"Jongdae, Kyungsoo, Chanyeol ses kaydını atmış." Kris hızla kaydı açtı ve dinledi. Jongdae sinirle başını salladı. "Bu itiraf değil. Elimize hiçbir şey gelmez bundan."
Kyungsoo gülerek eline bir kağıt ve kalem aldı. "B planını uygulamış olmamız gayet iyi oldu o halde."
"Chanyeol'un arkasından böyle bir iş çevirdiğimiz için kendimi kötü hissediyorum çocuklar."
Kris duvara yaslandı ve arkadaşlarına baktı. "Ceketine mikrofon yerleştirmemiz gayet masum bir şey, endişelenme."
"Ama yine de..."
**********************************************
Chanyeol gece duyduğu seslerle uyandı. Uyku sersemiydi ama odasında bir hareketlilik olduğunu anlamıştı.
Elini yatakta yan tarafa attı ve Baekhyun'u bulmaya çalıştı. "Baekhyun?"
O sırada dış kapının çarptığını duydu. Refleks olarak silahını almak için elini yatağın altına attı ama silahı yoktu. "Hay-" Kendi kendine sessizce küfür edip ayağa kalktı.
"Baekhyun!" Üzerine bulduğu ilk ceketi geçirdi ve dışarı çıktı. Hava oldukça soğuktu ve her yer çok karanlıktı.
"Ba-" arka bahçede tetik sesini duyduğunda oraya koştu.
Baekhyun yere oturmuş, silahı çenesinin tam altına dayamıştı. Chanyeol'u gördüğünde gözlerini kapattı. "Git buradan!"
"Baekhyun, sakinleş." Chanyeol ellerini onu sakinleştirmek için yukarı kaldırdı ve bir adım daha attı. "Her neye bu kadar üzüldüysen halledebiliriz. Silah hiçbir şeyi çözmez. Kabus mu gördün?"
Baekhyun ağlamaya başlamıştı. "Yaklaşma Chanyeol!"
"Pekala, kendini düşünmüyorsan bile beni biraz düşün. Arka bahçemde kafanı parçalarsan ben ne olacağım?" Chanyeol bir adım daha attı ve gülümsedi. "Birlikte bunları atlatacağımızı biliyorsun. Neleri atlatmadık ki, değil mi?"
"Anlamıyorsun..." Baekhyun'un elleri titriyordu ama silahı bırakmıyordu. "Hayatta kaldığım sürece insanlara zarar vereceğim."
"Kimseye zarar verdiğin yok."
"Anlamıyorsun!" Baekhyun çığlık attığında Chanyeol hızla etrafa bakındı. Kimsenin duymamış olmasını umuyordu.
"O zaman anlat bana." Her cümlesinde ona bir adım daha yaklaşıyordu. Sesinin oldukça yumuşak çıkması için uğraşıyordu ama Baekhyun'u ikna edememişti.
"Artık kim olduğumu bilmiyorum!" Çığlıkları hıçkırıklara dönüşmüştü. "Hiçbir şey bana ait değil Chanyeol! Düşüncelerim, bedenim, hiçbiri benim değil!"
"Hey," Chanyeol onu öyle ağlarken görünce kalbinde bir şeylerin parçalandığını hissetmişti. "Ben senin kim olduğunu çok iyi biliyorum ve gerekirse bunu sana her gün hatırlatırım. Sen kimsin biliyor musun?" İyice yanına geldi ve onun gibi yere oturdu.
"Birine en çok ihtiyacım olduğu anda karşıma çıkan, bir sürü sorunla aynı anda uğraşabilen, gördüğüm en zeki ve kusursuz insansın.""H-hayır-" Baekhyun gözlerini sıkıca kapattı ve silahı biraz daha sıkı tuttu. "Delinin tekiyim."
"Deli değilsin. Sadece... Zihninde Baekbeom diye biri daha var. Onu dışarı atabilirsin. Hep yanındayım Baekhyun, sana yardım edeceğimi biliyorsun."
"Beni tanımıy-"
"Seni seviyorum." Chanyeol silahı almak için ona doğru birkaç adım attı. "Seni seviyorum ve seni böyle gördükçe dayanamıyorum. Silahı indir, hadi."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Chanyeol's Duties || ChanBaek
FanfictionChanyeol gizli numaradan aldığı tüm görevleri yapmak zorundaydı. Bir taraftan da okulun eziği Baekhyun ve ikizi Baekbeom arasında nasıl olduğunu anlamadığı bir fırtınaya tutulmuştu.