Çok Bilinmeyenli Denklem

663 46 2
                                    

Uzun bir aradan sonra, hikayeye devam etmeye karar verip bölümü yazdım. Uzun süredir aklımdaydı devam etmek fakat yazmaya fırsatım olmamıştı. Eğitim hayatımın yoğunluğundan dolayı vakit sıkıntısı var. Ayrıca Teen Wolf'un ara vermesinden dolayı, benim de malumunuz senaryoya bağlı gidişimden dolayı yazmak, bölümleri kurgulamak zor oluyor. Bölüm beklentilerinizi karşılar mı bilmiyorum ama yazmaya, olayları kurgulamaya çalıştım.

Umarım beğenirsiniz. Vote ve yorumlarınızı bekliyorum. :)

Yataktan çığlık atarak fırladığımda iki güçlü kolun omuzlarıma dolanıp beni tutmaya çalıştığını farkettiğimde öfkem doruk noktasına ulaşmıştı. Pençelerim kaslı kolun derisini yırtarken bir anda kulaklarımı sağır eden ses odanın köşesine kaçıp kulaklarımı kapamama sebep oldu. Yakılan ışık gözlerimi kör edercesine parlıyordu sanki.

"Lily?" diye bağıran sese kafamı kaldırdığımda Eric'i gördüm. "Ne oldu?" diye sordu şaşkın bir tavırla.

"Leo." diye fısıldadım. Eric dizlerinin üzerine oturup bana doğru eğildi. Başımın iki yanında duran ellerimi indirmeye çalıştı. "David havlu ver." diyerek arkasını dönünce David'e ne yapmış olduğumu anımsadım. David sol kolunun üst kısmından kanlar akarken Eric'e havluyu vermişti.

Eric havluyu aldığında ilk olarak yüzümü sildi. Muhtemelen korkudan fazla ter salgılayıp su içinde kalmıştım. Havluyu enseme doğru götürürken beni öne çekti.

"Pençelerini ensene nasıl geçirdin?" dedi kızarcasına.

"Geçirmedim." dedim kesin bir sesle.

"Ensende dört tane tırnak oyuntusu var. Kapanmıyor…" dedi Eric sesi azalıp düşünceli bir hale bürünürken. Ayağa kalkıp aynanın karşısına koştum. Arkamı dönüp başımla omzumun üstünden enseme bakmaya çalıştım. Leo'nun enseme tırnaklarını geçirdiği hizada açık yaralar vardı.

"Bunlar Leo'nun…" dedim gücüm vücudumdan çekilircesine afallarken.

"Lily?" Adımı duyduğumda yüzünde dehşet ifadesi beliren Eric'e baktım. "Ne yaptın?"

**

Soru karşısında ağzım açık durmaya devam ederken Eric gözlerini benden ayırmamıştı "Ben bir şey yapmadım." dedim sesimi tekrar bulduğumda güç bela.

"Hastaneye gelmeden önce mezarlıkta ne yaptın?" diye sordu Eric bu kez soruyu açarak.

"Eric, ben bir şey yapmadım." dedim kelimelerin üstüne bastırmaya çalışarak. "Da- David nerde?" dedim odada olmadığını farkederek.

Odadan çıkıp salona indiğimde onu mutfakta bar sandalyesine oturmuş, kanayan kolunu koyu gri mermer masaya yaslamış pansuman yapmaya çalışırken buldum. Hiç bir şey söylemeden yanına gidip elindekileri aldım. Tek elle pansuman yapması imkansızdı.

"Ben hallederim." dedi duygusuz bir sesle. Cevap vermedim. Ona verdiğim zararı görünce midem kalkmıştı. Resmen etini tırnaklarımla parçalamıştım.

"Hastaneye gitmemiz gerek. Dikiş atılması lazım." dedim suçlu bir sesle yutkunarak.

"Eric halleder." dedi David duruşunu bozmadan. "Tek gecede iki kez hastane ziyareti yapamam."

"Özür dilerim." dedim ona bakmadan, elimden geldiğince yaranın etrafını temizlemeye çalışırken. Elimi eline kenetlediğimde hızla kolunu çekince tüm ilaçlar yere saçılmıştı.

"Acımı almana ihtiyacım yok." diye bağırdı David bir anda, ben istemsizce geri çekilirken.

"Ben sade-"

teen wolf: a new storyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin