"Kalbim saf iyilikle beslendiği sürece dışım varsın, siyahtan koyu gözüksün."
Bir parça kızıl, bir tutam mavi: Onlar büyük bir planla hapishaneden kaçmış iki kadın da olsa, birbirlerinin kalplerinde hala birer mahkumlar.
Azra ve Deniz kaçak olarak y...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Mum ışığının rehberliğiyle telefonuna uzandı. Kadının parmakları bile titriyordu. Güçlükle demode telefonun tuşlarına basarak kartvizitte yazan numaranın sahibine ulaşmak üzere arama başlattı. Arama tam olarak dokuz saniyede yanıtlandı; vazgeçemediği takıntılarından biri de değerli zamanının ne kadarını boşa harcadığını hesaplamaktı.
Hattın diğer ucundaki adamın sesini duyduğunda yüzünü buruşturdu. Adam ağzını şapırdatarak bir şeyler çiğniyordu.
"Arayacağınızdan umudu kesmiştim Zerrin Hanım. İnanın dönüş yapmanıza çok sevindim!"
Zerrin yılışık tavırlardan ezelden beri nefret ederdi. Ciddiyetini koruyarak, "Önceden konuştuğumuz konuyla ilgili aradım." dedi. Ürpertici sesine rağmen karşıdaki adam pek rahatsız olmamış gibi hala mide bulandırıcı bir şekilde ağzındakileri çiğnemeye devam ediyordu.
Adamı iki kere görmüştü. İlkinde adam kapısına kadar gelmişti. İkincisinde ise Zerrin zor da olsa yemek davetini kabul etmiş ve adamla tenha bir restoranda görüşmüştü. "Size söylediklerimi hatırlıyor musunuz?"
Adam lokmasını yuttuktan sonra, "Mh-hm." diye bir ses çıkardı. "İnsan muhakkak bir şey için yaşar, bazısı aşk, bazısıysa intikam demiştiniz. Ben de size hak vermiştim. İnsan yaşamının muhakkak bir gayesi olmalı. Hemfikir olduğumuz pek çok konu var..."
"Ruhi Bey, ben intikam için yaşayanlardanım."
"Bunun farkındayım Zerrin Hanım. Ben de sadece emir bekleyenlerdenim. Gayenize ulaşmanız için elimden geleni yapmaya hazırım."
"Harekete geçmek için en uygun zamanı kolluyordum. Haberleri izlediniz mi?" Tepesindeki panoya göz ucuyla baktı. Hayatını mahveden insanların fotoğrafları sanki gözlerinin içine doğru bakıyor, onunla alay eder gibi gülümsüyorlardı. Yüzlerindeki gülümsemeyi silmeye karar verdiği gün Ruhi Turantürk'e ulaşmıştı.
Eski bir istihbaratçı aynı zamanda tetikçi olan Ruhi parasını aldığı müddetçe her şeyi yapmaya hazırdı.
"İzledim. Selim Karaduman'ın foyası bütün kanallarda."
"Onu bulun Ruhi Bey," dedi Zerrin net bir sesle. "Selim diğer firarilere açılan kapının anahtarıdır. Sizi doğrudan Deniz Demir ve Azra Kaya'ya götürecek."
Ruhi kısa süreliğine sessiz kaldı. Zerrin'in kulağına kağıt hışırtıları geliyordu; belli ki kağıt yığını arasına dalmıştı. Nihayet aradığını buldu ve güldü. "Selim kaçarken yüklü miktarda elması yanında götürmüş. Muhtemelen o da diğerleri gibi kimliğini değiştirecek ama kendisini bekleyen tehlikenin farkında değil."
"Size güvenim tam. Plana sadık kalın ve kendi kafanıza göre iş yapmayın."
"Gerçekten prensiplerinize saygı duyuyorum Zerrin Hanım. Merak etmeyin, her şey sizin istediğiniz gibi olacak. Asla inisiyatif kullanmayacağım ve her konuda size danışacağım lakin müsaade buyurursanız benim de sizden bir isteğim var..."