1.Bölüm

1.1K 72 27
                                    

Sabah uyandığımda hemen hazırlanıp bir hafta önce çalışmaya başladığım şirkete gittim. Şirkette sekreter bendim hemen odama gittim ve patronumun programını alıp odamdan çıktım. Patronumun yanına vardığımda bana gülümsemiş ve yanına çağırmıştı

Jm: Namjoon bey günlük programınızı söylemeye gelmiştim.

Nj: Jimin bugünkü planımı iptal et çünkü bugün 2 saat sonra iki şirketi ağırlayacağız. O yüzden senden hazırlık yapmanı istiyorum. Unutma bu benim için çok önemli.

Jm: Peki efendim. İzninizle.

Odama geri döndüm ve ilk olarak bay kim in programını iptal ettim sonrasında ise bir kaç telefon edip hazırlık yaptırmıştım.

*
*
*
*
*
Bay kim ile ben ve birkaç işçi daha dışarıda gelecek olan CEO yu ağırlamak için bekliyorduk en sonunda siyah bir araba şirketin önünde durduğunda hemen takım elbisemi düzeltip yüzüme bir gülümseme yerleştirdim ve arabadan inen bedenlere baktım. Siyah saçlı ve siyah gözlü bir beden ve umursamadığım bir kaç kişi daha inmişti arabadan. Siyah saçlı ve keskin bakışlı adam yanımıza vardığında ilk olarak Bay kim ile el sıkışmış sonrasında ise işçilere göz gezdirmeye başlamıştı. En sonunda gözleri beni bulduğunda hemen karşısında saygıyla eğilmiştim o ise sadece boş bir şekilde bana bakmış ve bakışlarını konuşan bay kime çevirmişti.

Nj: Bay jeon siz lütfen jimin ile beraber Toplantı salonuna geçin ben daha Jung şirketini bekleyeceğim.

Bay jeon denen adam kafasını onaylar şekilde sallamıştı.

Jm: Buyrun efendim.

Ona elimle yolu gösterirken konuşmuştum. O yürümeye başladığında bende onunla beraber yürüyordum asansörün yanına vardığımızda yanımdaki hala adını bilmediğim şahıs onunla beraber gelen kişilere onu dışarıda beklemelerini söylemiş ve ikimizin baş başa kalmasını sağlamıştı. Asansöre bindiğimizde hemen kat numarasına basıp ondan en uzak olan yerde durmaya başladım. Çünkü üzerimde olan bakışları benim git gide gerginleşmeme yol açıyordu.

Jk: Adın ve soyadın ne?

Ilk başta kime dediğini anlayamasamda asansörde ikimizin dışında kimsenin olmamasından bana soruyor olduğunu anlamıştım.

Jm: Park jimin efendim.

Başka birşey demeden bana bakmaya devam etmiş ve iyice sinirlenmeme yol açmıştı. Tanrım! Bu adamın derdi ne? Asansörden indiğimizde onu tolantı salonuna yönlendirmiş ve içeri geçmiştik o bir koltuğa geçip otururken bende bay kimin herzaman oturduğu koltuğun yanında ayakta durmaya başladım. Bugün işe takım elbise ile gelmiştim ama takım elbisemin pantolunu kirlendiği için bir dar kotla değiştirmiştim. Ve şuan bacaklarımı saran pantolun beni sinir ediyordu. Ve o adam hala bana bakıyordu deliricem. En sonunda toplantı salonunun kapısı açılıp içeriye patronum ve başka bir adam daha girdiğinde onlara dönüp saygıyla eğilmiştim. Onlar yerlerine otururken bende patronumun yanında duruyordum.

Hs: Bu güzellik kim ?

Az önce gelen adamın bana hitaben sorduğu soruya cevap vermemiştim.

Nj: Park jimin benim sekreterim. İsterseniz şimdi toplantıya başlayalım. Jungkook başlayalım mı?

Jk: Başla.

Patronumun nedense jungkooktan korktuğunu düşünmeye başlamıştım. Ona karşı fazla gergindi çünkü. Onlar iş hakkında konuşurken konun içinde adımın geçmesiyle hemen dikkatimi onlara verdim.

Hs: Jiminin bana bir öpücük vermesine izin verirsen istediğin anlaşma olur.

Nj: Ama be-

Jk: Hoseok! Eğer bir kez daha jimin ile ilgili bir şeyler söylersen hiç iyi şeyler olmaz.

Nj: Tamam beyler gerginli-

Jk: Namjoon istediğin iş birliğini sağlayacağım. Ama jimin benim Sekreterim olacak.

Jm: Kusura bakmayın efendim ama ben burada çalışmaktan gayet memnunum.

Jk: Namjoon ben söyleyeceğimi söyledim kararı sen vereceksin.

Patronum bana yalvaran gözlerle baktığında bu işi gerçekten çok istediğini anlamıştım. Bende o yüzde ona kıyamayıp başka şirkete gitmeyi kabul etmiştim. Tam o sırada ise hoseok sinirle toplantıyı terk etmişti.

Jk: Buraya imza at jimin.

Verdiği kağıdı okumadan imzaladım ve ona verdim o ise benim kağıdımı hemen ceketinin cebine koymuş ve Namjoon ile yaptığı iş toplantısı hakkında konuşmaya devam etmişti. En sonunda konuşacakları bittiğinde ayağa kalkmış ve kapiya yönelmişti bana onu takip etmemi söylediğinde hemen hızlı adımlarla ona yetiştim ve yanında yürümeye başladım. Şirketten çıktığımızda bir arabaya binmiştik önde Şoför arkada jungkook ve ben vardık.

Jk: Yarından itibaren şirketimde olacaksın.

Jm: Peki efendim. Peki kişisel eşyalarımı odayı süslemek adına yanımda getirebilirmiyim?

Jungkook komik bir şey söylemişçesine bana bakıp kıkırdadı

Jk: Hayır çünkü yerleşicek vaktinin olacağını pek sanmıyorum.

Jm: Anlamadım?

Jk: Boşver.

Elini bir anda bacağıma koyup okşmaya başladığında irkildim ama birşey yapmadan onu izlemeye devam ettim.

Jk: Dar pantolon giymek sana yakışıyor. Ama yakıştığını herkese göstermek zorunda değilsin değil mi?

Aşağı yukarı kafamı salladım ve elimi bacağımı okşayan elinin üzerine koyup uzaklaştırdım. Jungkook öndeki şoföre adresimi söylememi söylemişti. Adresi söylediğimde jungkook cebindeki telefonunu çıkarmış ve bana telefonunu uzatmıştı.

Jk: Numaranı yaz ve kaydet ilerleyen zamanlarda sana ihtiyacım olabilir.

Söylediği her cümlede örtülü kelimeler kullanıyordu. Ama bunları umursamamayı seçtim ve numaramı jungkookun telefonuna yazıp kaydettim. Araba durduğunda evimin önünde olduğumu fark ettim. Jungkooka yani yeni patronuma hoşçakal diyip arabadan çıkmıştım. Eve girdiğimde ise kendimi odama atıp dinlenmeye başlamıştım. Yarın fazlası ile yoğun olacağımı düşünüyorum...

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jun 12, 2020 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

I MUST BE YOUR BABY  Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin