Bölüm 14

19.6K 1.2K 1.2K
                                    

Ömer Kılıç

Ela son kez bana bakıp arkasında nasıl bir yıkım bıraktığını bilmeden gittiğinde öylece kalakaldım.

Bu teklifi yaparken reddedilme korkum hep vardı ama içten içe kabul edeceğinden emin olduğumu reddedildiğim an anladım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Bu teklifi yaparken reddedilme korkum hep vardı ama içten içe kabul edeceğinden emin olduğumu reddedildiğim an anladım.

Aklım karmakarışık bir halde başımın ağrımasına sebep olurken donup kalan bedenimi terasın ucuna sürükledim.

Los Angeles tüm ihtişamı ve canlılığıyla hayatına devam ederken arkamı dönüp olduğum yere çöktüm. Sırtım terasın soğuk korkuluğuyla bütünleşse de içimde yanmaya başlayan ateş yüzünden hiçbir şey hissetmiyordum.

Elimde açık bir şekilde duran yüzük kutusunu sertçe kapattım. Az önce büyük bir umut ve mutlulukla çıkardığım cebime geri koyarken boğazımdaki düğümü çözmek için yutkundum.

Kalbim daha önce hiç hissetmediğim bir acıyla göğüs kafesimi zorlarken dolan gözlerimi kapattım. Ağlamamak için dişlerimi var gücümle sıksam da sıcak yaşlar yanaklarımdan süzülmeye başladı.

Böyle olacağını hiç düşünmemiştim. Ela belki korkacaktı belki çekinecekti ama kabul edecekti. Ben sonumuzu böyle hayal etmiştim.

Ela karşıma ilk çıktığı andan beri yaptığı gibi yine tüm ezberimi bozmuş ve beni şaşırtmıştı. Bu kez şaşırtmanın yanında canımı da yakmıştı.

Bilerek yapmadığını, beni reddederken onun canının daha çok yandığını bakmaya doyamadığım gözlerinde görsem de acıyan kalbimi engelleyememiştim.

Onu anlamaya çalışıp empati yapsam da aşkı ile deliren kalbime söz geçmiyordu. Hayır cevabını beklemeye kalbim yaralı bir kuş gibi çırpınmaya başlamıştı.

Göğsümdeki ağrı her an artarken öylece oturup ağladım. Neye ya da kime ağladığımı bilmeden ağladım.

Ela'nın gidişini her düşündüğümde boğazıma dizilen hıçkırıklarımı zorla tutarak sadece ağladım.

Yanıma oturup elini omzuma koyan beden gelene kadar ne kadar burada durup ağladım bilmiyorum.

"Dostum." Alp'in endişeli sesi çok uzaktan kulaklarıma dolarken artık acımaya başlayan gözlerimi araladım.

Uzun zaman sonra ilk kez bu kadar ağladığım için gözlerim acıyordu. Bulanık olan görüşümü netleştirmek için gözlerimi sertçe ovuşturdum.

"İyi misin Ömer?" Alp benimle konuşmayı bir kez daha denerken bakışlarımı terasta gezdirdim.

Buraya geleceğimiz netleştiğinde gizlice hazırlık yapmıştım. Alp haricinde kimse bu akşam evlenme teklifi edeceğimi bilmiyordu.

Terasa dizilecek gülleri ve renklerini tek tek özenle seçmiştim. Hepsi Ela'm gibi güzel ve eşsizdi. Şimdi tıpkı benim gibi hepsi boynunu bükmüştü. Onlarda benim gibi Ela'sız kalmıştı.

MefhumHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin