Balık Martıya Aşık Olmuştu.

232 12 2
                                    

Gözlerimi kapadığımda yada açtığımda fark etmez, aklıma gelen tek birşey vardı; gözlerinin rengi.

Size çok mu klişe gelir 'göz' bilmiyorum. Sizin yerinizde ben olsam bana klişe gelirdi. Çünkü herkes birinin gözlerini seviyor. Ne fark eder ki? İlginçlik arıyorsanız size başka bir uzvundan bahsedeyim -nitekim ben onun her uzvuna hayranım- mesela dizleri. Bir insanın dizleri ne kadar sevilebilecekse o kadar sevmiştim.İşte bunu anlayamazsınız. Çünkü bunu sadece onun dizlerinde uyuyanlar anlayabilir.

ve size bir not; bu hikaye sadece 2 kişilik.

Bir akşam üstüydü ve ben dizlerinde yatıyordum. Kafamı kaldırıp arada bir yüzüne baktığımı hatırlıyorum. Ona çaktırmadan yüzüne baktığım açılar biriktirdim hep.

En sonunda dizlerinden kalkıp koltukta doğruldum. Tahmin edersiniz ki film izliyorduk.

"Sencede bu pislik çocuğun kıza yaptığı yanlış değil mi?"dedim.

Başımı döndürecek şekilde gülümseyerek"Sen beni izlemiyor muydun? Filmi nasıl takip edebiliyorsun? Yoksa bimediğim gizli yönlerin mi var?" dedi. Bilirsiniz biz kızlar kıkırdamayı çok severiz. o da benim kıkırdamalarımı severdi. Bende kıkırdayarak ona baktım "konu sensen dünyayı bile yıksam seni o an izleyebilirim bilmiyor musun? dedim.

Hoşuna gitmiş olacak. alnıma bi öpücük kondurdu. Ve bana baktı. o her zaman çok güzel bakar. -Bana-

Tam sarılacaktı, sonra

Sonrası yok. İğrenç bir güne uyandım yine. Günlerden Cumartesiydi. size daha önce bahsettim mi bilmiyorum, benim cumartesilerim hep kötü geçer. Bundan 29 Hafta önce bi cumartesi günü onu öperek uykusundan ben uyandırmıştım. yanına kıvrılmıştım sonra. Sonra da hiç bi cumartesi benim olmadı zaten. O son cumartesimizmiş. Deliler gibi sevdiğiniz bi insanla yada annenizle,babanızla, ne bileyim belki de en yakın arkadaşınızla hayatınızdaki son Cumartesiyi geçirmek nasıl birşey biliyormusunuz?

Bilmeyin. Çok acıtıyor.

O gittiğinden beri klasik bir hayatım var. Dershane-ev-Dershane-ev. Bu kadar. Yine uyandım hazırlandım ve çıktım evden. En son kahvaltımı da onunla yaptım o cumartesi. O günden sonra hiç bir gün kahvaltı yapmadım. Yalan söylemiyorum. Gerçekten yapmadım.

Beni az çok tanıdınız. Fazla melankoli ve acı barındıran bi insanım.Acıların paylaşılınca azalacağına inanmam. Acıların paylaşılmayınca da azalacağına inanmam. ben acıların azalacağına inanmam.

Acı, acıdır.

İnsan şöyle bi durup 'yok mu bunun bir çaresi?' diye soruyor.

Yok mu? Olmalı. Hani herşeyin bir çaresi vardı? Hani çaresizliğin bile bir çaresi vardı? Yalan mı söylediniz?

Hiç iyi değilim.

Başımda dönüyor.

Söyleyecek sözün kalmadığı,sözlerin bile tükendiği ama benim tükenmediğim bi yerden yazıyorum. Sizcede garip bi hikaye değil mi?

Genel olarak sevmeyi bilmeyen bi adamdı, sevdiğim.

Bana onu anlat deseniz size 'Acı' derim.Onun adının karşısında bütün sözlüklerde acı yazıyordur eminim. Dedim ya sevmeyi bilmezdi. Sevmeyi bilmeyen biriyle, sevgisini iliklerinde yaşayan birinin hikayesiydi bizimki.

Balık,martıya aşık olmuştu.

Fazla mı dramatiğim dersiniz? İnanın burada siz olsanız, Onu seven kişi siz olsanız sizde bu olurdunuz. İyiki bu değilsiniz.

Kime sorsam, sevmez onu. kime sorsam kötü biri bence der. Ve kime sorsam hepsinin dilinde beni hak etmediği var. Sizcede Allah herkesten onun sevgisini alıp bana vermemiş mi?

Ama biliyor musunuz Sevdiğim Adam sevgimi hak etmiyorsa bu benim sorunum değil.

Yoo hayır durun, 3-4 aylık bi acı değil benimki. Kimsenin acısını küçümsemem ama 3-4 ayda acısından buralara kadar yazan,artık içinde acısını o kadar tutamayan bir insan olduğunu düşünmüyorum. Benim ki daha çok 3 yıldır istenmediği yerde zorla duran kişi rolü. Aranızda böyle biri varsa gelinde bir miktar ağlayalım ha?

Söyler misiniz bi insan neden çok sevildiği için bıkar? Ben bıkmazdım.

Bu acılar insanın içini söküyor.

İçim söküldü.

Bir kumaş parçasının dikişi bile benim içim kadar sökülmemiştir.

Kafanızı bile ve isteye bir duvara vura vura kendinize "Bu istediğin şey kırmızı karın yağmasıyla eş değer. Artık isteme!" dediniz mi? Demeyin. Olan sadece beyninizde ölen hücrelere oluyor. Ne istemekten vazgeçe biliyorsunuz ne de dizlerinizi karnınıza kadar çekip ağlamaktan.

Yeşilin Sevdiğim Adam TonuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin