Bölüm 40

6.5K 284 182
                                    


Selamlar🤗 Çok beklettim biliyorum ama artık yazmakta çok zorlanıyorum. Yavaş yavaş sona geldiğimiz için ilham perilerim de beni terk etmeye hazırlanıyor sanırım. Daha ne kadar devam eder hikayenin sonu nasıl biter inanın bende bilmiyorum. Bu kitapta beni mutlu eden tek şey sizin mesajlarınız. Kitap olsun diyenlere hele ölüyorum😌 ama ben kitap olabilecek kadar iyi bir çalışma yaptığımı düşünmüyorum. Acımasız bir eleştiriye ihtiyacım var doğrusu. Nerede yanlış yapıyorum nasıl düzeltirim neyim eksik bilmem gerekiyor. Böyle dedim diye de gömmeyin hemen😂😂 Sadece sizden tek istediğim samimi yorumlarınızı bekliyorum. Okurken nerede kusur görürseniz tam orada keşke bura olmasaydı yazın yada hoşunuza giderse burası iyiydi yazın. Anlayacağınız sağlam yorumlar bekliyorum bu bölüm.  Ve son olarak kitabın ismini Yeis olarak değiştirmeyi düşünüyorum. Yeis umutsuzluktan doğan karamsarlık anlamına geliyor. Hikayeme daha uygun. Sizce nasıl? Hadi bakalım keyifli okumalar
       

👇👇👇👇👇👇👇👇👇👇👇👇👇👇👇👇👇

Bilincimin uzun süre beni terk edeceğini düşünürken kaybettiğim ışığı tekrar bulmuştum. Gözlerimi açmadan bir yatağın üzerinde olduğumu sırtımın yumuşak bir zemine yaslanmış olmasından anlayabiliyordum. Henüz tam olarak açılmamış bilincimle sesleri de algıyamadığımı fark etmem uzun sürmedi. Ali' nin boğuk sesini duyabiliyor ama söylediklerini anlamıyordum. O an da korkunun damarlarımda şiddetli dolaşımı midemi bulandırdı. Ali' nin bana yapmak istediği şeyi hatırlıyordum. Belki de zihnim o an kurtulamayacağını anlayınca kapatma tuşuna basmış ve bilincimi yitirmeme sebep olmuştu. Tam olarak kendimi kaybetmeden önce Buğra' nın "geldim Zeynep" dediğini hatırlıyordum ama bunun gerçek mi yoksa zihnimin bir aldatmacası  mı karar veremiyordum. Ali' nin mide bulandıran hareketlerine daha fazla dayanamamış ve kendimi kapatmıştım. Şimdi gözlerimi açtığımda Ali' nin iğrenç yüz ifadesiyle karşılacak ve belki sonra hayatımdan vazgeçecektim. Sesler git gide yakınlaştığında damarlarımı işgal eden korku yerini umuda bırakıyordu. Ali' nin sarhoş olduğu için anlaşılmaz kelimelerinin ardından hıçkırık sesleri yükseliyordu. Ne dediğini anlamak için gözlerimi açmadan kulak kesildim.

"Abi, ayırma beni karımdan yalvarırım ayırma"

Sonra umudumun asıl sebebinin sesini duydum. Tüylerim sanki bir an da hep beraber halaya kalkmışlardı.

"Sus lan! Dua et Zeynep çabuk uyansın yoksa dayak yemekten uzun süre yemek yiyemeyeceksin!"

Sonra Ali' nin çaresizce bana seslenerek "nolur uyan Zeynep" dediğini duydum. Uyanık olsamda gözlerimi açmadım. Bana yaşattığı kabusu şimdi o yaşasın istedim ama biliyordum ki şartlarımız eşit bile değildi.

Buğra' nın "Adını ağzına alma lan" diye kükreyişin ardından Ali' nin çığlığı yükseldi odada. İki ses arasında duyduğum şey ise kemik kırılma sesiydi. Ali' nin boğuk boğuk bağırışlarından anladığım kadarıyla burnuna yumruk yemişti ve muhtelemen kırılmıştı. İçimin soğumamış olmamasından dolayı ürkmüştüm. Ben bu kadar zalim bir kadın değildim ama zulmun içinde büyümüş kör biriydim. Şimdi bunca zalimliğe kör edecektim kendimi ve asla acımayacaktım. Buğra' nın kükremeleri, Ali' nin aman dilenmeleri ve hırpalama sesleri bir süre devam etti. Artık ne midem kaldırıyordu yumruk seslerini ne de kulağım duymazdan gelebiliyordu Ali' nin haykırışlarını. Tam gözlerimi açacaktım ki Ali' nin sözleriyle duraksadım.

"Abi, bebeğimiz olacak bizim yalvarırım ayırma bizi"

"Ne bebeği lan ne bebeği! Senin yanındaki kadından haberin yok lan adi herif!"

Bir haftadır aklına gelmeyen bebeğim dayak yemekten aklına gelmişti. Buğra' nın cevabından sonra şiddetli bir yumruk daha attığını Ali' nin haykırışlarından anlamak mümkündü. Daha fazla dayanamadım. Yerimde kıpırdanıp uyandığımı belli ettim. Ali' yi benzetmekle meşgul olan Buğra farketmemişti bile uyandığımı. Arkada duran adamlardan biri "Buğra bey, uyandı!" dediğinde Buğra sonunda bakışlarını bana çevirdi. Yerde yüzündeki kanlardan dolayı berbat görünen Ali' ye son bir tekme atıp "götürün bunu burdan" diye emretti adamlara. Ali ise "Bizi ayırmasına izin verme" diyerek bana yalvarıyordu. Adamlar vakit kaybetmeden Ali' yi odadan çıkarırken Buğra sakin adımlarla yatağın yanına gelip yanıma usulca oturdu. Sanki ürkek bir kuşa yaklaşır gibi narindi hareketleri.

Ay TutulmasıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin