Untitled Part 1

679 7 2
                                    

O gün yatağımdan kalkdığımda eski dostum Holmes yine benden önce kalkmış ve gazetesini okuyordu.Ona bu gün hangi işle meşgul olduğunu sordum.O ise bana şuan hiçbir müşterisinin olmadığını ancak sabah kapısının önüne bırakılmış bir mektup bulduğunu söyledi.Heyecanla, mektubu okumasını söyledim.Holmes mektubu bana özet geçercesine "Scotlan Yard'dan gelmiş ve Türkiye'ye gitmemizi istiyorlar."Bunun Scotland Yard'ın üst bölümlerinden bir kişiye hatrı sayılır bir dostunun ricası olduğu kesindi.Bir anda ortam gerginleşmişti. Dostum Holmes'e hangi şehre gideceğimizi sordum. Gerginliğinden olsa gerek asabi bir şekilde "İstanbul"dedi.
Scotland Yard'a doğru yola çıkmıştık bile. Dostum Holmes'in ağzını bıçak açmıyordu. Scotland Yard binasından içeri girdiğimizde sağ merdivenlerden 1.katta koridorun sonundaki odaya girmiştik bu oda Scotlan Yard müdürünün odası olmalıydı. Holmes girer girmez müdürle tokalaştı. Buna biraz şaşırmıştım çünkü Holmes genelde tokalaşmayan bir kişiydi. Müdür elimize şehrin haritasını verdikten sonra bir an kalemini masanın altına düşürdü,eğildi ve aldı.Bunlar olurken Holmes bir anda söze girdi "Bu görevi kabul edemem efendim."Müdür Holmes'e bunun istifa anlamına geldiğini söyledi.Holmes ise "O zaman bende istifa etmek zorundayım."dedi.İnanamıyordum Holmes istifa etmişti.Binadan çıktık ve Holmes'e neden istifa ettiğini sordum.O ise bana Londra'dan ayrılmak istemediğini söylemişti.Kafamda soru işaretleri olmasına rağmen hiçbir şey sormadan devam ettim.
Sokakta atışmak istemediğimden dolayı eve gelince Holmes 'e kızmaya başladım.Scotland Yard senin hayatın öylece bırakamassın,dedikten sonra Holmes istemsiz gülmeye başladı.Ve elindeki 2 İstanbul biletiyle birlkte müdürün verdiği notu uzattı.Şaşkınlıktan dilim tutulmuştu .Bunu nasıl yaptığını sorunca anlatmaya başladı."İçeri girerken kapıda iki adam gördüm ve tam müdürün pencerisinin önündeydiler. Aslında perdeler kapalıydı ancak karşı duvarda açılan küçük delik gözümden kaçmadı ben de girmeden önce senin arkanda kaldım ve o anda bu küçük kağıda notu yazıp tokalaşma esnasında müdüre verdim. Müdürün ise en az benim kadar zeki olduğunu bildiğimden çıkarken notu ve bileti almak için tekrar tokalaştım."Holmes bunları anlatınca ona olan saygım daha da artmıştı. Ben bunları nasıl yaptığını düşünürken oda piposunu yakmış şöminenin karşısındaki koltukta oturuyordu. Holmes saat 6 da limanda olmamız gerektiğini söyleyince saate baktım.Saat tam 4.30'du. Kalkıp çantamıhazırlamaya başladım ve Saat 5.30 olunca evden çıktık 221b Baker sokağındaki evimize uzun bir süre için son kez bakıyordum.
Saat 6'ya tam 18 dakika vardı ve biz limandaydık. Ben yanıma büyükçe bir bavul almış içineise bir dolu kıyafet ile kişisel eşyalarımı koymuştum.Holmes ise yanına küçük bir çanta,piposu ve son deneylerinden birkaçını almıştı.Nihayet gemiye bindik saat 6'yı 2 dakika geçiyordu ve gemi hareket etmeye başladı.Yolumuzun pekte kısa olduğu söylenemezdi.
Yaklaşık 10 günlük gemi yolculuğundan sonra İstanbul'a ayak bastık.Dostum Holmes günlerdir pek az uykuyla durduğu için çok yorgundu ve bir an önce eve gitmek istiyordu bu yüzden vakit kaybetmeden buluşma noktası olan Galata Kulesi'ne gittik.Tam da beklediğimiz gibiydi ve Scotland Yard'ın İstanbul'daki bir dedektifi ile buluştuk.Bize soruşturmada kullanmak için yüklü miktarda para ile bir ev anahtarı,evin adresinin yazılı olduğu bir not ve soruşturma dosyasını vermişti.Hiç vakit kaybetmeden bir fayton bulduk ve Beşiktaş'taki evimize gittik.Ev iki katlı ve içerden merdivenli boğaz manzarası olan ahşap bir evdi.Sanırım ev bu vaka için hazırlanmıştı ki eşyaları tam takımdı.
Sabah ani bir kapı sesiyle irkilerek uyandım.Kapıya gittiğimde karşımda soruşturma dosyasını bize veren bay duruyordu. Hiçbir şey sormadan direk içeri daldı.Dostum Holmes'in uyanıp uyanmadığını sordu.Hala uyuduğunu söyledim.Adam ise "Sen mi uyandırırsın ben mi uyandırayım?"diye sordu.Bu adama nedenini bilmediğim bir halde nefret duyuyordum.Holmes ise benim tam aksine çok seviyordu.Ben bunları düşünürken bu bey çoktan Holmes'i uyandırmaya gitmişti.Holmes'in uykusundan uyandırılmaktan nefret ettiğini bilidiğim için Holmes'inbu adamı azarlamasını keyifle beklerken Holmes ve bu bey yanıma geldiler.O kadar şaşırmıştım ki... Holmes bana araştırma yapmaya gelip gelmediğimi sordu.Gelmek istemediğimi söyledim.Holmes ve yanındaki bay tam kapıdan çıkacakken birden aklıma bir şey takılmıştı ve bu beyin adını merak ettim.Arkalarından koşarak beyfendiye adını sordum.Bana "Adım Jack"dedi.Bu cevabı aldıktan sonra bende onlarla gitmeye karar vermiştim.Olay yerine gittiğimizde ceset ortadan kalkmış ve etrafta yalnızca cesedin kanları vardı.Holmes ve Jack olay yerini incelerken ben de onları inceliyordum.Holmes'i benden hiç bu kadar uzak görmemiştim.Adeta beni unutmuştu.Holmes olay yeriyle ilgilenirken Jack'in olay yerindeki bir peçeteyi cebine koyduğunu farkettim.Normal bir durumda Holmes'in olay yerinden bir şey alınmasından nefret ettiğini biliyordum ama nedense bu sefer hiç ses çıkarmadım.Holmes ve Jack olay yerini incelemeyi bitirdiğinde eve doğru yola çıkmıştık.Holmes'in olay yerinde bulduğu tek şey bir karttı ve bu kartta bir adres vardı.Bu adres bir kasabın adresiydi.
Ertesi sabah Holmes ve ben Jack gelmeden evden çıkmıştık.Kasaba gidipte Cemal'i nerden tanıdığını sorduk.Kasap Cemal'in mahalle komşusu olduğunu ve iyi bir arkadaşı olduğunu söyledi.Birden Cemal'bir şey olup olmadığını sordu.Holmes bir saniye bile duraksamadan "Cemal pazartesi günü evinde ölü bulundu"dedi.Kasap içinden "Kesin Yüzbaşı İbrahim yapmıştır" dedi.Holmes aşırı derece iyi olmasada pek te kötü olmayan Osmanlıcasıyla "Yüzbaşı İbrahim mi ? Neden o yapmış olsun ki?"diye sordu.Kasap ise "Aramızda kalsın ama Yüzbaşı İbrahim karısını başka biriiyle aldatıyormuş.Karısı da bundan şüphelenip Cemal'e bunun hakkında araştırma yapması için yüklü miktarda para vermiş."dediği anda Holmes "Yüzbaşının karısı bu görevi Cemal 'niçin versinki?"diye sordu.Kasap ise Cemal'in bir dedektif olduğunu ve suçları bulma konusunda çok yetenekli olduğunu söyledi.Holmes ise "Mmmm bu olay gerçektende çok ilginç ilk defa bir meslektaşımı kimin öldürdüğünü arıyorum"dedi. Doğruca Yüzbaşının evine gittik.Evde kimse yoktu ve yüzbaşı gelene kadar bekledik.Holmes hiç dikkat etmese de Jack dünden beri hiç gözükmemişti. Nihayet yüzbaşı evine teşrif etmişti.Holmes hiç vakit kaybetmeden sormaya başladı "Cemal Bey ile aranızda nasıl bir olay geçti."diye sordu.Holmes 'in aldığı cevap pek iç açıcı değildi.Yüzbaşı bu soruları cevaplamak istemediğini ve eğer bir an önce evinden gitmezlerse onları tutuklattıracağını söylemişti. Maalesef eli boş olay yerinden ayrılmıştık. Fakat olay yerinden ayrılırken Holmes'in attığı bakış bir ipucu yakaladığını gösteriyordu.O gün bu davayla ilgili hiç birşey olmadı.Ben hala Jack'in dün neden hiç görünmediğini düşünüyordum.Bunları düşünürken uyuya kalmışım.Sabah uyandığımda Holmes şöminein başındaki koltukta oturmuş gazete okuyordu.Holmes "Hazırsan çıkalım."dedi.Hazırım dememe bile gerek kalmadan ceketini aldı ve evden çıktık.

SHERLOCK HOLMES İSTANBUL'DAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin