6 - SÜREYYA YILDIZI

119 39 125
                                    

Merhaba arkadaşlar! Yepyeni bir bölümle karşınızdayım. Çok güzel bir bölüm oldu. Sizinde seveceğinizi umuyorum ve sizi bölümle başbaşa bırakıyorum. O güzel kalplerinizi ve yorumlarınızı esirgemeyin. İyi okumalar!
.
.
.
.
.
.

İnsan hayatta öyle bir karar almalı ki tüm gücünü gittiği yola sarf edebilmeli

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

İnsan hayatta öyle bir karar almalı ki tüm gücünü gittiği yola sarf edebilmeli. Ve gün gelirde birşeylerden vazgeçerse vazgeçişleri bile gurur duymalı onunla. Kimi bir avuç vazgeçişte kâinatı görür, kimi kâinata bakar bir avuç vazgeçiş görür. Ben vazgeçişlerimden bile vazgeçmiştim sırf annem için. O kadar ki unutmuşum nelerden vazgeçtiğimi.

Annemden kalan tek asaf boynumdaki melek figürüydü. Yurt müdürü küçükken annemin tek bir fotoğrafını vermiş ve o fotoğrafta gördüğüm annemin boynunda melek figürünün olduğunu fark etmiştim. Şimdi annemi tekrar yaşatmak için çırpınırken o dövmenin aynısını bende yaptırmıştım.

Karşımda duran Kahraman Denizhan'ın kahverengi gözleri boynumdaki dövmede bir süre gezindi. Adımı sormuştu lâkin neden sormuştu ki? Onun bu sorusunun cevabını biraz fazla beklettiğimi düşünerek bir çırpıda "Süreyya Yıldız efendim." dedim.

Gözlerindeki şaşkınlık kalbimi tekledi. Ben yanlış birşey mi söyledim diye düşünürken Kahraman Denizhan'ın arkasından bize doğru yaklaşan Ener düşüncelerimin yüzdüğü denizi dalgalandırdı.

Yanımıza ulaştığında dedesine "Dede, ben gidiyorum..." dediğinde gözleri bana ilişti. Gülmemek için kendimi tutarken aslında biraz utanmıştım. Sonuçta ona maddi bir zarar vermiştim. Ener tekrar dedesine dönüp "Benim arabaya çarpmışlar. İlgilenmek için yemekten ayrılmam gerekiyor. Kusura bakma." dedi.

Kahraman Denizhan üzerinden atmaya çalıştığı şaşkınlıkla birlikte kaşlarını çatıp Ener'e "Kamera kayıtlarına bakın oğlum. İstersen seninle geleyim." dedi. Eğer Ener'in dedesi kamera kayıtlarına bakarsa biterdim. Kuray'ın arabasının plakası zaten gözüküyordu. Benim olduğum anlaşılırsa işten kesin kovulurdum.

Tedirgin bir şekilde Ener'e döndüğümde o, ne demek istediğimi anlamış bir şekilde gözlerini kapatıp açtı. Dedesine dönüp "Gerek yok. Bem hallederim." dedi. Sonra başıyla beni işaret edip "Sadece Süreyya benimle gelsin yeter. Kamera kayıtlarını o bana gösterir." dedi.

Ener, dedesinin benim ismimi nereden bildiğini soramadan arkasını dönüp gittiğinde bende el mecbur peşinden koştum.

Ener otoparka indiğinde bir anda durup bana döndü. "Bu iyi bir fikirdi, ancak arabam benim için değerliydi." Bu hâliyle şekeri elinden alınmış bir çocuk gibiydi. Bunun olacağını tabi ki tahmin ediyordum. Sonuçta öyle bir arabaya bende sahip olsam ve birisi gelip arabama yoktan yere çarpsa bende aynı tepkiyi verir hatta biraz daha abartırdım.

Ne de olsa arabası BMW'ydi. Eğer BMW'ye düşenler kulübü açılsa beni kesinlikle kulübün başkanı seçerlerdi.

Güldüm. "Öyle kasıntılı bir ortamdan kurtulmak için bence değerdi."

 Gece İzmihlâli ~ SÜREYYA Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin