24. Bölüm

8.9K 466 27
                                    



Sabah ezan sesi ile uyandılar karı koca, Zeliş üstündeki o cesareti dün gece yaşadığı o güzel anlarla tekrar utangaçlık ve çekinmeye bırakmıştı.Kocası sımsıkı sarılmıştı ,nerde ise nefes alamıyordu kadın.Utandığı için kıpırdayamıyordu bile.İçinden
"Allahım ben nasıl çıkıcam bu yataktan,nasıl bakacağım yüzüne,yer yarılsa şu an içine girsem" diye düşünmekten gözlerini açamıyordu.Bu yüzden de kocasının onun kıpkırmızı olmuş yüzünü izlediğini ,uyanık olduğunu bildiği halde gözlerini utandığı için açmadığını anladığını bilmiyordu.
Haydar daha çok sarıldı,sanki içine katmak istedi o anda karısını.
"Zelişim,karım ,neden utanıyorsun? . Biz karı kocayız ,utanılacak bişey yapmadık,hem dün akşam ki o cesur kız nereye gitti.?Ben seni çok seviyorum ,kara sevdam oldun benim.Dün sadece sen benim karım olmadın,ruhlarımız da birleşti.Bu ,bu çok başka bişey di."
Zeliş gözleri kapalı dinliyordu ,ama kalp atışları öyle hızlanmış tı ki ,Haydar bile kollarının arasında karısının kalbinin dışarı fırlayacağını hissediyordu.
" Kendini iyi hissediyorsan kalkalım ,yoksa biraz daha yatabiliriz.Canın yanıyor mu halen?"

Gece hemen yatamamıştı malum,ağrısı oldu diye bayağı bi uykusu kaçmıştı .Kocası da çoğu erkeğin yaptığını yapmayıp karısının yanında ,saçlarını okşayarak ,ona onu ne kadar çok sevdiğini anlatarak geç saatlere kadar başında beklemiş ti .Ta ki karısı uyuyana kadar uyumamış ,kah saçlarını öpmüş ,kah özür dilemiş canını yaktığı için.

Şimdi de belliki karısı hem yorgun hem uykusu var .

"Uyu biraz daha küçüğüm,hadi."
Diyerek o da gözlerini kapadı.

Zeliş de sanki bu emri bekliyormuş gibi ,kocasının koynunda tekrar tatlı bir uykuya daldı.


- - —————————————————————

        "Yeter Zeynep ! Yeter artık .Sabrım bitti benim .Sus artık ! "

        "Sen benim oğlumu ellerinle götürdün,o uğursuzun evine yerleştirdin.Yavrumun biri kara toprak oldu,öbürü iç güvey gibi gitti o kızın evine ...".
        "Sen o zavallı yetime o kadar zulmetmeseydin ,şimdi oğlunda ,gelinin de bu çatı altında ,yanımızda ,soframızda ,yuvalarında olacaktılar."

     "Sen !sen ! Nasıl bir adamsın? Oğlunu ellerinle iç güvey ettin?Benim içim yanar,içim"

    "Bak kadın yeter dedim sene!Şart olsun boşarım seni!!!Bir daha  bu konu açılmayacak.Oğlunu istiyorsan adam olacaksın!ya o kıza iyi davranıp ana olacan,yada oğlunun yüzünüde görmeyeceksin artık".

Susmuştu Zeynep hanım,çünkü kocası boşarım demişti.Bu yaştan sonra olacak işmiydi şimdi.Evde kurduğu otorite uğursuz kız yüzünden yerle bir olmuştu.

O günden sonra Zeynep hanım kocası ile bir daha konuşmadı , dil ıslatmadı.Ama evdeki eski otoritesini kazanmak için sert olan mizacı iyice katılaştı.Önceden bütün mutfak işleri gelinlerle kızlarda iken,artık başlarında bekliyor ,en ufak yanlışlarında dili ile haşlıyordu herkesi.

O günlerde ülke zaten zor zamanlar geçiriyordu,savaştan yeni çıkılmış,kıtlık var,durumu en iyi olan Mirza ağanın evinde bile kemer sıkmaya başlanmıştı.Bunu kendine silah olarak alan Zeynep hanım ,evdeki yaşayan herkese hayatı dar ediyordu.Sofraya sayılı ekmek ,zeytin koyduruyor,çomayı (lor) herkese bir seferlik dürüm yapacak kadar ancak getirmelerine izin veriyordu.Öyleki ekmek sandığına kilidi vurmuş anahtarı cebinde taşır olmuştu.

Evdeki gelinler,kızlar ,torunlar artık illallah etmiştiler.İçten içe Zeliş yüzünden oldu bunlar diye kadına kızıyordular.

Küçük torunlar acıkınca,kendisi gelip sandığı açar ,ellerine küçük dürüm yapar verir ,sandığı kitlerdiler birdaha.Bazen de kızlar yada gelinler bir yolunu bulur tereyağı ile biraz ekmek çalabilirseler gizlice birinin odasına girer yerdiler.

ZELİŞHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin