Pragmatically Dead

119 8 2
                                    


"Hastalıklı bir dünyada yaşıyoruz. 

Hasta ve yalnız bir dünyada. 

Dünyayı hastalıklı yapan sokaktaki kediler değil. Keza akıllarındaki hastalığı çevreye kusan ölü bedenler de bu suçta fail değiller. Dünyamızı hasta eden biz de değiliz. Dünyamız hasta ama biz bu hastalığı henüz kapmadık. Bir oyun dönüyor etrafımızda, bazılarımızın kutsal müzikali bazılarımızın tragedyaları var. Başrol biz değiliz. Senaryoyu biz yazmadık. 

Dünyamız hasta ve yalnız ama nefes kesici ve kalabalık. 

Biz kalabalığız. Kalabalık biziz. 

Başımıza gelen her felaket dünyamızın üzerimize yolladığı virüsler. Her mucize Tanrı'nın bize uzattığı bir mendil, dilediği bir özür. 

Tanrı dünyayı hasta yaratmadı. Dünyayı hasta eden Tanrı da değil. 

Sen hasta değilsin, uyan. 

Dünya hasta olmasaydı sağlıklı bir nefesin ne anlamı kalırdı..."

Kendi kendine şeytanın avukatlığını yapan Kim Taehyung, bir çarşamba günü uyandı. Yanında ufak bir bavul ve pasaportu hariç kayda değer olmayan bir sürü şeyi tıkıştırdığı bir kol çantası,  birkaç kez katlayıp koyduğu bileti ve arkasında bıraktığın Paris'in üzerine sinen Chanel kokusu hariç yanına hiçbir şey almamıştı. 

Siyah taksisinde bagaja koymakla uğraşmadığı çantalarıyla doldurduğu arka koltukta eline geçen bir dergiyi okuyordu. 

Taehyung, sanatı severdi. Gerçekten severdi. Ama yazarın safsatalarına tahammül edememişti. Onun sevdiği sanatlar genellikle birkaç bin kilometre uzaklıktaki bir adamın elinden çıkanlardı. Kameranın kadrajından da çıksa, kalemin ucundan da onun yaptığı, söylediği her şeyi severdi; onun gözlerinden görebilmek için sanatın evine taşınmıştı. Ne var ki dünya sadece hasta değil, acımasızdı da. 

İşte Taehyung tam olarak bu yüzden sanatı severdi. Sanat ona bir mendil uzatmıştı. Gözyaşlarını silen bir mendil. Ve bunca yıldır olduğu gibi o bu özrün ondan alınmasına izin veremezdi. 


"Dünya hasta olmasaydı sağlıklı bir nefesin ne anlamı kalırdı ki zaten. 

Unutuyoruz hasta olmadığımızı. Bu bizim hasta oluşumuzun sebebi. Pişmanlık mesela Pandora'nın kutusundan kaçtığında son bir kez arkasına dönüp bakmıştır kalabalığa karışmadan önce. Çıktığı kutusuna bakmış ve tek bir kez seslenmiştir. -Dünyaya yayılan bu kötülük benim suçum olmalı! 

Kutundan çık, Tanrı'nın senin için bir yerlere gizlediği anahtarı bulmazsan hiçbir zaman kaçamayacaksın unuttuklarından."

Park Jimin, her zaman evinin bir kutuya benzediğini düşünmüştü. İçerisinde tamamen farklı bir dünya olan bir kutu. Tabii, artık içinde daha az yaşam olan bir kutu burası. 

102. sokak 13 numara daire 2' de yaşayan kişi sayısı bir zamanlar ikiyken artık yarımdı. Ama bir de kedi vardı ki çan eğrisini yükselttiği kesindi. 

Park Jimin artık biraz daha az yaşıyordu. Zaman daha yavaştı. Günler neredeyse tam 24 saat gibi hissettiriyordu. Duyguları ağzında acı bir tat, midesinde garip bir his bırakmaya başlamıştı. 

Bunun suçlusu artık Park Jimin'e ait olan evden 10 kilometre ötede yaşayan bir adamdı. Objektifinden gördüğü ve gösterdiği şeylerdi. 

Park Jimin anahtarını çok yanlış bir zamanda bulmuştu. 

Ama ne yapabilirdi ki? Jeon Jungkook o kadar güzeldi ki Jimin onun yanında bir yere ait hissediyordu. 


"Kafes içinde doğan kuşlar uçmanın bir hastalık olduğunu düşünürler. İnsan kendi uzak geçmişine derin bir özlemle bakar. "Özgürlük çağı"  olarak adlandırılan zamanlar insanlığın erişmeye çalıştığı mefkurelerdendir. Binlerce yıl gerilerde kalmış yaşanmışlıkları, toplumsal hafızasına işlenmiş olan insanlık gelecek idealini bunun üzerine kurgular." 

Ne yalan söyleyelim Jeon Jungkook sanattan aslında pek hoşlanmıyordu. 

Onun sevdiği bilmediği bir şeylere dokunabiliyor olmaktı. Fotoğraflarla bilmediği insanlara, resimlerle bilmediği renklere ve anlatarak bilmediği yaşamlara dokunmaktan hoşlanıyordu.

Dünyanın hastalıklı olmasının sebebi kendisi olmasa da hasta bir zihinden çıkardığı fikirlerle zehrini her yere kusuyordu. 

Ama Jungkook ne yapabilirdi ki? Kendisinden ne yazık ki binlerce adım uzakta yaşayan Park Jimin çok güzeldi. 

Onun bir intihara rehin kalmasına izin vermeyecekti  

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Aug 31, 2021 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Hostage To A Suicide/KookminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin