"Merhabalar Park Seowon, ben Rusya İçişleri Bakanı, Vyladimir Klokoltsev*." dedi
-elini uzatarak- orta yaşlarının sonunda olan adam. Seowon, tereddüt etse de, elini uzatıp karşısındaki adamın elini sıktı."Seul Optimys Genel Hastalık Hastanesi'nin Başhekimi." dedi gözlerini karşısındaki adamın gözlerinden ayırmayarak.
"Memnun oldum Seowon," dedi adam, pişkince sırıtarak. Seowon istifini bozmadan başıyla hafifçe karşılık verdi. Ardından, Vyladimir ve Seowon, karşılıklı bir masaya oturdular.
"Ülkenizde ortaya çıkan hastalık bizi, özellikle de beni çok şaşırttı Seowon. Bizzat kendim ve Sağlık Bakanımız ilgilenecek. Açıkçası çabaların da göz yaşartıcı." dedi adam itici olan tebessümü sunarak. Seowon, tek kaşını kaldırdı ve duruşunu dikleştirdi.
"Aslına bakarsanız, bizim Sağlık Bakanımız da ilgilenebilirdi." dedi Seowon, geldiğinden beri aklında olan soruyu yönelterek. Birşeyler seziyordu. Adam, kafasını eğdi ve alayla güldü.
"Demek ki o kadar önemsemiyor." dedi pişkince göz kırparak. Seowon, ülkelerinin görmezden gelmesine yine anlam veremedi. Sırf bu yüzden bu adamın karşısında küçülüyordu!
"Her neyse, sizinde bizzat(!) ilgilendiğinize göre, durum düşündüğümden de vahim." dedi Seowon, duruşunu düzelterek. Vyladimir Klokoltsev, tatmin olmuş gülüşünü sergiledi ve o da duruşunu düzeltti.
"Gerçekten de öyle Seowon. Ayrıca, dünyaya yayılacağa benziyor. Ülkemiz de tehlike altında. Bu işin çözümünda bize yardımcı olacak kişiler, en az senin kadar azimli ve istekli olması gerek. Seni bu işin başına koymak istiyorum. Seçeceğin yardımcılar da ekibimizle çalışacak kapasitede doktorlar veya uzmanlar olmalılar." dedi adam, kendinden emin bir ifadeyle. Hâlbuki, Seowon daha teklifi kabul bile etmemişti.
"Peki, ya ilaç bulunamazsa? O zamana kadar ölen insan sayısı artacak ve belki de yayılacak." dedi Seowon. Vyladimir, ayağa kalktı ve derin bir iç çekti.
"Benimle gel." dedi net bir şekilde.
***
"Gördüğün bu labaratuvarda, incelenmesi gereken bir virüs bakterisi vardı. Fazla dozda yükleme olunca... Bakteri mutasyona uğradı. İlk zamanlar kontrol altında tutabiliyorduk. Virüsün yok edilmesi için bakterinin belli bir boyuta dönmesi gerekiyordu. Ama bakteri... Güney Kore Uzman Labaratuvar'ında patladı ve Seul'de yayılmaya başladı. Benzetme yapacak olursak, nükleer radyasyon gibi de denebilir. İnsan vücudunda büyük bir kısmı etkisi altına alıyor." dedi alaylı suratını silip, yerine en ciddi ve rahatsız ifadesini takınarak. Seowon, duydukları karşısında küçük çaplı bir şok geçirmişti. Ama bir tarafı hâlâ biyolojik bir saldırı olduğunu savunuyordu.
"Biliyorum, şuan kasten yapıldığını düşünüyorsun. Kim olsa öyle düşünürdü. Ama inan, böyle birşey yapacak olsaydık, hedef Güney Kore olmazdı." dedi Vyladimir.
Doğru, hedef Güney Kore değildi. Güney Kore yalnızca aracıydı...
"Peki, yapabileceğim şey ne?" dedi Seowon, ciddiyetle Vyladimir'e dönerek. Girdikleri bu cam kapsül koridor, labaratuvarı dışarıdan izleme fırsatı veriyordu. Yeşil ve mavi renklerinin hakim olduğu bir ortamdı.
"Bizimle birlikte çalışmak ve en kısa sürede bir ilaç üretmek." dedi adam, net bir şekilde. Seowon, etrafına baktı. Aklına hastane koridoru ve hastalar geldi. O kadar çok vaka vardı ki... Üstelik yalnızca Seul'de... Az bir zaman sonra bütün ülkeye ve hatta dünyaya yayılacağından emindi. Vyladimir'e döndü. Gözlerini kapatıp derin bir nefes aldı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
VİROLOJİ : COV-E9
Ciencia FicciónSalgın hastalık : Cov-E9 Ölenler bedenler değil, fikirlerdir! •Kapağın tüm hakları 'Roy Tasarım'a aittir!• Lee Jong Suk#1