Kar Tanesi

7 2 0
                                    

Gökyüzünde ki bütün yıldızların ışığını hissediyordum, kalbimin sıcaklığını fark ediyordum.

Her kötü şeyi güzele bağlayan bir şey varmış meğer. Acılar olsun, ölümler, kalp kırıkları, kayıplar bunların hepsini geride bırakıp gülmek acıları yaşayan kişiye bağlı olan bir şeymiş meğer. Şimdi onca kötü anıdan sonra bu an bana o kadar temiz ve güzel geliyor ki. Oysa iyi ki demek lazımmış onca şeye rağmen acıların seni büyüttüğü için teşekkür edip yoluna devam etmeliymiş insan, geç oldu ama artık biliyorum.

Masada öylece durup bizimkilerin konuştuklarını dinliyordum. Aras'ı en son terasta bıraktığımdan beri görmemiştim, merak etmeye başlamıştım.

Bakışlarımla mekânı inceledim ama görünürde o yoktu sonra bakışlarım kapıya takıldı. Hala gelmemişti, nerde kalmıştı bu adam. Gerçekten merak etmeye başlamıştım. Enseme değen nefes ile irkildim.

"Beni mi arıyorsun Bal?" Oydu, sesi kulaklarımın içinde döndü durdu. Arkamı döndüm ve döner dönmez de onu kollarımla sardım.

"Neredesin sen?"

Kolları ile bel kısmımı usulca sardı. Çok değil bir süre sonra Derin çıkardığı uyarma sesi ile birbirimizden ayrıldık.

"Buradayım." Gülüşü ile yüzünde ki gamzeleri belirginleşti, yaptığı çapkın bir gülüştü. Etrafa yayılan müzik ile mekân çok sakin bir hâl almıştı. Duyduğum melodiden içimden bir ses 'Cem Adrian-Ben Seni Çok Sevdim' olduğunu söylüyordu. "Miray?" Bora usulca Miray'a elini uzattı bu ikilinin dans etmeleri gerçekten çok gülünçtü çünkü en son dans ettiklerinde Miray'ı çevirmek için harekete geçtiğinde kolunu incitmişti, gerçekten komik bir olaydı. Mirayla Bora yanımızdan uzaklaşınca Derin Duran'a masum bakışlar attı. Duran pek dans etmeyi sevmezdi bu yüzden Derin ne zaman istese hep bir bahane bulurdu.

"Derin, sevmediğimi biliyorsun!"

"Peki." İkisi de bir süre sessizce beklediler ama Aras pek durmaya niyetli değil gibiydi.

"Bu gece çok güzel bir şey olmuş." dedi ve sakince elimden tuttu yavaşça masadan uzaklaştırdı, elleri ile belimi sardı, kollarımı omuzuna attım. Bundan sonra asla sonrasını düşünmeyecektim.

"Habersizce dünyaya bir yaprak düşmüş, kendisinden habersiz." Güldüm, benden söz ettiğini biliyordum.

"Deli rüzgârın delisi ile savrulmuş bu dünyaya oysa habersizmiş bu dünya da delirmemek imkânsızmış."

Belimi daha sıkı kavradı, daha derine indi gözlerimden.

"Kaybetmiş kendisini en sonunda. Dünya onu hiç olmayacak kötü yerlere savurmuş." Yavaşça uzaklaştırdı kendini, elimi tuttu ve kendine etrafımda dönmemi sağladı.

"Ama..." Aniden durunca sendeledim ve düşmemek için ellerimle Aras'a tutundum.

"Ama zemheri bir kışta kar tanesi gibi savrulan bu yaprağı rüzgâr kolları ile sarmış, ısıtmış, sahiplenmiş." Ona izin vermedim o tamamlamadan cümlesini ben tamamladım. Bakışlarında ki o duygu her ne ise ya da aşksa yaşanılacak ve görülecek en güzel şeydi. Hayatımı huzurla kaplayan birisine bırakmıştım kendimi, kalbimi bütün ruhumu.

"İzin ver seni biraz seveyim, olmaz mı?"

Biliyordum eğer izin verirsem bana daha önce hiç görmediğim güzellikte anlar yaşatacaktı. Kalbimi kıracaktı belki ama onca şeyden sonra onun yaptığından zarar gelmezdi bana. Çünkü aramızda güçlü bir bağ vardı, çünkü ikimizin de paramparça olmuş ruhları birbirlerini tamamlamıştı. Artık biliyordum, seni seviyorum Aras Bozan.

KARANLIĞIMDAKİ SENHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin