Selin tazelediği bardaklarla içeri girerken amcam babamın kanalı değiştirmesini istiyor. Salonun bu kadar geniş ve koltuklarının rahat olmasından, babamın arkadaşının koltuk koleksiyonu sevdiği kanısına varıyorum.
Annem ve yengem, annemin yeni çalışmaya başladığı şirket hakkında konuşurlarken Ulaş'a bakıyorum. Koltukta Seçkin'le telefonlarıyla ilgilenirken arada çayını yudumluyor. Selin ise salondaki yemek masasına gömülmüş, laptopundan hesaplarına bakıyor.
Aşırı sıkıldığımdan dolayı, Ulaş'tan şarjdaki telefonumu istiyorum. Dediğimi ikiletmeden kalkıp televizyon ünitesindeki prizlerden birinde şarja takılı olan telefonumu çıkarıp veriyor.
''Mesaj gelmiş.'' diyor telefonumda sakladığım tek şeyi ifşa ederken. Ona pislikmiş gibi baktıktan sonra evde sadece Seçkin ve Selin'in bakmadığı ev halkına dönüyorum.
Üçüncü aşkım olan Turkcell'den kampanya mesajı gelince telefonu onlara tutup bıkkınca konuşuyorum.
''Turkcell. Heyecan yapmayın.'' kısmi olarak bakışlarını benden çeken ev halkına karşılık içimden dil çıkarıyorum ve mesajlardan çıkıp biraz internette dolanıyorum.
Üşengeçolmasamdışardadolanırım.com
''Ulaş Allah rızası için dışarı çıkalım ne olursun.'' dışarı kelimesini duyan Ulaş aklına bir şey gelmiş gibi hareketleniyor.
''Ha iyi hatırlattın kız.'' dedikten sonra amcama dönüyor. ''Baba, hadi para ver de gidip köpek bakalım.'' oha dur lan ne?
Köpek lafını duyan Selin ne yaptığını anlamadığım bir hareketle birden laptopu kapatıp sandalyedeki ceketini giyiyor.
''Toparlanın hadi hadi hadi çıkıyoruz!'' FBI'ın odaya dalması gibi hızla kapıya ilerlerken keşke daha önceden deyeydim diyorum kendime.
''Yavrum gece gece ne köpeği?'' bir an Gece geldi sandım çok korktum.
''Ya anne akşam daha sekiz buçuk. Bir saatte gider geliriz. Hem zaten akşam üstü çıkarız demiyor muydun?'' Seçkin askılıktan aldığı kot ceketimi getirirken Ulaş yengemleri ikna etmeye uğraşıyor.
''Kartımı alın da bari sıkıntı çekmeyin bari.'' diyor amcam. Ardından ekliyor. ''Ama iyi böyle her şeyi tam olan alın bir tane.'' sonra cırtlak kızı duyuyoruz.
''Polisi aramadan gelin de gidelim artık!'' onun FBI'dan geldiğine artık kendimi inandırmalıyım, diyorum kendime.
Seçkin beni evden çıkarırken Selin önden gidip bahçe kapısını açıp çıkıyor. Hain kostak kapıyı tutmadan yola çıkarken son anda kapıyı tutup açıyorum. Seçkin ayağıyla tuttuğu kapıdan beni çıkarırken Ulaş'ın kapıyı kapattığına dair tok bir ses duyuyoruz.
Hep birlikte sitenin dışına yürürken Seçkin Ezgi'yi arayıp arabasını istiyor. Ezgi'nin de sıkıldığını, yarım saat içinde geleceğini söylediğini haber ediyor.
Sonunda sitenin kapısına geldiğimizde Ezgi'yi beklemeye başlıyoruz. Selin telefonundan köpek fotoğraflarını Ulaş'a gösterirken Seçkin'in sandalyenin kollarında ritim tutmasını dinliyorum.
Bacaklarım tutsaydı sıkıntıdan dizimi titretirdim.
Yarım saati biraz geçerek Ezgi geliyor. Arabadan inerken onu süzüyorum. Tulum gibi uzun bir elbise giymiş, yeşil elbisesine altın ve ince bir kemer uydurmuş.
Anahtarı Ulaş'a atarken bagaja geçiyor.
''Siz sürün valla anam ağladı direksiyon başında. Sırtlarım tutmuyor artık.'' bagajın kapağını açıp gelmemizi beklerken Ulaş beni kucaklıyor. Seçkin sandalyeyi katlayıp bagaja koyarken göz ucuyla arkaya oturmadan ikisini izliyorum. Oldukça samimi olmaları beni sevindiriyor.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ENGEL
Ficção Adolescente''Olmaz Gece, yapamayız. Daha ne kadar götürebiliriz ki?'' ''Gider! Sonuna kadar gider! Sen ne dersen de senden asla bıkmam ben.'' ''Sana istediğin hiçbir şeyi veremem.'' ''Senden bir şey istemiyorum ben. Sadece birlikte olalım yeter.'' ''Gece ben y...