Ester ellerini anahtardan çekti ve yavaşça havaya kaldırdı. Fakat yüzünü cüceye dönmedi. Bunun üzerine cüce elindeki kılıcı Ester'in boynuna daha fazla bastırdı ve sertçe:
- Hemen bana yüzünü dön, dedi.
Bunun üzerine Ester biraz daha bekledi ama kılıcın boynuna geçmeye başladığını anladığında yavaşça ayağa kalktı. Boynundaki kılıç artık beline geliyordu ama varlığını hissettirmeye devam ediyordu. Öyle ki sivri ucunu bel çukurunda gayet rahat bir şekilde hissediyordu. Cüce bir anda bu baskıyı artırınca Ester derin bir nefes aldı ve yavaşça arkasını döndü. Eş zamanlı olarak havadaki ellerini indirirken kafasındaki kapüşonunu çıkardı. Cüceyle göz göze geldikleri an cüce, Ester'in -arkasını döndüğü için- karnına bastırdığı kılıcını çekti ve kınına geri koydu. Ardından mahcup bir şekilde konuştu.
- Özür dilerim, Profesör Lena. Sizi bir yabancı zannettim.
Ester hemen:
- Önemli değil, dedi ve gülümsedi.
Cüce hemen onun gülüşüne karşılık verdi ama konuşmadan da edemedi.
- Sesiniz biraz farklı geliyor, efendim. İyi misiniz?
Ester hemen yapmacık bir şekilde öksürdü ve ona cevap verdi.
- Bu ani hava değişimleri beni hasta etti. O yüzden sesim bi' farklı çıkıyor. Ah, benim güzel sesim! Ah!
Cüce büyük bir üzüntüyle konuştu.
- Geçmiş olsun, efendim. Ben size hemen kapıyı açayım.
Cüce hemen anahtar deliğine uzandı. O sıra da konuşmaya devam ediyordu.
- Dikkat etmezseniz maazallah sesiniz de kısılır efendim. Benim de sesim bir ara böyle olmuştu. Ben hemen çiğ yumurta içtim. Vallahi hemen sesim eski hâline geldi. Bence siz de için. Sesinize iyi gelecektir.
Cüce kapıyı açar açmaz Ester içeri girdi. Girerken de ona gülümseyerek konuşmayı ihmal etmedi.
- Teşekkür ederim. Bu iğrenç sesin gitmesi için yukarı çıkınca bunu hemen deneyeceğim.
Ardından hemen yüzünü içeriye döndürdü ve en saklı, en gizli büyülere kendini bıraktı.
İki Hafta Önce
Birinci sınıf büyücüler iksir laboratuvarında sınav olurlarken Ester yavaşça elini havaya kaldırdı ve Profesör Lena'ya seslendi. Bunun üzerine Profesör Lena hemen onun yanına gitti ve:
- Ne oldu Ester, diye sordu.
Ester hemen ona cevap verdi.
- Efendim, ben şekil değiştirme iksiri yapıyorum ama bir malzemem eksik. O da değiştirmek istediğim kişiye ya da bir şeye ait her hangi bir şey...
Profesör Lena ona ışıldayan gözlerle bakmaya başladı. Profesör Lena yapımı zor olan iksirlere bayılırdı ve bu tür iksirleri yapan öğrenciler onun gözünde diğerlerine kıyasla bir tık yukarıda kalırdı. Ester'in yaptığı bu iksir de yapımı çok zor olan iksirlerden biriydi ve Ester bu iksiri yapmayı başarırsa Profesör Lena, içinden ona tam not vereceğine dair yeminde bulundu. Bunun heyecanına kapılıp giderken eli saçlarına gitti ve bir tel koparıp onu konuşarak Ester'e verdi.
- Bunu al ve iksiri içtiğinde tıpa tıp benim kopyam ol. Ben de sana tam not vereyim. Ne dersin?
Ester büyük bir şekilde gülümsedi ve:
- Teşekkür ederim, profesör, dedi.
Ardından saç telini aldı. O sıra öğrencilerden biri Profesör Lena'ya seslendi ve profesör hiçbir şey demeden oradan uzaklaştı. O sıra Ester elindeki saç telini ortadan kesti ve birini masaya, diğerini ise kazanın içine koydu. Ardından masadaki saç telini küçük bir torbaya koydu ve onu cebine atarken kendi kendine kısık sesle konuşmayı ihmal etmedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Güneş ve Ay
FantasyBüyülerin, elementlerin ve kılıçların havada uçuştuğu fantastik bir dünya sizi bekliyor. Normal olmayan ikizlerin kendileriyle ve dış dünyayla çatışmasını okumaya hazır olun. Neredeyse her hikayede olduğu gibi bu hikayede de iyi-kötü çatışması var...