Ben senin;sevgilin,eşin,baban,ağabeyin,arkadaşınım. Biri bitse biri kalır.Seni hiç bırakmayacağım.
Cemal SüreyaToparlanıp elini çekti yavaşça Nare. Bu esnada adam da toparlandı.
"Sizi odama alayım, orada yapacaklarınız hakkında konuşalım. Buyurun lütfen." Nare başını yavaşça aşağıya sallayarak adamla beraber yürümeye başladı. Odaya yetiştiklerinde adam kadına geçmesi için eliyle işaret etti ve kadının ardından kendisi de içeri girip kapıyı kapadı ve koltuğuna yerleşti.
"Öncelikle hoşgeldiniz." dedi gülümseyerek. "CV'inizi incelediğimde çok şaşırdım açıkçası. Sizin gibi bu kadar deneyim ve aynı zaman da birikime sahip biri neden asistan olarak işe başlamak ister ki?" Nare bunun kendisine sorulabilme ihtimaline karşı hazırlıklıydı.
"Sebebini tam anlamıyla açıklayamayacak olmamla beraber ailevi nedenlerle acilen bir iş bulmalıydım. İspanyada halihazır bir şirkette çalışıyordum ancak hayatımın geri kalanına burada devam etmem gerekiyordu ve açıkçası pozisyon seçecek kadar zamanım yoktu."
Adam bir süre Nare'nin söylediklerini düşündü ve başını onaylar bir biçimde salladı. "Anlıyorum." Ellerini birbirine kenetledi. "Ancak benim size daha iyi bir teklifim olacak. Şirkette yeni boşalan bir pozisyonumuz var." Kadının tepkilerini kontrol etmek istercesine biraz durakladı.
"Dış İlişkiler Müdürümüz olmaya ne dersiniz Nare Hanım?" Kendinden emin bir şekilde dimdik durdu.
"Reddedeceğinize ihtimal vermiyorum ama..." Nare adamın kendisini tanıyormuşçasına bu kadar rahat konuşmasından rahatsız olmuştu. Başını olumsuz bir biçimde hafifçe aşağıya eğdi."Teklifiniz için teşekkür ederim. Gerçekten çok naziksiniz." İçinden aynı zamanda oldukça ukala diye geçirdi. "Ancak bir şirket güven ilişkisi içinde yürür. Henüz çok yeni tanışıyoruz. Bu pozisyonda olabilmem için ikimizin de birbirine gerekli güveni duyması gerektiğine inanıyorum."
Meydan okurcasına tebessüm etti. "Bu nedenle teklifinizi reddetmek durumundayım." Özgür yüzündeki şaşkınlık ifadesini gizleyememiş bir yandan da o güvenli duruşu hafiften yok oluvermişti.
"Pekala, nasıl isterseniz." dedi ses tonunu sabit tutmaya özen göstererek. Saatine baktı. "Önemli bir toplantım var. Şimdi çıkmam gerekiyor. Size gerekenleri Derya Hanım anlatacaktır." dedi ve telefona uzanarak bir tuşa bastı.
"Derya Hanım, geçici süreliğine Nare Hanımın asistanı olacaksanız. Şirket hakkında gerekli bilgileri de vererek neler yapması gerektiği hakkında bilgilendirirsiniz." Dedi ve karşıdan olumlu cevabı aldıktan sonra telefonu kapayarak Nare'ye çevirdi başını.
"Derya Hanım sizi bekliyor." Nare'nin sorarcasına bakması üzerine "Az önce konuştuğunuz kişi." diye cevap verdi ve meydan okurcasına gülümsedi. Nare o gülümsemenin sebebini anlamıştı. Adam reddedilmenin öcünü az önce tartıştığı kadını kendisinin asistanı ilan ederek alıyordu belli ki.
"Sorun yok." dedi içinden derin bir nefes alarak. "Bunlar hayatındaki en küçük problemler Nare. Aşmak bile zorunda değilsin. Görmezden gel yeter." Çantasını ve kabanını eline aldı ve ayaklandı.
"Teşekkür ederim Özgür Bey." Yüzünde kocaman bir gülümseme vardı. İçindeki düşüncelerin hiçbirini dışarı yansıtmayacak ve rahatsızlığını belli etmeyecekti. Bu da Nare'nin zırhıydı işte. Kocaman bir tebessüm. Özgür elini uzattığında duraksadı Nare ve hemen sonra uzatılan eli tuttu ve sıktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bİ'ÇARE
FanfictionKadın adamda kimsenin göremediğini gördü, incindiği yerden başladı sevmeye. Adam kadını hiçkimsenin göremediği gibi gördü, yara aldığı yerden öpecek kadar sevdi adam.