1. BENİM

101K 1.4K 767
                                    

Benimle başladığınız tarihi paylaşın. 🦋

Güneş ışıkları odama benim için son kez girerken uyandım. Bu odadan bu evden çıkıyordum artık.
Kanatlarım eğrilip bükümlesin diye bu yaşıma kadar hep ailemin yönlendirmesi ile uçtum onların kuralları onların kararları.

Başta annem tabiki..

22 yaşımdayım. Adım mı ? Adım Hale SEÇKİN. Annemin bana verdigi en güzel şey ismim sanırım zaten ismim dışında bana pek bir şey vermedi oysa sadece birazcık sevgisini verseydi yeterdi.

Beni hiç sevmedi.
Bu sevgisizliğin sebebini ne anladım ne de ona sorabildim. Birbirini tanımayan tanımayada hevesli olmayan iki insaniz sadece dışarıdan tam bir anne kız içerden iki yabancı.
Bu yüzden ben tam bir babasının kızıyım ona çok benziyorum gözlerimin rengini, burnumu, kaşlarımı, tamamen babamdan almışım onun dişi versiyonu gibiyim.
Bana hiç kıyamayan biricik babam.

"Hale daha kalkmadın mı kahvaltıya gel artık" babamın seslenmesiyle yatağımdan kalkıp odamdaki banyoma geçtim yüzümü yıkayıp pijamalarımdan kurtuldum. Siyah bir şort, siyah askılı, beyaz spor ayakkabılarım tamam.
Odamdan çıkıp aşağıya salona yöneldim kahvalti masasına oturan anne ve babama çay koyan esma annenin yanağından öpüp yerime geçtim. "günaydın yavrum" dolu gözleriyle bana bakıyordu
"günaydın esma annem" Esma anne yıllardır bizim evimizde çalışıyor. Kendi evime çıkacağım için annemden daha çok üzüldüğüne yemin edebilirim.
"Kahvaltını yap holdinge geçerken senide evine bırakıcam" babam evden ayrılmamı istemesede böyle daha mutlu olacağımın oda farkındaydı.
Annem ise bu kararımada karşı çıkmış hiç istememişti. Şimdide kendi isteği olmadığı için asla tek kelime etmiyordu masada.

"Çıkmamız lazım artık kızım"
"Tamam ben hazırım. Kalan eşyalarımı arabaya aldılar mı"
"Arabada hepsi"
Masadan kalkıp çantamı aldım. Evet şimdi işin zor tarafı her ne kadar bu evde huzuru bulamasam da burda büyüdüm 22 yılım burda geçti. Elbet buraya gelicem ama bir misafir gibi biraz oturup kalkıcam. Evim diye yürüdüğüm yol bu kapıya çıkmayacak artık.

Esma anne dolu gözlerle bana bakıyordu. "Esma anne ağlarsan bende ağlarım ama" Esma annem bunu bekliyormuş gibi gözlerinden yaşlar birer ikişer düşmeye başladı. Koşarak sarıldım onunda bana kollarını sarmasıyla gözlerim dolmuştu. Çok annelik etti bana hakkını asla ödeyemem.
" Gel tamam mı dargın gitme oda üzülüyor"

Kulağıma fısıldadığı şeyle ayrıldım ondan ve anneme döndüm.
"Çok dikkat et kendine" dedi annem. Başımı salladım. Sanırım söyleyeceği başka bir şey yoktu.

Babama döndüm "çıkabiliriz artık"
evden çıkıp arabaya yöneldik. Biraz daha durup eve bakarsam ağlayacaktım sanki zorla çıkartıyorlar. Kova burcu olmak zor.

Araba yeni kalacağım eve doğru yaklaştıkça heyecanlanıyordum. Mobilyalar, yatak odası, salon, mutfak, banyo.. her yer tamamdı sadece benim bir oda dolusu kıyafetlerimi yerleştirmem gerekiyordu. Tabi bir de tarzımı konuşturucak küçük dokunuşlar.

"Her zaman yanında olduğumu biliyorsun değil mi kızım bir telefon uzağındayım sadece."

Babamın sesiyle bakışlarımı camdan ona çevirdim. Biliyordum o her zaman benim yanımda olucaktı.
"Biliyorum babacım iyi ki varsın" başımı göğsüne koydum. Kuş yuvadan uçtu baba. "geldik efendim"
Kendi düşünceme gülerken şoförün sesiyle babamdan ayrılım.

Eh tabi eski evim gibi lüks bir yerde kalmayacaktım artık ama Erdem SEÇKİN yine parasını konuşturup güvenlikli bir sitede güzel bir ev almıştı bana.
Valizleri bir kaç koliyi alıp evime girdik. Şoförümüz elindekileri bırakıp bana baş selamı vererek çıktı.

"Herhangi bir şeye ihtiyacın olursa veya bir eksiğin beni ara ulaştırırım hemen kızım."
"tamam babacım merak etme"
" ev sensiz çok sessiz olucak" ah babam üzülsün istemiyordum ama o evde kalırsamda ben üzülücektim.
"baba yapma böyle bunları konuşmuştuk"
"tamam demedim bir şey. çıkıyorum şimdi dediklerimi unutma"
Sarılıp onu öptükten sonra ayrıldım bana el salladıktan sonra gitti.

Evet. Şimdi evimde kendim kalmıştım beklediğim ve istediğim gibi sevinçle küçük bir çığlık çıktı ağzımdan hemen Elifi aramalıydım. Elif benim çocukluk arkadaşımdı saate baktım çıkmış olmalıydı. O bir anaokulu öğretmeniydi hep isteyip hayal ettiği gibi..

"Alooooo"

"Birilerinin sesi neşeli geliyor"

"Evettt çünkü artık kendi evime tamamen geçiş yapmış bulunmaktayım."

"Sonunda"

"Sen napıyorsun çıktın mı?"

"Evet şimdi çıktım eve gidiyorum"

"Hayırrr bana gel konuşuruz hem yardım edersin."

"O zaman yeni rota oluşturuluyor"

Bu hâline kıkırdadım "tamam hadi bekliyorum" diyerek kapattım telefonu.

🦋

Genç adam gömleğinin kollarını dirseklerine kadar katladı. Masasına geçip kendine bir viski doldurdu. Sert içkisini yudumlarken sabırsızdı artık bir haber gelmesi gerekiyordu. Hale'den bir haber bir fotoğraf..

Viskiden bir yudum daha alıp boşta kalan eliyle alnına bastırdı. Artık beklemekten sıkılmıştı düşünceler beynini kemiriyordu.

O Karan HAZNEDAROĞLU.

Tam bir yıldır hergün ondan haber alamadığında aynı şey oluyordu. Kendini kaybediyordu. Yaşaması için bir nefesti Hale.

'Uygar nerde kaldı' diye düşündü.

" Uygar ! "

Genç adamın yeri titreten sesiyle muhtemelen diğer adamları şuan Uygarı aramaya başlamışlardır. Sakinliğini koruyabilmesi için hemen gelmesi şarttı.
Yaklaşık üç dakika sonra kapı çaldı.
Sonunda.. dedi içinden.

"Gir."

Odanın kapısı açıldı ve elinde bir dosyayla Uygar içeriye girdi. Her gün olduğu gibi. Bakalım güzelim ne yapıyormuş diye düşünmeden edemedi.

Başlaması için başıyla işaret verdi.

"Abi kendi evine geçti şuan yalnız. Dediğin gibi sitenin biraz uzağındaki yolları bizim çocuklar tutuyor değişimli olarak. Sitenin içerisinde de sadece Hale hanımı kontrol edicek bir güvenlik daha yerleştirdik."

Dudaklarının kıvrılmasına engel olamadı. İstediği gibi kanatlarının altındaydı gene. Son 1 senedir olduğu gibi.

"Her hareketinden haberim olucak dışarıya çıkarsa eve girip çıkan olursa bilicem. Artık ailesinin evinde değil ve yalnız daha dikkatli olun."

"Merak etme abi hiç hissettirmeden yapıyoruz."

"Tamam Uygar. Dosyayı bırak sen çıkabilirsin."

Uygar başını sallayıp çıkmıştı kapıdan.

Eline aldığı dosyayı açtı 27 senedir attığını hissetmediği kalbi son bir senedir her fotoğraflarını göreceği an göğsüne sığmıyordu sanki.
İşte bakmaya doyamadığı yüzü karşısındaydı. Bazı fotoğraflarda gülerken yakalamışlardı bazı fotoğraflarda koli taşıyordu. 'Hayır babasının o kadar adamı varken neden ona taşıtıyor ki o koliyi ! ' diye sinirlendi.Fotoğraflarına uzun süre baktıktan sonra döküldü dudaklarından kelimeler.

"Güzel. Fazla güzel ve benim."

🦋

BERCESTE Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin