Dolaptan ne aldığına bile bakmadan bir pantolon ve tişört kapıp banyoya gitmişti. Gecenin ikisinde niye geliyordu ki bu kız? Sinirlerime hakim olamayıp bağırmaya başladım.
+Ya daha evet diyeli kaç saat olmuş sen başka bi kız için gecenin bi yarısı beni bırakıp gitcek misin ?
-Masal bi kapa çeneni!
Ne olduğunu anlamadınız değil mi? Tabiki anlamıycanız lan giriş bile yapmadan sonuca bağladım puahhahah :D Neyse tamam siz daha fazla sövmeden en başa alıyım ben :*
----Alvinden-----
Sınıftaki olaydan sonra masalla birlikte eve gelmiştik. Masal yorgun olduğunu söyliyip odasına çıkmıştı. Yorgun olmadığına adım kadar emindim ama ısrar etmedim. Yalnız kalmak çoğu zaman iyi gelirdi insana bilirdim.
Masal yukarı çıktıktan bir süre sonra üstümü değiştirip dışarı çıktım. Masala süpriz yapcaktım. Ne yapcağıma daha karar vermemiş olsamda bir şeyler bulurdum. Hem böylece belki moralinide düzeltirdim.
----Masaldan----
Eve geldiğimizde yorgunum diyip odama çıkmıştım. Ağlamak istiyordum. Her şey için. Hatta aldığım her nefes için. Barış için. Sahi barış var birde değil mi?
Kısmen öpüşmüştük ama hiç bir şey hissetmemiştim. Sadece sakinleştirmişti o kadar. Başka farklı olan hiçbir şey yoktu. Normal miydi bu?
Ağlarken uyuya kalmıştım. Gözlerimi açtığımda hava kararmak üzereydi. Yatakta doğrulduğumda karşımda gördüğüm şeyle gözlerim sonuna kadar açıldı. Yataktan hızlıca kalkıp karşımdaki bayağı bir büyük olan ayıcığın yanına gittim. Üstündeki notu elime aldığımda istemsiz bir şekilde gülümsedim.
"Sonunda uyanabildin melek. Yıldızları fazla beklettin bugün. Yanımıza gelmeye ne dersin?"
Hemen kağıdı masanın üstüne bırakarak çatıya çıktım. Kapıyı açtığımda batmak üzere olan güneşin ışıkları bütün odayı kızıla boyuyordu. Çatıyı kaplayan gümüş renkli balonların arasında üvey evlat gibi kalan kırmızı balon fazla dikkat çekiyordu. Balonların iplerinin ucundaki renkli kağırlat fazla bir güzel duruyordu. Yatağın üzerinde parlayan yıldızlar ise fazla göz kamaştırıcıydı. Yıldızlara daha dikkatli baktığımda "seni seviyorum" yazdığını fark ettim.
Alvin gerçekten bunlarla uğraşıcak kadar çok mu seviyordu beni? Elime ilk gelen balona asılı kağıdı alıp hepsini tek tek okumaya başladım.
"Sen gülümse ben severim..."
"Sen çıktın karşıma sonrası hep şiir."
"Kimsenin yere göğe sığdıramadığı cenneti sen gözlerine nasıl sığdırdın?"
"İste yeter. Gökyüzün bile olurum."
"Gülüşündeki şarkıya tutuldum."
Diğer balonlardaki kartları da okuduğumda geriye sadece kırmızı balon kalmıştı. Kartı yavaşca elime alıp ipten çıkardım. "Balonu patlatsan artık?" yazılıydı kartta. Balonun ipini kendime yavaş yavaş çekerek balonu ellerimin arasına aldım. Nasıl patlatacağımı düşünürken arkamdan iğne uzatan bir el farkettiğimde hafif bir çığlık atıp arkamı döndüm. Alvin kahkahalar atarken göz devirerek elindeki iğneyi aldım. İğneyle balonu patlattığımda çıkan sesle korkup hafif sıçrasamda çaktırmadan hiçbir şey olmamış gibi içinden düşen kağıdı aldım. Alvin gülmeyi kesmiş yalvarır gibi gözlerimin içine bakıyordu. Alvinin gözlerine bakmayı kesip yerden aldığım kağıda döndüm. Kağıtta yazanları okuduğumda ağzım sonuna kadar açılmış, gözlerim okuduklarına inanamaz bir şekilde sonuna kadar açılmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yıldız Masalı
RomansaHerşey bu kadar zormu olmalıydı onun için? Herkes gibi sıradan rahat bir hayatı olması niye bu kadar zordu? Zaten hayatın en acı yüzünü doğduğu gün öğrenmişti. Annesi doğumdan bir kaç saat sonra ölmüş, babası ise doğduğunda bir kere bile görmeye gel...