"Ben biliyorum."

1.1K 43 11
                                    

Sabah olmuş evde hareketlilik başlamıştı.

Herkes birbirini uyandırıyordu.

Gerçi bu uyandırmak; üstüne atlamak, yastık fırlatmak,kulağına telefonu dayayıp son ses müzik açmak gibi seçeneklerle olmasaydı herkes daha mutlu uyanacaktı.

Hamza hepsini Ozan'ın üstüne denemişti.
Ama nafile.
Ozan'dan alabildiği tek cevap "Mmmhh" olmuştu.

"Senle uğraşamayacağım Ozi aç kal sen de ne yapalım." deyip aşağıya indi Hamza.

Neredeyse herkes aşağıdaydı. Yavaş yavaş da kahvaltı sofrası kuruluyordu.

Ayşegül Hamza'yı tek başına görünce
"Ozan nerede?" diye sordu.

"Yukarıda, hala uyuyor. Uyandıramadım sığırı."

Ayşegül gülüp yukarı çıktı.
Cemile ve Cihan Ayşegül'ün arkasından sırıttılar.

Ayşegül yavaşca odaya girdi.
Zaten uyandırmaya gelmişti, ses yapmasının bir mahsuru yoktu ama o yine de ödü koparak uyanmasını istemedi.

Ozan'ın yatağına doğru yürüdü.
Bu onu ilk kez uyurken görüşü değildi ama afalladı.

Ozan uykusunda masum bir bebeğe benziyordu. (yazarınız burda feels geçirdi bu arada awww)

"Ozaaan?"
"Mhhh?"
Ayşegül güldü.

Ozan Ayşegül'ün gülüşüyle gözlerini açtı.

"Ayçegül?"
"Ozan?"
"Bir an Hamza'yı senin sesinle hayal ettim sandım. Ödüm koptu." dedi Ozan bir yandan gözlerini ovuşturarak.

Ayşegül ufak bir kahkaha attı.
"Uyandıramadım dedi. Ben geldim."

"İyi ki geldin." dedi Ozan gülümseyerek.
Ayşegül de gülümsedi.

"Ama ben Hamza'nın tam olarak böyle söylediğine hiç inanmadım."
dedi bir yandan yataktan kalkarken.

Ayşegül de gözünü devirip;
"Tamaam tamam. 'Uyandıramadım sığırı.' dedi"

"Heh işte! Ben malımı biliyorum." deyip kollarını yana açtı Ozan.

İkisi de gülerek aşağı indiler.

Herkes kahvaltı sofrasına oturmuştu.
"Gençler inmeniz niye bu kadar sürdü?" dedi Hamza sırıtarak.

Ayşegül de panik olup;
"Uyandıramadım sığırı!" dedi.

Ozan şok içinde Ayşegül'e baktı.
Herkes kahkaha atarken yemek yemeye başladılar.

Ozan çok neşeliydi. Herkesle muhabbet ediyor, şakalaşıyordu.

Ayşegül onun bu halini buruk bir tebessümle izliyordu.

"Aslında ne fırtınalar kopuyor içinde Ozan. Ben biliyorum."
diye geçirdi içinden.
      
                                  ...

Ecem, "Ee bugün ne yapıyoruz?" dedi hevesle.

"O zaman bugün şöyle yapalım. Hanımlar bize mükemmel bir kahvaltı hazırladığı için onlar ne isterse onu yapalım!" Dedi Gürhan.

Kızlar mutlu erkeklerse endişeli bir şekilde kabul ettiler bu teklifi.

"O zaman yarın da biz hazırlayalım onlar da biz ne istersek onu yapsınlar." dedi Metin.

"Eğer zehirlenmezsek, olur!" dedi Ezgi.
Herkes kahkaha attıktan sonra.

Cihan, "Hadi hazırlanın." dediğinde herkes odasına çekildi.

Kızlar yazlık elbiselerini giydiler hevesle.

"Bunları giymek için kaç kilo verdik tabii giyeceğiz!" diye isyan etti Ezgi hikayenin yazarına.

( benim suçum neydi ezgicim?)

Herkes hazırlandığında kapının önünde buluştular.
Ozan, Ayşegül'e bakarken gözleri parladı adeta.

"Ne güzel olmuşsunuz Lady Yılmaz."
"Güzel bakan gözünüz efenim." dedi Ayşegül elbisesini sallayarak.

"Hadi sahile gidelim!" Cemile cümlesini bitirir bitirmez herkes arabalara doluştu.

Ozan ve Ayşegül, ön koltukta Cihan ve Cemile'nin olduğu arabaya bindiler.
Arka koltukta sadece ikisi vardı.

Arabadayken yapılan fan editlerine baktılar beraber.
Aniden karşılarına Yaralı Ceylan skecinden bir edit çıktı.

İzlerken ikisi de duygulanmıştı ufaktan.

"Ne dövmüştün beni seviyorum ayağına zalim!" dedi Ozan gülerek.

"Benim biricik rolüm sever de döver de! Hem karakteri bana yazmadan önce düşünecektin Ozan efendi!"

"Başka kimi yazsaydım?" dedi Ozan. Ve telefonuna döndü.

Cihan aslında bu anı hiç bölmek istemezdi ama "Geldik!" demek zorunda kaldı.

Herkes arabadan indi ve beraber sahil kenarında yürümeye başladılar.

Yürürlerken;
"Ozan?" sesiyle herkes sesin geldiği yöne döndü.

Baya iyi bir yerde bitirdim ahahah :d
Çok da gerilmeyin diyeceğim ama ne yapacağım belli olmaz ;)

Bu arada hikayeye arada dahil oluyorum hoşunuza gitmediyse söyleyebilirsiniz.

Akşama yeni bölüm gelebilir bir aksilik çıkmazsa, görüşürüüz :)






OzAy | StayHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin