KARANLIK
Bir yalanın hikayesi
~Tanıtım~
İyi hissettiğim tek şey patenlerdi. Tek şey... Evden kovulmuştum, okul değiştiriyordum. Ayrıca artık evim de yoktu... Hayattan kovulmuştum adeta. O kadar mutsuz, üzgün biriydim ki. Ağlamak gelmiyordu içimden, sadece öfke, istediğim hiç bir şey yoktu. Bir gelecek istemiyordum. Geçmişi hatırlamak bana acı verirken, tek amacım hayatta kalabilmekti. Başka hiç bir şey değil...
Herkes zaman zaman başımdan ayrılıyordu, patenler bile...
Ama başımdan hiç ayrılmayan bir
KARANLIK vardı...
Gittiğim okulda, bana bulaşmayan kalmamıştı. Her yere götürdüm bu karanlığı. Hiç biri umurumda değildi. Belki de dünyaya beni sınamaları için gelmişlerdi. Bilemezdim... Hocalarla bile düşmanlık kuran birisi vardı. İşte O Bendim...O okulun bodrum katında kilitli kalmıştım. Ama yalnız değildim...
Bodrumda bir şeylere şahit olduk. Bu bizim hayatımızı değiştiren, beynimizin tam merkezine işleyen bir ölümdü...
Bu korkulu anı gören beş çift göz vardı...
Aralarında en normal karşılayan bendim...
Çünkü ben küçükken kardeşim ve babamın ve bir çok insanın çığlıklarına, can çekişmelerine, akan göz yaşlarına ve ölümlerine şahitlik etmiştim. Sadece ben ölmeden çıkmıştım o seslerle dolu yerden. O yangından kurtulan tek insandım. Ama ben o yangında sevdiklerimin ölümünü gözlemek yerine, ben her biri için canımı versem, daha az acı çekerdim...
Ve ben o mucize çocuk...
Eylül...
Bataklığa saplanmış, kurtulmaya çalışırken daha çok batan bir KARANLIK...