafı inceleyerek

“- seni incelediğimi de nerden çıkardın.” Dedim. Dudaklarından dökülen kıkırdamayla bakışlarım ona döndü. Yüzünde sevimli bir sırıtış vardı.

“- yüzüme ameliyat uygulayan sen değildin yani. İtiraf et.  Benden fazlasıyla etkileniyorsun.” Dediğinde sinirlenmiştim.  Bu çocuk nasıl oluda beni sinirlendirmeyi başarıyordu anlamıyorum.

“- hah. Ben mi etkileniyorum. Daha çok beklersin diyim arkamı dönüp odadan çıkmaya yeltenince, cenk kolumu bırakamadığı için ona dönmek zorunda kaldım.”

“- bırak beni. Senden tiksiniyorum.”  Yalan. Tiksinmiyorum. Ona fazlasıyla bağlandım.

“- seni bırakmamı mı istiyorsun?” diye sorduğunda usulca başımı sallayarak onayladım. Onaylamamla cenk’in kolumdan çekip bedenimi kendi bedeniyle buluşturması bir oldu. Yatağımda onu üstünde uzanıyordum. Şaşkınlıktan ne yapacağımı bilemeyerek birkaç saniye öyle kaldım. Aklım başıma geldiğinde üzerinden kalkmaya çalıştım ama kollarıyla beni daha sıkı sardı. Debelenmeye devam edince, ben ne olduğunu dahi anlamadan altına girmiştim. Şimdi benim kafam yatakta, o ise üstüme oturmuş bana bakıyordu.

“- rahat durmazsan sana burada sahip olurum ve bekâretin hiç umurumda olmaz” dedi. Beni afallatan bu cümlesiyle kala kaldım. Bundan yararlanarak yanıma uzantı ve kolunu kafamın altından geçirerek kafamı göğsüne yatırdı. Diğer koluyla da belimden tutup kendisine çekti. Hareket etmemi zorlaştırmak için boşata kalan ayağını da ayaklarımın üstüne attı ve beni kendine yapıştırdı. Ben ona sarılmamaya dikkat ediyordum. Bu hazzı ona vermek istemiyordum. Olduğum yerde hareket etmeye çalışamama rağmen kolları ve bacakları yüzünden hareket edemiyordum.

“- rahat dur ada. Sadece uyuyalım. Seninle aynı yatağı paylaşmak bile benim için yeterli. Bedeninin ısısını her yerimde hissediyorum. Bu anı mahvetme. Sende tadını çıkar.” Dediğinde, içimde bir şeylerin koptuğunu hissediyordum. Ona karşı koymam imkânsızdı. Bu durumdan % 5 rahatsızdım, % 95 ise mutluydum. Kendimi daha fazla tutamayarak kollarımdan birini bende onun beline doladım ve ona daha fazla sokuldum. Yaptığım bu hareketle gülümsediğini hissediyor gibiydim. Saçlarımdaki kıpırdanmayla, cenk’in saçlarıma öpücükler bıraktığını hissetmiştim.

NOT: Lütfen yorum ve vote atmayı unutmayın. voteler az olunca bölüm atmak istemiyorum.

BEN ONA RESMEN AŞIĞIMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin