Kan

225 29 2
                                    

Vazgeçmek bize yakışmaz.
*****
Kan.
Her yer kana bürünmüştü. Kırmızı hiç bu kadar kendini belli etmemişti. Ankara'nın ıssız sokağı silah sesiyle
ev sahipliği yapmıştı. Emir Üsteğmen etrafını saran çemberden çıkıp kanlar içinde yere yığılan karısını kollarının arasına aldı. Genç kadın gülümsemeye çalıştı.

"Gül yüzlüm, özür dilerim seni korumayı başaramadım."

"Heval, Türk askerini ne yapalım." Teo kod adlı terörist, Emir Üsteğmenin yüzündeki yıkılmışlık hissini keyifle izliyordu.

"Bırak biraz daha acı çeksin sonra Şamdaki eğitim kampına Memo'ya teslim edin."

Ölüm nedir, ölüme gözü kapalı gidilir miydi? Bazı insanlar ölümün adını duyunca bile olduğu yeri terk ederken, ölümsüz kahramanlar, ölüme gözü kapalı giderdi tıpkı Gökhan Yüzbaşının yaptığı gibi.
Gökhan Yüzbaşı yapılan müdahaleler sayesinde hayatta tutunmayı başarmıştı.

"Şükürler olsun." Handan Hemşire başını tavana kaldırdı şükrederken kan kırmızısına dönmüş su mavisi gözlerini cama çevirdi. Saatler süren ameliyat sonunda bitmişti.

"Gökşen, Gökhan ağabeyim iyi mi?" Handan'ın gözlerinin içine baktı. Arkadaşı yıkılmıştı.

"Ameliyatı başından beri izledin mi?" Gökşen cevabı bilse de arkadaşının sorduğu soruya kendisi cevap veremezdi.

"Beni boşver, Gökhan ağabeyim iyi mi?" Gökşen, Handan'ın kolunu tuttu.

"Doktor Yavuz'u bekle kardeşim." Doktor Yavuz ameliyathaneden çıktı. Handan Hemşire sarsak adımlarla Doktor Yavuz'un karşına geçti.

"Yavuz Bey, o iyi değil mi?" Sesi boğuk çıkmıştı. Doktor Yavuz,  Gökhan Yüzbaşının kim olduğunu çok iyi biliyordu derin bir nefes aldı. Karşındaki kadına, dışarda evladından bir haber bekleyen anne ve babaya umut verici sözler söylemek isterdi ama şu an durum iç açıcı değildi.

"Hasta ilk yirmi dört saati atlatırsa kurtulma şanşı var." Doktor Yavuz ameliyathaneden çıktı. Handan Hemşire yerinde sendeledi başını iki yana salladı.

Hatice Hanım bir dakika olsun gözlerini ameliyathanenin kapısından çekmiyordu. Kapı açılıp uzun boylu, yirmi sekizli yaşlarında Doktor ameliyathaneden çıkınca, yaşlı kadın karşısına dikildi.

"Oğlum, Gökhan'ım bu savaşı da kazandı değil mi?" Doktor Yavuz derin bir nefes aldı. Mesleğini çok seviyordu. Her mesleğin kendine göre zorlukları vardı. Doktor olmanın zorluğu da acı haberi vermekti hiç şüphesiz. Bir anneye, bir babaya 'her şeye hazırlıklı olun' demek istemese de bunu demek zorundaydı.

"Gökhan Bey zor bir ameliyat geçirdi. Buraya geldiğinde çok kan kaybetmişti. Yapılan testlerde anemiye rastlandı." Derin bir nefes aldı ilk defa konuşmakta zorlanıyordu daha fazla gözlerinin içine acıyla bakan kadının mavi gözlerinin içine bakamayacaktı.

"Her şeye hazırlıklı olun." Hatice Hanım yerinde sendeledi, Ezra elini göğüs kafesini parçalamak ister gibi atan kalbinin üzerine koydu olduğu yere attı kendini.

"Oğlum." Hatice Hanım daha fazla ayakta duramadı bedenini bıraktı. Doktor Yavuz, Hatice Hanım'ı yere düşmeden tuttu.

"Gökşen Hanım, hastanın tansiyonunu ölçün." Doktor Yavuz, Hatice Hanım'ı sandalyeye bıraktı. Hatice Hanım ameliyathaneden çıkarılan oğlunu görünce yerinden hızla kalktı.

"Oğlum."  Canhıraş feryatları hastanenin soğuk duvarlarına çarptı.

"Bilirsiniz Kenan Bey son pişmanlık fayda etmez. Geçmiş karşıma 'pişmanım' diyorsun pişman olsan kaç yazar. Senin yüzünden, Fulya neler yaşadı haberin var mı?" Ferda titreyen ellerini havaya kaldırdı. Kenan Bey, çaresizce çırpınan kızına baktı.

Vatan SağolsunHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin